Yıllardır büyük emeklerle akademik tartışmalarda ‘post-faşizm’ ile ‘neo-faşizm’ yorumları sıkça yapılmaktadır. Faşizm, dincilik, ırkçılık, sınıflılık, cinsiyetçilik militarizm üzerinden tanımlanır. Faşizmin Post’u da Neo’su da aynı argümanları kullanır. Faşizm kendini ve kapsam alanını ‘neo’ ile genişletmedi, kapitalist moderniteye kendini evirterek bir ideolojiye dönüştürdü. Neo-faşizm dendiğinde ömrü uzayabilir (Köleliğin alternatifi feodalizm gibi). Kapitalist moderniteyi deşifre etmek modern köleci döneme izin vermeden demokratik sosyalizme ulaşmaktır.
‘Kapitalist modernite; insanlığın bağını toplumsallıkla ve tarihle kopararak toplum ve bireyi köksüz ve belleksiz bırakarak hiçleştirmektir. İnsanlığı kendine yabancılaştırıp pazarlanmayan hiçbir şey yoktur, ahlaksızlığının ideolojisidir’ . Bu ideolojiyle yola çıkarak faşizmin argümanlarını kendi iktidar zehirlenmesi için kullanmaktan çekinmeyen, yozlaştırmayı yaratıp sonra onunla mücadele ediyormuş gibi yönetmek, yönlendirmek çıkarı temelinde kullanmak işini oldukça kolaylaştırmaktır.
Kadınların mücadele deneyimlerinden bunu tarif etmek daha anlaşılır olabilir. Kadınlar çok eşlilikle (kuma) mücadele ettiklerinde metres modern birliktelik olarak, töre-namus cinayetlerine karşı mücadele ettiklerinde de aşk, flört, kıskançlık cinayetleri ‘romantik ölüm’ olarak kılıf değiştirerek yeniden üretildi. Bunu ‘post’ ve ‘neo’ olarak tarif etmek yerine kadınlar ‘kapitalist modernite’ olarak adını koymanın sorunla daha güçlü mücadele edilebileceğini, ‘pazarlanmayan hiçbir şey yoktur’ ile her türlü ahlaksızlıkla toplumu tanınmaz hale getirilmesinin önüne geçileceğini, aynı zamanda hegemonyanın sürekli el değiştirmekle birlikte her defasında faşizmin farklı bir argümanını kullandığını çözümlediler (Recep Tayip Erdoğan- din örneği).
Recep Tayyip’in bir Saddam’a bir Hitler’lere benzetilmesi, OHAL’i bir Avrupalaştırma (Fransa vb) bir Ortadoğulaştırma (Irak, Suriye…vb), başkanlık sistemini bir Trumplaştırma bir Reisleştirme, bir OHAL bir de OHAL’in yasalaşması aynı çelişkinin içinden insanlığa ve kadına karşı çözümler üretmektedir. Ortadoğu ve Avrupa arasında gidip gelen bir siyasi ikilem iki bilinmeyenli bir denklem değildir, erkek egemen zihniyetin kapitalist modernite ittifakıdır.
Kadınlar özgürlük mücadelesinde iki ayrı çelişkiymiş gibi gösterilen kadın düşmanlığı arasında küllerinden yeniden kendilerini yaratma yolunda ilerlediler. Onlara kurulan tuzakların arasında gidip gelmediler. Kapitalist modernitenin ne evlenilecek ne de eğlenilecek kadını olmayı tercih ettiler. Komşusunun oğluyla konuştuğu için infaz edilen kadın, aynı komşusunun oğluyla özgürlük isyanına katılmayı erkek egemen, aile, toplum ve faşist olan ulus devlete karşı direnerek başardılar.
Bu isyanın devrimi bugün Rojava da altı yaşındadır. Kadınlar Ortadoğu’da demokratik ulus (Süryani, Arap, Asuri, Kürt, Keldani, Ermeni…) üyeleri olarak bu devrimin öncülüğünde ne post ne de neo faşizm adını koydu. Onlar kapitalist modernitenin Avrupa’sından çıkmış, DAİŞ ile mücadelede dünya kadınlarına direniş ilhamı oldular. DAİŞ’in pazarladığı kadınlar ve Avrupa’ya mülteci protokolünü pazarlama arasında ne fark var? Bu parayla Bakur-Rojava arasına örülen duvar ile Doğu-Batı Almanya duvarı arasında ne fark var? Hangi pazarlama post hangisi neo dur?