Haydar Ergül
2022 Newroz kutlamaları çok yönlü değerlendirme ve sonuçlar çıkarmayı fazlasıyla hak ediyor. Öncelikle Newroz kutlamalarını sadece bayram boyutuyla değerlendirmek çok eksik kalacaktır. Yani tek başına bir bayram olarak ele alınmayı fazlasıyla aşan yönler söz konusudur.
Her şeyden önce 2634 yıldır 21 Mart’ın bir şekilde kutlanması, belki de onu tarihin en uzun süreli kutlanan bayramı yapmaktadır. Binlerce yıldır kutlanan ve hemen her kutlamanın Newroz’a yeni içerikler kazandırması onu biricik yapmaktadır. Böylesine uzun zaman kutlanabilmesi; toplumsal bellekte daima kendini yenileyerek, güncelleyerek varola gelmesi Newroz’un biricik özelliği olmaktadır.
Kürtler açısında Newroz’un biricikliği çok daha özgündür. Kürtlerin oluşum sürecinde kalıcılaşma ve daha sonraki zamanlarda işgal, istila ve sömürgeleştirme hareketlerinin varlık olarak tarihte silinme eşiğine gelip dayanmasıyla doğrudan bağlantılı olmasıdır. Halk olarak 20. yüzyılın ilk çeyreğinde iradeleri dışında Kürdistan’ın dört parçaya bölünmesi, her parça üzerinde farklı ulus-devlet stratejisi temelinde fiziksel imha ve kültürel asimilasyona maruz kalması, çok ağır sonuçları olan bu sürecin sonucu varlıksal olarak yoklukla karşı karşıya kaldı. 1970’e gelindiğinde Kürtler ve ülkeleri var mıdır, yok mudur tehlikesiyle karşıyadır. Yani yok olmanın eşiğindeki bir toplumdan söz ediyoruz.
Derin acılar ve travma yaşayan bir halk; adeta varlığını devam ettirmesinin mümkün olamayacağı düşüncesinin egemen olduğu dönemdir. Özgürlükten, kurtuluştan söz edenlere kuşkuyla bakıldığı bir dönemdir. “Devlete devlet gerekir” söylemi Kürtler arasında yaygın olduğu bir zamandır. Umuttan bahsetmek imkânsızdır. Kadere razı olmuş, kurbanlık koyun gibi bıçağın altına yatmış, boynunun kesilmesini beklemektedir Kürt. İlk özgürlük tohumları hemen her şeyin negatif, ölüme yatıldığı koşullarda, bir Newroz zamanında atılacaktır. Ellinci yıla girişin yaşandığı günümüzde bu ilkin zorluğu anlaşılmadan, bilince çıkarılmadan milyonların Newroz alanlarına nasıl aktığı kavranamaz ve gereği de yapılamaz.
Şan olsun o ilk yürüyüşçüler! Onlar bilgeliğin, hissiyatın, onurun timsalidirler. Yabancı egemen-sömürgeci güçlerin saptırdığı, baş aşağı çevirdikleri Kürdistan tarihini ayakları üzerine çevirdiler, onun yürüyüşünü başlattılar. Kürtlerin ayakları üzerinde yürümeye başlamaları, insan olma onuruna ulaşmalarını sağladılar.
Özgürlük Kürt için budur. Bu Kürt’ün kendisini bulma, özüne ulaşma yürüyüşü oluyor. Ellinci yılda milyonların Newroz alanlarına akması, o ilklerin attığı tohumunun yeşermesi ve toplumsal olarak karakter kazanması sonucu olmaktadır. Kürtler bir Newroz zamanında özgürlük akışına başlamaları, tarihsel diyalektiğiyle uyumludur. Çünkü Newroz Kürt’ün direnen temel damarıdır; o yüzden maya tutmuş ve geçen her Newroz kutlaması katlanarak toplumsal karakterine ulaşmayı başarmıştır. Newroz’da milyonların alanları tıka basa doldurması dirilişin çoktan geride kaldığı, yerini özgürlük direnişine bıraktığının çarpıcı sonucu oluyor. O yüzden ellinci yılın belgisi “Kazanma Zamanı” olmaktadır.
Kazanılacak olan özgürlüktür. Demokratik ve özgür yaşamdır. Başta Kürtler olmak üzere halklar, kadınlar, gençler, emekçiler, yaşlı ve çocuklar özüne kavuşacak; demokratik ortamda iradeleriyle yaşayacaklardır. Newroz alanları bunları söyledi. Anlayanlar bunu gördü. Anlamayanlar veya anlamak istemeyenler de aşılarak başarılacaktır. Newroz iradesi budur.
Bazı kesimler bu düzeyde bir katılım beklemiyordu. “Çökertme Planı”nın uygulayıcılarının beklentileri; Kürtler korktu, sindiler ve alanlara çıkmaya cesaret etmezler, diyorlardı. “Kürtlerin mecali kalmadı” sözleri boşuna dile getirilmemiştir, bu beklentilerinin sonucudur. Beklenti, umutsuzluğun yüksek olduğunu varsayıyorlardı ve kimsenin cesaret edip alanlara çıkmayacağını düşünüyorlardı. Ancak durum tersi oldu; milyonlarca Kürt ve dostları meydanları aynı sloganlarla doldurdular.
Polisin engelleri rutin olduğundan onları geçelim ama hava koşulları çok olumsuzdu. Kar, kış, tipi ve soğuk altında Newroz meydanları geçen yılın katılımlarını katbekat aşan bir yoğunlukta gerçekleşti. Yine cesaret çok yüksek, irade beyanı netti.
Ellinci yıl Newroz’u ilk yürüyüşçülere adanmıştı. Ellinci yılın şanına yakışır akışkanlıkla alanlar doldu taştı. Öncüye bağlılığını ortaya koydu Kürt halkı. Newroz şahsında ölümsüz olduğunu tekrar kanıtladı Kürtler. Artık varlığını kanıtlama aşaması da geride kaldı. Varılan aşama ya özgürlük ya özgürlük, başka seçenek yoktur. Kürt’ün mecali büyük, güzergâhı net.