TEV-DEM Eşbaşkanı Xerib Hiso, Türkiye’nin Suriye ordusundan geri çekilmesini gülünç bulduğunu belirterek, NATO ve ABD’nin burada bir yardımda bulunmayacağını kaydetti. Hiso, Türkiye’nin Efrin üzerindeki planı; ABD, Rusya ve Şam ile görüşmelerine ilişkin bilgi verdi
Vekalet savaşının Türkiye’nin sahaya inmesiyle devletlerin sıcak ve soğuk savaşına döndüğü Suriye iç savaşı, İdlib merkezli sürüyor. Bir taraftan ABD, Rusya ile girdiği ilişkilerle Kuzey ve Doğu Suriye’yi tehdit eden Türkiye, İdlib’de Rusya’nın 2018 Eylül’ünde Soçi’de verdiği görevleri yerine getirmeyerek savaşın aktörleri arasına girdi. İdlib’de Suriye rejim güçleri ile Türkiye arasındaki çatışmalar gün geçtikçe artarken, savaşın Türkiye’nin önceden “Fırat Kalkanı”, “Zeytin Dalı” ve “Barış Pınarı” operasyonlarıyla girdiği alanlara yayılmasının önü açıldı.
Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Eşbaşkanı Xerib Hiso, bölgede yaşanan son gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
İdlib’de sıcak ve büyük bir savaşın olduğunu söyleyen Hiso, tüm dünyanın dikkatini çeken bu savaşın İran, Türkiye ve Rusya arasında imzalanan Soçi Anlaşması’nın bir sonucu olduğunu kaydetti. Hiso’ya göre savaşın sebebi Türkiye’nin bu anlaşma kapsamında tutmadığı sözler.
‘Türkiye destekledi ama sonuç alamadı’
Uluslararası düzeyde tehlikeli olan paramiliter grupların Türkiye tarafından desteklendiğini belirten Hiso, bu gurupların elinde artık uçaklara bile tehdit oluşturacak füzelerin olduğunu belirterek “Bunlar nereden geldi? Türkiye bunlar için tüm imkanlarını seferber edip, destek veriyor. Amaç neydi? Bu grupların Serakib’de ve diğer yerlerde direnmesiydi. Uluslararası yolun rejimin denetimine geçmesini istemiyordu” dedi.
Hiso, saldırılar başlayınca grupların direnemediğini, rejimin çok rahat bir şekilde bu noktaları kontrol altına aldığını ifade ederek, “Türkiye’nin umudu bu grupların direnmesiydi. En azından birkaç gün direnselerdi, Türkiye bunun üzerinden siyaset yapacaktı” sözlerini kullandı. Hiso, paramiliter gruplar ile başarılı olamayan Türkiye’nin bu nedenler bölgeye binlerce asker gönderdiğini söyledi.
‘Türkiye’nin isteği gülünç’
Hiso, Türkiye’nin asker göndererek Suriye ordusundan geri çekilmesini istemesini gülünç bir durum olarak ifade eden Hiso, sözlerine şöyle devam etti: “Şayet İskenderun Limanı’nda ya da Kilis üzerinde bir tehlike oluşsaydı Türkiye’nin hakkı olabilirdi, ‘Geri çekilin’ demeye. Ama Erdoğan’ın bir halkı, bir ülkeyi tehdit edip ‘Geri çekilin’ demeye hakkı yok. Biz bu savaşta taraf olduğumuzu söylemiyoruz. Ama ahlaki yaklaşım bu.”
‘Erdoğan’ın isteği sonuçsuz kaldı’
Türkiye ile Suriye ordusu arasında yaşanacak savaşa NATO’nun katılacağını düşünmediğini belirten Hiso, devamla şunları kaydetti: “Şayet Rusya’ya karşı bir savaşa girerse ancak NATO’nun devreye girmesi ihtimaldir. Yani Erdoğan tüm kağıtları oynuyor. Bazen NATO’ya başvuruyor, bazen Almanya’ya başvuruyor, yine Fransa, Britanya, ABD, bazen de Rusya’ya atıyor kendini. Mesela ABD’den Patriot istedi ama ABD’nin verip vermeyeceği belli değil. Bu da Türkiye ve Erdoğan’ın siyasetinde ne kadar büyük bir darbe aldığının göstergesi. Türkiye, rejime karşı bir savaş ilan etmeye çalışsa da NATO bunu desteklemiyor. Çünkü Suriye NATO’ya karşı savaşmıyor, topraklarını savunuyor. Erdoğan NATO ve ABD’den destek istedi ama şimdiye kadar sonuçsuz kaldı.”
