Diyarbakır’da 1981 yılında doğan Nesrin Teke, Özgür Halk dergisinin Diyarbakır büro temsilcisiydi. Uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye getirilen PKK Lideri Abdullah Öcalan için yapılan “Güneşimizi Karartamazsınız” eylemlerine katılanlardan biri olarak 9 Temmuz 2000 günü yaşamını yitirdi.
Annesinin gözü önünde 2 Haziran 2000 günü üzerine kolonya dökerek kendisini yakan Nesrin, annesine, “Anne sen daha küçüksün, büyüyünce anlarsın eylemimi. Barış sürecindeyiz ve barışın yükü ağırdır ve insan kendini barış için feda edebilir” demişti.
Kendisini yaktıktan sonra tedavi için götürüldüğü Adana Ortadoğu Hastanesi’nde 9 Temmuz 2000 günü yaşamını yitiren Nesrin’in cenazesi daha sonra Diyarbakır’a getirildi.
Özgür Halk Diyarbakır Temsilcisi Nesrin Teke’nin ardından, 22 Haziran 2000 günü, aynı amaçla kendini yakan Özgür Halk muhabiri ve Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi öğrencisi Mahmut Yener’le birlikte, Diyarbakır Mardinkapı Mezarlığı’nda 11 Temmuz 2000 günü toprağa verildi. Binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde “Şehitler ölmez” sloganları atıldı.
Nesrin’in anısına sadık kalan annesi Nezahat Teke ise o günden bu yana “Barış Anneleri İnisiyatifi”nde savaşın sona ermesi için çalışıyor.
Bu arada, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018’de başlatılan açlık grevlerine 1 Mart 2019 itibariyle katılanlar arasında Nesrin Teke’nin kardeşi Mazlum Teke de bulunuyordu. 24 yaşındaki Mazlum, iki yıldır Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde tutuklu.
Eşi Mehmet Şah Teke hakkında açılan davalardan dolayı ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını anlatan Nezahat Teke, bir kızıyla yaşıyor. Oğlunun “Baskı ortamında büyüyen bir insan, potansiyel suçlu görüldüğü için tutuklu” diyen anne Tekke, “Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için kızım bedenini ateşe verdi” hatırlatmasında bulundu. Teke, “Bugün Mazlum, binlerce arkadaşıyla tecridin kaldırılması için bedenini ölüme yatırdı. Anne olarak sessiz kalacağımız beklenmesin. Çocuklarımız aç iken nasıl rahat yaşayabiliriz” dedi.
Hayatının “İnsanlar ölmesin” ve “Anneler ağlamasın” sloganlarıyla geçtiğini dile getiren Teke, “20 yıldır barış için mücadele ediyorum. Kızımı binlerin talebi için kaybettim. Kin, nefret, ölümler olmasın. Leyla Güven ve arkadaşlarının taleplerine kulaklarını, gözlerini kapatıyorlar. Anneler harekete geçmelidir. Ölü toprağını üstünden atmalılar, gaflet uykusundan uyansınlar. Eğer cezaevinden tek bir tabut çıkarsa, çok kötü durumlara neden olabilir. Şehadet olursa, cezaevinde isyan başlar. Kimse önünü alamaz” diye konuşmuştu.