Antalya Serbest Bölgesi’ndeki Novamed’te çalışan 83 kadın işçinin bir yılı aşkın süren hak arama mücadelesi kitap oldu. Feryal Saygılıgil’in yazdığı ‘Bir Kadın Grevi’ isimli kitap, 2006’daki bu kadın direnişini aktarıyor
Necla Demir/İstanbul- MA
Antalya Serbest Bölgesi’nde faaliyetini sürdüren Novamed’te, Petrol-İş Sendikası’na üye 83 kadın işçi, maruz kaldıkları saldırıları bertaraf etmek, sendikalaşma haklarını savunmak için 26 Eylül 2006’da greve çıktı. Düşük ücret verilmesi, hamileliğin takvime bağlanarak sıraya konulması, tuvalete gitmenin önce yasaklanması, sonra dakikalara bağlanması, kadınların regl dönemlerinin sorun olması gibi nedenlerle 83 kadının başlattığı direniş, 448 gün sürmüş ve üç yıllık toplu iş sözleşmesi imzalanarak sonlanmıştı. Direniş Sosyolog Feryal Saygılıgil tarafından, “BİR KADIN GREVİ Serbest Bölge’de Kadın Olmak” ismiyle kitaplaştırıldı. Saygılıgil, kaleme aldığı kitap için, “Umarım sendikalara, sendikalardaki kadınlara, kadın örgütlenme uzmanlarına ulaşır ve tartışılır” dedi. Novamed grevinin iki önemli özelliği var; birincisi Türkiye’deki serbest bölgelerde başarıya ulaşan ikinci grev olması, diğer ise, “kadınların grevi” olması.
Direnişin belgeseli çekildi
Sosyolog Feryal Saygılıgil, kitabın ortaya çıkış hikayesini şöyle anlatıyor: “Petrol-İş Kadın Dergisi’nde Novamed’de çalışan kadınlarla yapılmış bir röportaj çıkmıştı. Oraya giderek grevdeki işçilerin deneyimlerini belgelemeyi, onlarla sohbet etmeyi çok istiyordum. Sinemacı Güliz Sağlam ile birlikte işçilerle görüşmek için Antalya Serbest Bölgesi’ne gittik. Grevin 141. günüydü ve iki gün boyunca grevdeki kadınlarla sohbet ettik, çekim yaptık. Bu çekimlerden on iki dakikalık, ‘Novamed Direnişi’ isimli bir belgesel hazırladık. Novamedli grevci kadınların deneyimini doktora tezim olarak belirlemem de bu sürece dayanıyor. Böylece hem yazılı hem de görsel olarak bu önemli deneyimi aktarabilecektim. Kitabın doğuş fikri böyle başladı.”
Vasıfsız ve ucuz iş gücü
O döneme tanıklık eden kadınlardan biri olarak nasıl gözlemlerde bulunduğunu ise şu ifadelerle anlattı Saygılıgil: “İşçiler kadın oldukları için sömürülüyorlardı. Bu ayrımı görmek çok önemliydi. Sadece kapitalizm değil, patriarkal dediğimiz erkek egemen sistem yapısından dolayı yaşanan durumlardı. Çok bariz bir şekilde oradaki örnekler üzerinden sömürülme biçimlerini konuşabiliriz. Örneğin hamilelik sıraylaydı. Aynı bantta çalışan kadınlara iki ayda bir anca hamilelik sırası geliyordu. Bu yüzden pek çok kadın çocuğunu kaybedebiliyordu. Kadınlar vasıfsız iş gücü, ucuz iş gücü ile bantta çalışıyorlardı. Tuvalete gitmeleri yasaktı. Giderlerle maaşlarından para kesiliyordu. Bunlar Novamedli kadınların bize anlattıklarıydı.” Flormar örneği Novamed direnişinden günümüze geldiğimizde, o yıllardan bu yana kadınların emek mücadelesinde ne gibi değişim ve dönüşümler yaşandığını soruyoruz Saygılıgil’e, “Kadın emeği meselesi Flormar işçilerine kadar gündemimizi maalesef çok oluşturamıyor” diyerek başladı konuşmasına ve şöyle devam etti: “Sadece piyasadaki emek gücüne değil, evdeki emek gücüne de el konuluyor. Bu süreç içerisinde Novamedli kadınlar bunu fark ettiler. Feminist kadınlarla bir araya geldiler. Hem oradaki kadınlar hem de biz feministler açısından bir şeyler değişebilir ve daha da gelişebilirdi. Fakat toplu sözleşme yaşandı ve işçiler kazanıp haklarını elde ederek içeri girdiler” dedi.
Deneyimler aktarılmalı
Kadın emeğinin gerekli olan her alanda tartışılmasını temenni ederek, son olarak şunları söyledi Saygılıgil; “Türkiye’de kadın emeği hep yazılıp çizilirdi ama görünür olan bir şey yoktu. Ev içinde yaşananların dışarıya yansıması, fabrikaların kapılarının dışarıya açılması ve yansımasına neden oldu. Bu örneği diğer kadınlara verebilmek çok önemliydi. Bu kitap umarım o işe yarar.İşte Flormar işçileri. Bu tür kitaplar ve çalışmalar buna yarıyor. Bu kitap umarım sendikalara ulaşır. Sendikalardaki kadınlara, kadın örgütlenme uzmanlarına ulaşır ve tartışılır.İşçi kadınların örgütlenmesi üzerine vesile olur, yoksa zaten başka ne konuşulabilir ki? Okullarda çalışma ekonomisi sosyoloji bölümlerinde, emek üzerine kadın emeği üzerine tartışmak için işe yarayabilir. Bunlara vesile olması dileğiyle.”