‘Türkiye yeni bir Kandehar planlıyor’
Hiso, Efrîn’de yaşayan Kürtler üzerindeki baskıya da dikkat çekti. Türkiye’nin Efrin’de planları olduğunu söyleyen Hiso, “Yol yapıyor, dağları delip mağaralar, tüneller yapıyor, çeteleri yerleştiriyor. Yani yeni bir Kandehar (etrafı surlarla çevrili bir Afgan kenti) yapmak istiyor Ortadoğu’da. Dikkat edin Efrîn stratejik ve dağlık bir bölge, oraya göz dikmişler. Çetelerin hepsi orada. Peki, bu çeteleri yerleştirmesindeki amacı nedir? Orayı çetelerden oluşan bir kamp yapmak istiyor. Yani burada yeni bir Afganistan yaratmak istiyor. Aynı şekilde Şengal’e de girmek istiyor, çünkü orası da stratejik bir yer.”
Rusya ve Suriye’ye tepki
Rusya ve Suriye’ye de bu konuda eleştiri yapan Hiso, “Çözüm konusunda samimiyseler, Türkiye ile ittifaka girmemeleri gerekiyor. Madem sen bu bölgede savaşın bitmesini istiyorsun neden Türk uçaklarının Suriye üzerinden uçmasını yasaklamıyorsun? Diğer bir nokta Türk uçakları neden rahat bir şekilde Şehba, Efrîn, Ezaz, İdlib yine Kuzey ve Doğu Suriye toprakları üzerinde geziyor? 24 saat boyunca Türk keşif araçları dolaşıyor. Peki, Rusya neden bunu yasaklamıyor? Yasaklamadığına göre Türklerin kendisinden uzaklaşmasını istemiyor. Bunu görmek lazım” dedi.
‘Rusya bu biçimde çözüm bulamaz’
Rusya’nın Özerk Yönetim ve Şam hükümeti arasındaki diyaloğun gelişmesi için rol oynamak istediğine de değinen Hiso, “Garantör olmak istiyor. Rusya istese rol oynayabilir ama kaç yıldır olumlu bir rol oynamadı. Her zaman siyaset yaptı. Mesela Türkiye’den taviz almak istese Özerk Yönetim konusunu ortaya atıyor, diyalog konusunu öne çıkarıyor, görüşmeler yapıyor Ama Türkiye’den taviz aldığı zaman görüşmeleri geciktiriyor, vakit kazanıyor. Yine anlaşmaları gündeme getiriyor, Türklere söz veriyor. İki bölgeyi karşı karşıya getirelim diyor. Yapılan bu siyasette ahlak yoktur. Bu biçimde sorunlar çözülmez. Bu şekilde savaş büyür, çözümsüzlük olur. Yine savaşın çözüm yolunu kapatıyor” sözlerini kullandı.
‘ABD’nin açık olması gerekiyor’
ABD ve koalisyon güçlerinin bölgede bedenen var olduklarını ama bunu İran’a karşı kullanmak istediklerini belirten Hiso, “ABD siyasetinin açık olması gerekiyor. ‘Kuzey ve Doğu Suriye halkıyla birlikte mücadele ettik, birlikte savaştık. Bir mücadelenin ortaklarıyız’ denilmeli. Mesela bir yıldır IŞİD bitirilme noktasına getirildi. Yakalananların yargılanması gerekiyorken, koalisyon ve ABD bir mahkeme kurulmasına yanaşmıyorlar. Peki, neden yanaşmıyorlar? Bu önemli bir soru. Türkiye ve çetelerin tehditlerinden ABD tutumunu göstermiyor. Dedikleri tek şey; ‘çekileceğim, kalacağım’ ikileminde” diye konuştu.
