3 yıldır adalet mücadelesi yürüten Ferit Şenyaşar, Yeşil Sol Parti’de Riha milletvekili adayı olurken, ‘adalet’ talebine kulak tıkayan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise AKP’den aday oldu. Rihalılar bu durumu ‘14 Mayıs’ta adalet ile adaletsizliğin seçimi yapılacak’ şeklinde özetliyor
Ercan Kaplan
Türkiye ve Kurdistan’da, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek genel seçimlerde 64 milyon 191 bin 285 kişi oy kullanacak. Cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekillerinin belirleneceği seçimde, 14 milletvekilinin seçileceği Riha’da (Urfa) ise 1 milyon 93 bin 782 yurttaşın sandık başına gitmesi bekleniyor. Kentte sürekli büyüyerek gelen Kürt siyasal hareketi de bu seçimlerde kıyasıya bir mücadele yürütecek. Emek ve Özgürlük İttifakı çatısı altında Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) listesinden seçimlere girecek olan Kürt siyasal hareketi, bir önceki seçimler baz alındığında hem yerel hem genel hem de Cumhurbaşkanı Seçimleri’nde en fazla oyu alan ikinci parti konumunda. Bu seçimlerde kentin birinci gücü olma iddiasında olan Kürt siyasal hareketi, seçimlerde sürekli yükselen bir istatistik sergiledi. Kürt siyasal hareketi, HEP’ten HDP’ye kentteki oy sayısını 13 binden 300 bine çıkarırken Emek ve Özgürlük İttifakı’nın çatısı altında seçime giren Yeşil Sol Parti, 14 Mayıs’ta Riha’da bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor.
Adalet ile adaletsizlik
Türkiye’de uzun yıllardır gündemde olan “adalet” konusunda da kentte ilginç bir durum var. Kentte AKP’nin adayları arasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ var. Annesi Emine Şenyaşar’la birlikte Urfa Adliyesi önünde başlattığı Adalet Nöbeti ile sürdürdüğü mücadelesiyle tanınan Ferit Şenyaşar da Yeşil Sol Parti’nin Riha adayları arasında yer alıyor. Rihalılar bu tabloyu şu şekilde özetliyor: “14 Mayıs’ta adalet ile adaletsizliğin seçimi yapılacak.”
Altüst edilen bir hayat
Riha’nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde 1983’te doğan Ferit Şenyaşar, 7 çocuklu bir ailenin oğlu. Ailesinden üniversite okuyan tek kişi olduğunu belirten Şenyaşar, İnönü Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra Pirsûs’ta 8 yıl boyunca ücretli öğretmenlik yaptığını söyledi. AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve yakın korumalarının 2018’de işyerlerine ayak basmasıyla hayatlarının altüst olduğunu ifade eden Şenyaşar, ailesinden üç kişinin katledildiğini belirterek, “Diğer taraftan 3 insanımızı katledenlerle ilgili bir işlem başlatılmadı” dedi.
Evde oturamadılar
Savaşlarda bile hastanelerin, ambulansların dokunulmaz olduğunu vurgulayan Şenyaşar, “Devlet hastanesinin içinde 3 insanımız katledildi. Bir kardeşimiz de haksız, hukuksuz yere iktidarın talimatıyla tutuklandı. Ben de ağır bir şekilde yaralandım. Hastaneden çıktıktan sonra Türkiye’nin hukuk devleti olduğunu ve gereğini yapacağını düşündük. Yapılan her şeyin kamera görüntüleri vardı ama hiçbir şey yapılmadı. Adaletsizliğe karşı evde oturamazdık. Bunun üzerine adalet arayışımızı başlattık” dedi.
Peygamberler şehri Riha’da her zaman Nemrutların da olduğunu ifade eden Şenyaşar, ‘Bugün de bu Nemrutlar var. 14 Mayıs’ta da Adalet Bakanı’nın aday gösterildiği bu kentte Riha halkı ona gereken adalet dersini verecektir. Nemrut’un zulmü değil, Şenyaşarların adalet mücadelesi kazanacak’ dedi
Ankara’da kapılar açılmadı
Savcı ile görüşmeye gittiklerinde savcının sürekli kendilerinden kaçtığını hatırlatan Şenyaşar, “Biz burada anladık ki yargı, hukuk gereğini yerine getirmeyecek ve oradan bir adalet mücadelesinin içine girdik. Riha’dan bir netice elde etmeyince Ankara’ya gittik. Burada da tüm kapılar yüzümüze kapandı. Bir tek Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ile görüşebildik. Zorla da olsa yaptığımız görüşmede bize yargı davalarına bakmadıklarını, Türkiye’de yasaların bağımsız olduğu şeklinde bir cevap aldık. Daha sonra Meclis’e gittik. Orada muhalefet partileri ile görüştük. Ankara’daki STK’lar ile de görüştük ama bir netice elde edemeyince Riha’ya geri döndük” diye ifade etti.
İlk nöbet AKP önünde
Yeniden başsavcı ile görüşmek istediklerinin altını çizen Şenyaşar, ancak savcının taleplerini reddettiğini aktardı. Bunun üzerine annesi Emine Şenyaşar ile birlikte adliye önünde Adalet Nöbeti başlattıklarını aktaran Şenyaşar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Nöbeti başlatmadan önce bu katliamı yapanın bir AKP milletvekili olduğu için AKP il binasının önüne gittik. Aslında ilk nöbet eylemimizi AKP il binasının önünde başlatacaktık. Orada ilk nöbetimize başladığımızda polisler bizi vazgeçirmeye çalıştı. Ama ertesi gün yine geldik ama izin vermediler. Vali ile görüştük. Vali, ‘Kesinlikle AKP’nin önünde oturmanıza izin vermeyeceğim. Eğer orada oturursanız diğer vatandaşlara da emsal olur, cesaret verirsiniz’ dedi. Biz de bir şeyi nerede kaybediyorsan orada ararsın mantığıyla adliye önüne geldik.”
