Annelerin bizlere yansıttıkları Newroz ruhu bambaşka bir duyguya dönüşmüştü. Annelerin ellerimizi tutması, dokunması, sarılması tarif edilmez bir mutluluktu. Açıkçası onlarla omuz omuza halay çekmekten daha değerli bir an olamazdı
Nuran İmir*
Bu yıl Botan’da ilk Newroz ateşini doğasıyla, dağları ile sıcak ve misafirperver halkı ile Beytüşşebap Elkê’de yaktık. Beytüşşebap sadece il merkezine yaklaşık 3 saat uzaklıkta. Bunun yanında Diyarbakır’dan gelen konuklarımız ile birlikte yaklaşık 7-8 saat yolda kaldıktan sonra akşam vakti vardık. Beytüşşebap’a bizleri bekleyen arkadaşlarımız halk ile birlikte davul zurna ile karşıladılar bizi. O akşam bir ailemize misafir olduk. Her ailemizde olduğu gibi, bu ailemizin de 6-7 yıldır cezaevinde olan bir oğlu vardı ve hali ile muhabbet onun üzerine yapıldı. Daha önce de 5 yıl kadar cezaevinde kalan oğlu cezaevinden tahliye olduktan bir yıl sonra yeniden tutuklanmış ve yıllardır cezaevinde olan oğluna pandemiden dolayı da 3 yıldır ziyaretine gidemeyen annenin hüznü yüzünden okunuyordu.
Daha sonra, bir sonraki gün kutlayacağımız Newroz programını konuştuk. Sabah saat 12 civarında toplandık. Beytüşşebap’ın yöresel kıyafetlerini giyen gençler ve kadınları görünce bizler de onlarla birlikte aynı elbiseleri giymiştik. Newroz alanına yürümek için hazırlandık. Davul zurna eşliğinde ve “Newroz pîroz be!” sloganları ile Newroz alanına yürüdük. Annelerin öncülüğünde Newroz ateşi yakıldı ve halaylar başladı.
Newroz Botan’da her yere farklı yakıştığı gibi Beytüşşebap’ta da doğa ile bütünleşerek direnişini ortaya çıkardı. 15 Mart’ta Beytüşşebap’ta ortaya çıkan görüntü aslında 2022 Newrozu’nun nasıl geçeceğinin ilk habercisiydi. Gittiğimiz gibi ilçeden çıkarken de yine gençlerin sloganları ile uğurlandık. Muhteşem Komate Vadisi’nden inerken yolda da durduk. Doğa ile birlikte ateşimizi yaktık ve ateşin üzerinden atlayarak Newroz’un kutsal geleneğini de yerine getirdik.
Uzun bir yolculuktan sonra yeniden Cizre’ye geçtik.
Bir sonraki Newroz kutlamamız 19 Mart’ta Şırnak merkezde olacaktı. Kutlamadan bir gün önce Şırnak’a geçtik. Mahallelerde bildiri dağıttık. Çok soğuk bir hava vardı. Katılım konusunda biraz tereddüdümüz vardı. Belki kar yağışı ve soğuk katılımı etkiler diye düşünüyorduk. 19 Mart sabah Cizre’den Şırnak’a Newroz alanına doğru yola çıktık. Cizre’de başlayan yağmur sağanak şeklinde yağıyordu ve Cudi’yi aştıktan sonra yağmur kara dönüştü. Bizler de acaba kitle gelir mi hâlâ iptal edilir mi diye düşünürken, alana vardığımızda alanın halk tarafından doldurulmuş olduğunu gördük. Soğuk hava, kar yağışı halkın Newroz kutlamasına asla engel olmamıştı. Tam tersi kar yağışı ayrı bir güzellik katmıştı alana ve annelerin beyaz tülbentleri kar taneleri ile birleşmişti. Gençler yöresel kıyafetleri ile alanda muhteşem bir ahenk oluşturmuşlardı. Bütün hava soğukluğu ve kar yağışına rağmen Newroz ateşimizi yaktık ve halaya başladık. O an bambaşka bir andı. Annelerin bizlere yansıttıkları Newroz ruhu bambaşka bir duyguya dönüşmüştü. Annelerin ellerimizi tutması, dokunması, sarılması tarif edilmez bir mutluluktu. Açıkçası onlarla omuz omuza halay çekmekten daha değerli bir an olamazdı. Bakıldığı zaman bir halay gibi gözükse de içerisinde direnişi, acıyı, başarıyı, tarihi barındıran bir andı aslında, her bir annenin yüzünden yüzlerce hikâye okunuyordu.