Jeffrey’nin ziyaretleri
ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in Özerk Yömetim ile temaslarına da değinen Hiso, görüşmelerden geçmişte bazı olumlu sonuçlar ortaya çıktığını ama bu durumun son zamanlarda biraz değiştiğine dikkat çekti. Hiso bunun sebebini de şu sözlerle anlattı: “Jeffrey her Kuzey ve Doğu Suriye’ye geldiğinde Türkiye ENKS’yi öne çıkarıyor. Yani burada kimi farklı durumları görüyoruz. Ne zaman bir ziyarette bulunulsa, tehditler artıyor. Bir plan var ortada. Jeffrey’in Türkiye’ye, Güney Kürdistan’a ve yine Kuzey ve Doğu Suriye’ye verdiği sözler farklı. Niyet aynı olsaydı sorunlar çözülmüş olurdu, ama farklı. Fakat artık toplum bu siyaseti biliyor.”
ENKS’nin Çavuşoğlu ile görüşmesine tepki
Jeffrey’in görüşmelerinin sonuçlarından bir tanesinin de ENKS’nin Türkiye’de, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesi olduğunu söyleyen Hiso, “ENKS bir ara gelip, büro açtı. Bu topraklarda bu kadar fedakarlık yapılmış, kahramanlıklar yaşanmış, ama maalesef ENKS bunu görmezden geldi. Attığımız kimi adımlara karşılık herkes onlardan da kimi adımlar atmalarını bekliyordu. Fakat Çavuşoğlu ile birlikte verdikleri fotoğraf, insana tehlikeli şeyler hatırlatıyor. Bu fotoğrafa artık toplum bir isim koyabilir” diyerek bu duruma tepki gösterdi.
Hiso, Türkiye’nin ENKS ile görüşmelerinde Kürtler lehine değil, aleyhine sonuçlar çıktığını kaydetti. Hiso, “Görüşmeden bir şey çıksa Efrîn’de, Serêkaniye’de onlara bir şey verilirdi. Bunlar kendi topraklarını, bu toplumu, her şeyini sattılar. Bunlarla Kürt birliği oluşmaz. Kürt birliğiyle tüm Kürtler bilsin ki alay ediyorlar. Özerk Yönetim fırsat verdi. Bir ay dayanamayıp Türklerin yanına koştular. Bize karşı da binlerce şey yapıyorlar. Acaba Çavuşoğlu’ndan ne istediler? Çavuşoğlu onlara ne verecek? Çavuşoğlu’nun keşif araçları gün boyu halkımızın üzerinden geri olmuyor. Tüm bunlarda insan bir plan ve tehlike görüyor. Bunun karşısında uyanık olmamız gerekiyor. Kazanımlarımızı korumalı ve güçlenmeliyiz” dedi.
Şam ile görüşme
Hiso, Şam hükümeti ile de kimi görüşmeler gerçekleştiğini ama bir sonuç elde edilemediğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Görüşmelerin olması iyidir. Bu sorun bir gecede ya da bir günde çözülecek demiyoruz. Buna zaman gerekiyor. Bizim diyalog kurmaya çalıştığımız rejim, birkaç şahıs değil, içlerinde farklı gruplar var. Kimisi Türk taraftarı, kimisi İran taraftarı. Onlar da kendi aralarında çok yönlüdürler. Tabi bu görüşmelerde üçüncü bir tarafın olması gerekiyor. Diyaloglar var ama bizim istediğimiz bu diyalogların ileriki süreçte daha etkili olmasıdır. Bu diyaloglarla bazı şeyleri öne çıkarmamız gerekiyor. Bu diyaloglarla müzakerelerin başlaması gerekiyor. Yapılan açıklamalar tersi yönde. Çözüme hizmet etmiyor. ‘Özyönetimi tanımıyoruz’ diyenler acaba Kürtlere hangi gözle bakıyorlar? Yine Kürtlerin kazanımlarına nasıl bakıyorlar? Bir taraftan esas alacaksın ama bir taraftan da böyle açıklamalar yapacaksın. Artık bu ikiyüzlü siyasetten vazgeçin. Rejimin Kürtlere ihtiyacı var, gücü yok tek başına. Ama belli ki Kürt sorununda rejim kendi iradesi ya da Rusların iradesiyle değil, İran’ın iradesiyle konuşuyor.”