Aliağa’da sökülmesi planlanan asbest ve ağır metal yüklü Sao Paulo gemisine karşı eylem yapıldı. Eylemde konuşan HDP Ekolojiden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Naci Sönmez, ‘Biz ekoloji mücadelesi verenler asla ne Aliağa’yı ne Fatsa’yı ne Kazdağları’nı ne de Şırnak’ı bugünkü iktidara ve sermayeye teslim etmeyeceğiz’ dedi
İzmir Aliağa Emek ve Demokrasi Platformunun çağrısıyla bir araya gelen ekolojist, emek ve meslek örgütleri Aliağa’da sökülmesi planlanan asbest ve ağır metallerle yüklü Sao Paulo gemisinin Türkiye’ye getirilmemesi talebiyle ilçede miting düzenledi. Petrol-İş Aliağa Şubesi önünde toplanan yüzlerce yurttaş mitingin yapıldığı Demokrasi Meydanı’na kadar yürüyüş düzenledi.
‘Sermaye elini doğamızdan çek’
“Aliağa dünyanın çöplüğü değildir”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” ve “İşçi, çevre ve halk sağlığı için ölüm gemisini durduralım” pankartlarının açıldığı mitingde kitle “Doğanın maliyeti sıfır”, “Zehirli gemiye dur de” dövizleri taşıdı. Miting sırasında sık sık “Dünyanın çöplüğü olmayacağız”, “Sermaye elini doğamızdan çek” ve “Susma haykır, temiz çevre haktır sloganları atıldı. Miting’te ilk olarak söz konusu geminin yola çıktığı açıklandı. DİSK Emekli Sen Aliağa Şube Başkanı Sebahattin Yeşiltepe, zehirli geminin Türkiye karasularına girmemesi için meşru ve haklı mücadelelerine destek olma çağrısında bulundu.
Ne Kazdağları’nı ne de Şırnak’ı…
Ardından konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekolojiden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Naci Sönmez, “Bugün Türkiye’nin her tarafı AKP iktidarı tarafından hem de uluslararası şirketlerin çöplüğü haline getirilmiştir. Bunun en önemli merkezlerinden biri Aliağa’dır. Aliağa hem emek sömürüsü ile gündeme geldi, hem de doğayı kirleten sanayisi ile gündeme geldi. Bugün de ne yazık ki asbestli geminin söküm yapılacağı yer olarak bu iktidarın aklına yine Aliağa geldi. Biz ekoloji mücadelesi verenler asla ne Aliağa’yı ne Fatsa’yı ne Kazdağları’nı ne de Şırnak’ı bugünkü iktidara ve sermayeye teslim etmeyeceğiz. Bugün Şırnak’ta ağaçları kesenler de aynı suçu işliyorlar. Biz bu suça ortak olmadığımızı gösteriyoruz” dedi.
‘Sarayın saltanatına son vereceğiz’
SYKP Eşbaşkanı Cavit Uğur da şunları söyledi: “Bir felaket çağından geçiyoruz. Bütün bu felaketlere son vereceğiz. Köpeksiz köyde değneksiz gezdiğini sananlara gerçeği 2023 seçimlerinde göstereceğiz. Bu gemiyi buraya getiren şirket kimdir? Bu geminin sökümüne izin veren kimdir? Sarayın kendisidir. Sarayın saltanatına son vereceğiz.”
Geminin tek zararı asbest değil
Türk Tabipleri Birliği (TTB) adına konuşan Behiye Mungan da bu sorunun sağlık sorunu olarak TTB’yi birinci derecen ilgilendirdiğini vurguladı. Geminin Türkiye karasularına girmemesi için uluslar arası girişimlerde bulunduklarını kaydeden Mungan, “Ön planda geminin Türkiye sınırlarına sokulmamasını planlıyoruz. Geminin karasularından geçeceği ülkelerin tabip odalar ile temasa geçiyoruz. Geminin tek zararı asbest değil. Nükleer çalışmalar da yapılmış bu gemide. Gemi sökülürse atıkların nasıl yok edileceği de soru işaretidir” ifadelerini kullandı.
‘İktidarı uyarıyoruz’
Daha sonra konuşan Ege Kültür ve Çevre Platformu (EGEÇEP) Yönetim Kurulu Seçil Ege Değerli de “Rant ve talan projeleri ile iktidarını sağlamlaştıran yönetim ve sermayeye seslenerek, Türkiye ve Aliağa dünyanın çöplüğü değildir. Emperyalizmin kirli savaşları ve onun atıklarıyla ölmek istemiyoruz. Buradan iktidarı uyarıyoruz. O gemileri yakarız o ölüm gemisini buraya yaklaştırmayız” diye konuştu.
‘Yüzlerce işçinin ölümü gerçeğiyle yaşıyoruz’
Son olarak ise mitingin ortak metnini Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu adına Deniz Gültekin okudu. Gemi söküm patronlarının kar hırsının Aliağalıların sağlığından, gemi söküm işçilerinin yaşamından değerli olmadığı belirten Gültekin, “Yıllardır Aliağa’da yaşayanlar olarak gemi sökümlerde işçilerin çalışma koşullarını biliyoruz. Yıllardır Aliağa’da denizimizin, havamızın, toprağımızın kurulu sanayi işletmeleriyle nasıl kirletildiğini biliyoruz. Rafinerilerinden sızan gaz kokularıyla, demir çelik fabrikalarından arda kalan cüruf dağlarıyla yaşıyoruz, gemi sökümden denize karışan zehirli maddelerle yaşıyoruz, yıllardır bu kentte yüzlerce işçinin ölümü, sakat kalması, kanser olması gerçeğiyle yaşıyoruz. Yani biz bu gemiyi buraya getirmek isteyenleri, biz işçilerin kentin sakinlerinin yaşamlarını tehlikeye atmak da beis görmeyenleri iyi tanıyoruz” diye belirtti.
İtirazımız vicdani sorumluluğumuzdur
“Sau Paulo ve diğer tüm zehirli gemiler, nerede yapılıyorsa orada sökülsün” diyen Gültekin, şöyle devam etti: “Aliağa Gemi söküm tesisleri tam anlamıyla denetlensin ve çalışma koşulları, işçi sağlığı ve güvenliğine uygun hale getirilsin. Mevcut yönetmeliklere kağıt üzerinde uyan ancak insan ve çevre sağlığını hiçe sayan işletmeler kapatılsın. Bakanlığın verdiği izinler derhal iptal edilsin. Biz bu gemiyi Aliağa’da istemiyoruz. Sao Paulo ülkemizin karasularına giremez, girmemelidir. Hiçbir ülkenin sökümünü üstlenmediği geminin ülkemize getirilmesine itiraz ediyoruz. Aliağa’ya dünyanın hurdalığı muamelesi yapılmasını reddediyoruz. Türkiye Avrupa’nın, Aliağa Türkiye’nin hurdalığı, çöplüğü değildir. Başka bir Türkiye, başka bir Aliağa yok! Çocuklarımıza yaşanabilir bir kent ve ülke bırakmak bizlerin tarihsel, insani, vicdani sorumluluğumuzdur.”
İZMİR