Ve dönemin dijital gençliği yaşanan her anı telefonlarla çekiyordu. Bu sayede sesimiz dünyanın her yerine anında ulaşıyordu.
Yerlerde o kadar çok çamur vardı ki herkes dizlerine kadar çamura batmış ve bazıları düşerken baştan aşağı çamura batmış olmasına rağmen ve kar kutlama boyunca yağmasına rağmen halaylar ve sloganlar bir saniye bile dinmedi. Alanı sonuna kadar terk etmediler ve herkesin ortak fikri bugüne, bu Newroz’un bugüne kadar Şırnak’ta kutlanan en iyi Newroz olduğu noktasındaydı. Newroz baharı getirmemiş olsa da her mevsimde direnişin bayramı olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştı.
Aynı gün yine eş zamanlı Uludere ilçemizde de Newroz kutlamaları devam ediyordu. Uludere de dağlık bir alanda olduğundan kaynaklı kar yağışları Şırnak merkezden daha etkiliydi. Burada da yoğun bir kar yağışı altında kutlandı. Burada da Uludere’nin kendine has kültürü ile halaylar çekildi, yöresel elbiseler giyildi. Ve Newroz’un ateşi Uludere’den de bütün kar ve soğuk hava koşullarına rağmen yükseldi.
Silopi Newroz’a hazırdı
Yaklaşık bir haftaya yayılan Botan Newroz kutlamalarının üçüncü adresi Silopi olacaktı. 20 Mart için Silopi Newroz’a hazırdı. Cudi’nin çevresini saran Botan vadisinde aynı anda dört mevsim yaşanabiliyordu. O gün yine aynı heyecanla uyandık. Ulusal kıyafetlerimizi giyerek Silopi’ye doğru yola çıktık. Bir önceki gün Şırnak merkezde Newrozu karlı ve soğuk havada karşılarken, Silopi de ise bir bahar havası vardı.
Silopi’de Newroz alanımız biraz daha tertipli ve düzenli bir alandı. Silopi Belediyemizin de organizeye dahil olması ile daha kapsamlı bir kutlama gerçekleşecekti. Alanda Newroz başlayıp bitene kadar hem girişte hem de çıkışta akış olmasına rağmen; son derece canlı bir kitle yine bütün Newroz renklerini alana taşımıştı. Silopi’den yükselen ‘Newroz Pîroz be’ sesleri Zaxo’ya ve Rojava’ya kadar ulaşıyordu. Göz göze geldiğimiz herkesin yüzünde bu Newroz’un aslında önceki Newrozlardan çok farklı olduğunu hissediyorduk. Halkımızın Newroz’a biçtiği kutsal değer Newroz alanından net olarak gözüküyordu.
Halaylar, zılgıtlar ve sloganlar hiç eksilmedi. En son sahneye çıkan Cevdet Bağca, Kürt halkının yoldaşı olduğu için mutlu olduğunu dile getirerek, alanda Newrozu Newroz yapan Botan’ın direngen kadınlarını görünce, özgür bir toplumun ancak kadınların mücadelesi ile kurulacağını dile getirerek; “Kadınlar kadınlar dağlara doğru!” parçasını söylemeye başladı. Ardından Aram Tigran’ı anarak Wey Dilberê parçasını söyledi.
Cizre: Newroz’un başkenti
Ve 21 Mart Botan’da Newroz finalinin vakti gelmişti. Botan’da final Newroz’un başkenti Cizre’de olacaktı ve aynı gün İdil’de de Newroz kutlamaları devam edecekti. O gün Cizre’de olacaktık ve Cizre’de ne zaman Newroz ismi geçse herkesin aklına gelen Cizre’nin direniş Newrozu’dur. Cizre için Newroz; baharın gelişi, direniş bayramı ve Newroz’un kutsallığı dışında bir de Cizre’nin aslında Newroz’a kattığı ayrı bir anlam vardır.
‘92 Newrozu hem Cizre için hem de Kürt hareketinin Newroz tarihi için bir milattır diyebiliriz. Bundan kaynaklı her Newroz’da Cizre’de 92’de direnenlerin ruhu ile kutlanır ve her Newroz’da ‘92 ruhunu en derinden hisseden yer Cizre’dir diyebiliriz.