Başka yerde olsaydı…
Yaşadıkları bu olayın Türkiye’nin batısında bulunan herhangi bir kentte meydana gelmesi durumunda herkesin ayağa kalkacağını belirten Şenyaşar, “Fakat yaşadığımız coğrafyada sürekli şiddet, kan ve adaletsizlik meydana geldiği için böyle bir adaletsizliğe maruz kaldık. Evet, bu olay kabul edilemez. Başka bir hastanede meydana gelmesi de mümkün değil. Burada tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti’nden farklı bir hukuk uygulanıyor. Orada olay polislerin gözü önünde meydana geliyor ve polisler davaya seyirci kalıyor. Yani adalete erişemememizin nedenlerinde biri de yaşadığımız coğrafyaya devletin bakışıdır” diye ifade etti.
Anne nöbete devam edecek
Türkiye’nin batısında ayrı bir hukuk, Kurdistan’da ise ayrı bir hukukun olduğunu aktaran Şenyaşar, bu hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı mücadelesini bu sefer Meclis’te sürdüreceğini söyledi. Meclis’e girdiğinde sadece kendilerine yönelik yapılmış adaletsizliğe değil, Türkiye’nin her yerinde yaşanan adaletsizliğe karşı mücadele edeceğini vurgulayan Şenyaşar, annesi ile başlatmış olduğu Adalet Nöbeti’ne ilişkin ise şunları ifade etti: “Meclis’e gittiğimde haftada bir gün gelip adliye önünde nöbetimizi sürdürürüm dedim ama annem, ‘Sen Ankara’ya gitsen de ben her gün adliye önüne gelip adaleti sağlayana kadar nöbetime devam edeceğim. Ben yine her gün geleceğim. Sen olmasan da ben tek başıma adliye önüne gelip adalet sağlanana kadar nöbetime devam edeceğim’ dedi. Katledilen babam ve kardeşlerimdir ama acısını annem kadar yaşayamam. Anne yüreği hiçbir şeye benzemez. Annem nöbetini tutarken hem halkın hem STK’ların annemi yalnız bırakmayacağını düşünüyorum.”
Direniş yaşatıyor
Annesinin elinde direniş dışında bir şeyin kalmadığına dikkati çeken Şenyaşar, “Düşünün hiçbir dünya menfaati insan hayatından daha önemli değildir. Anne iki evladını kaybetmiş, eşini kaybetmiş. ‘Bu dünyada benim kaybedeceğim bir şeyim kalmadı’ diyor. Oğlum tutukluyken evime geçip normal hayatımı sürdüremem. Biz de kendimizi annemizin yerine koyamasak da bu konuda haklı olduğunu düşünüyoruz. Onu ayakta tutan da mücadelesidir. Evde otursaydı çökerdi. Direnişi olmasaydı, daha kötü durumda olurdu” diye belirtti.
Neden Yeşil Sol?
Diğer muhalefet partilerinden de kendisine adaylık teklifinin geldiğini belirten Şenyaşar, neden Yeşil Sol Parti’yi tercih ettiğini ise şu sözler ile aktardı: “Biz zaten oylarımızı HDP’ye veriyorduk. Babam bir dönem DBP’de (Demokratik Bölgeler Partisi) parti yöneticisi olarak kısa bir süreliğine görev yaptı. HDP bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Ben de hem bunları göz önünde bulundurdum hem de parti tüzüğü bana daha çok yakın olduğu için Yeşil Sol Parti’de aday olmayı tercih ettim. Yine adaleti ancak Yeşil Sol Parti’nin Türkiye’ye getireceğine inandığım için aday olmayı kabul ettim.”
Nöbetin önemi
Aday olup seçim çalışmalarına katıldıktan sonra başlatmış oldukları Adalet Nöbeti’nin önemini bir kez daha anladığının altını çizen Şenyaşar, “Gittiğimiz her yerde insanlar bizim davadan haberdardır, bizi tanıyorlar. Bizimle kucaklaşıyorlar, bizi tebrik ediyorlar. Bu coğrafyada birçok adaletsizlik olmuş, herkes bu adaletsizliğe çözüm olarak bizi kendilerine örnek gösteriyorlar ve istedikleri adaleti bizim onlara getireceğimize inanıyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor ve bize daha çok güç veriyor. Bu insanların inancını görünce biz de mücadelemizi sürdürme konusunda bir kez daha ikna oluyoruz” dedi.
Nemrut kaybedecek
Hem Riha’da hem de tüm Türkiye’de adaletin sesi olacağını ifade eden Şenyaşar, son olarak şunları belirtti: “Bu daha büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun farkındayız ve bunun için de inançla, kararlılıkla Meclis’te güzel bir ekip oluşturarak insanların bu taleplerine karşılık bulmaya çalışacağız. ‘Peygamberler şehri’ olarak tanımlanan Riha’ya çok sayıda peygamber gelmiştir. Bunlara karşı savaşan Nemrutlar da hep olmuştur. Bugün de benzer şeyler var. Şu an da büyük bir zulüm var. Biz inanıyoruz ki Riha halkı bu adaletsizliği görecek. 14 Mayıs’ta da Adalet Bakanı’nın aday gösterildiği bu kentte Riha halkı ona gereken adalet dersini verecektir. Nemrut’un zulmü değil, İbrahim’in adaleti kazanacak. Şenyaşarların adalet mücadelesi kazanacak.”