2022 Newrozu’nda da Cizre ‘92’i ruhunu ortaya yansıttı. Ben de ne zaman Cizre’de Newroz’a katılsam, 92 Newrozu’nu yeniden yeniden yaşarım ve bu yıl bu duyguyu daha derinden hissettim. Newroz alanına akın eden gençler Newroz alanının hakimiyetini ellerine aldılar; öyle ki sadece güvenlik önlemlerini alan polisler değil, Newroz’u organize eden arkadaşlarımız da gençlere karşı bir tedbir alamadı. Kurulan sahnenin her tarafını saran gençler yetmedi, sahnenin çatısına çıkarak orada bayrak açarak slogan attılar.
Cizre Newrozu’nda bütün Cizre alanda idi diyebiliriz ve çıkan konuşmacıların hepsi Cizre’de, başta Newroz’da yaşamını yitirenleri andılar, ardından Mehmet Tunçları, Asyaları ve özgürlük mücadelesinde canını verenleri anarak konuşmalarına başladılar. Çıkan her sanatçı Cizre’ye ait bir stran seslendirdi. Şarkıları ile, direniş ruhu ile, kutsal olduğuna olan inancıyla, Kürt ulusunun ulusal bayramı ruhu ile Newroz Cizre’de bütün ruhunu yansıtıyordu.
Son Newroz ve Botan’da final olduğu için aynı zamanda Botan’ın bütün diğer ilçelerinden de gelen kitle ile alanın içinde barındırdığı Botan kültür mozaiği ortaya çıkmıştı. Halaylar ve sloganlar, yaşlı anneler ve gençler arasında hiçbir fark bırakmamıştı. Alana karışınca insan ister istemez kendini bir halayın içinde buluyordu. Bir saniye bile durmak bilmeyen gençliğin sesi ve ‘Bijî Serok Apo’ sloganları hiç bitmek bilmedi. Zaten Cizre başta olmak üzere Botan Newrozu ‘Öcalan’a özgürlük’ talebi ile inledi. Bu ruhun asla eksilemeyeceği Cizre Newroz alanından bir daha net olarak ortaya konuldu. Tabi bu sırada bütün Kürdistan’da Newroz kutlamaları devam ediyordu. Başlıca Newroz finalleri Cizre, Nusaybin, Amed olarak belirlenmişti ve her üç kentte de final coşkusu ve heyecanı en derin hali ile yaşandı.
Fakat Cizre ve Botan’ın Newroz ruhu, Newroz’un bütün anlamlarını, bütün değerlerini içinde barındırdığı için insan bambaşka bir atmosfer ile karşılaşıyor, bambaşka bir duygu hissediyordu. Botan’da her bir bireyin içinde bir Newroz var. Her bireyin içinde bir bahar, bir direniş var. Giydikleri ulusal elbiseleri, halayları ve stranları ile bir ulusal bütünlüğü temsil ediyorlar.
Cizre’de final Newrozu’nun finaline gelmiştik; fakat sahnenin çatısına çıkan gençler hala oradaydı ve sahnenin çatısına akın devam ediyordu. Sahnenin altı ise kaybolan çocuklar ile dolmuştu. Çoğu o kadar küçük ki isimlerini bile söyleyemiyorlardı ve öylece ağlayarak annelerini bekliyorlardı orada. Sahne çökmesin diye program zamanından yarım saat önce sonlandırıldı. Bizler de alandan çıkmak için harekete geçtik. Kitle dağıldığında ne kadar kalabalık olduğu daha net anlaşıldı. Caddeler dolup taştı. Trafik tıkandı. Gençlerin sloganları, annelerin zılgıtları ile Cizre Newroz alanından ayrıldı.
Gözlerimizin gördüğü kadar anlatmaya çalıştıysak da Newroz alanlarına akın eden her bir Kürdün bir direniş hikayesi, bir Newroz hikayesi var; hepsinin hikayesini dinlemek için Newrozların günlerce, aylarca sürmesi gerekecek. Ama bu ruhla, bu direnişçi halkla bizler yılın bütün mevsimlerini bahar, bütün bayramlarını Newroz Bayramı’na dönüştürmek için mücadelemizi sürdüreceğiz ve hepimizin hikayesini içinde barındıracak olan o romanı mutlaka yazacağız. Bir Botan Newrozu’nda daha buluşmak umuduyla.
*HDP Şırnak Milletvekili