Sur Ana Davası’nın gizli tanığı ‘Mudanya 2016’ nasıl gizli tanık olduğunu anlattı
Sokağa çıkma yasakları döneminde Diyarbakır Sur’da polislere teslim olduktan sonra tutuklanan ancak daha sonra “pişmanlık yasası”ndan faydalanarak serbest kalan Metin Karadoğan, bir polisi öldürmek suçlamasıyla yeniden tutuklanınca nasıl “gizli tanık” yapıldığını anlattı. Karadoğan, ilk gözaltına alındığında verdiği ifadelerin polislerce gizli tanık “Mudanya 2016” olarak mahkemeye sunulduğunu açıkladı. Diyarbakır Sur’da çatışmalar döneminde gözaltına alınıp tutuklanan Metin Karadoğan yaşadıklarını mahkemeye ve davanın avukatı Muharrem Erbey’e gönderdiği mektupla anlattı.
1999 Diyarbakır Bağlar’da doğduğunu ve 2007-2008 yılları arasında iki kardeşiyle birlikte zihinsel engelliler okuluna gittiğini anlatan Karadoğan bir yıl sonra babasını kaybettikten sonra okulu bıraktığını yazdı. Okulu bıraktıktan sonra çevresinin de etkisiyle uyuşturucuya ve hırsızlık yapmaya başladığını söyleyen Karadoğan, çatışmalar sırasında da Sur’a “torbacı” diye tabir ettiği bir uyuşturucu satıcısıyla buluşmak için gittiğini söyledi. Sur’a gittiğinde insanların evlerini boşaltmaya başladığını, kendisinin de hırsızlık yapmak için Sur’da kaldığını belirten Karadoğan, ancak daha sonra silahlı gençlerin kendisini yakaladığını ve sorguladığını söyledi. Korkuyla nöbet tutmayı kabul ettiğini, çatışmalara girmediğini anlatan Karadoğan, daha sonra 2 siville birlikte teslim olduğunu, askerler tarafından elbiseleri çıkarılarak dövüldüklerini ve bir eve götürülerek sorgulandıklarını anlattı.
Mektubunda bir gün sonra terörlü mücadele şubesi polislerine teslim edildiklerini yazan Karadoğan şunları anlattı: “Polisler bizi TEM Şube’ye götürdüler. Ve orada işkence zoruyla kimi şeyler imzalattılar. Beni daha sonra Çocuk Şube’ye oradan da mahkemeye, mahkeme tarafından da tutuklanıp, Elazığ E Tipi Cezaevi çocuk bölümüne götürüldüm. Burada bulunan tutuklu çocuklar ‘vatan haini’ diyerek beni linç etmeye kalktılar. Daha sonra bir çocuk bana Şerif diye tabir edilen başgardiyanın aynı koğuşta olduğum çocuklara ‘Bu çocuğun içerde işini bitirin size dışarıda biz bakarız’ dediğini anlattı” dedi.İkinci tutuklama Bu olaydan sonra TEM Şube’de kendisini sorgulayan polislerin cezaevinde ziyaretine geldiğini kaydeden Karadoğan, “Bana bir dosya uzattılar. İmzalarsam serbest kalacağımı söylediler. Bende korkmuş olduğum için imzaladım. Çıkarıldığım mahkemede pişman olduğumu söyleyince serbest kaldım” dedi.
10 serbest kaldıktan sonra yol Urfa’ya giderken yol kontrolünde araması olduğu gerekçesiyle yeniden gözaltına alındığını ve bir polisi öldürmekle suçlandığını belirten Karadoğan mektubunda şunları anlattı: “Önceki Hilvan Cezaevi’ne götürüldüm. Hilvan’dan Hatay’a oradan da Tarsus Cezaevi’ne sevk edildim. Mahkeme tutanaklarını okuyunca benim bu zamana kadar okumadan anlamadan ve kendimi kurtarma adına imzaladığım ifadelerin birçoğu, birçok insanın tutuklanmasına ve mağdur olmasına neden olmuştur. En önemlisi bu dosyalar ve ifadeler benim iradem dışında Mudanya 2016 ismiyle benim adıma düzenlenmiştir. Yani bu zamana kadar verdiğim ifadeler, Mudanya 2016 gizli tanık adı altında ifade vermişim gibi gösterilmiştir. Sonuç olarak kendimi kurtarmak adına imzaladığım ifadelerin hiçbirini kabul etmiyor ve Mudanya 2016 gizli tanık adına düzenlenen her şeyin düzmece olduğunu belirtiyorum.”
Karar avukata kapıdan iletildi
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları sırasında mahsur kalan ve tahliyeleri ardından gözaltına alınan çoğu çocuk 19’u tutuklu 40 kişi hakkında açılan davanın duruşması, Mayıs 2017’den bu yana Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Dosya kapsamında yargılanan sanıklardan biri, Helin Yapıcı. Davanın Mayıs 2017’deki ilk duruşmasına katılan Yapıcı duruşmanın ardından Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne, daha sonra Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. MA’dan Özgür Paksoy’un haberine göre; 4 yıl aradan sonra sanık sayısının çokluğunu gerekçe gösteren mahkeme, dosyayla ilgili tefrik kararı verdi. Ancak tefrik kararı sanık ve müdafilerine tebliğ edilmedi. Yapıcı, Mayıs 2017’deki duruşmadan sonra görülen hiçbir duruşmaya getirilmedi. Yapıcı, dava dosyanın tefrik edilmesi ardından 3 yıl sonra görülen 12. duruşmada hazır edildi. Duruşmada Yapıcı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada Yapıcı hakkında verilen karar, avukatı Cemile Turhallı Balsak’a mübaşir tarafından kapıdan tebliğ edildi. Duruma itiraz ederek, mahkeme salonuna giren ve kararın yüzüne okunmasını talep eden avukat Balsak, mahkemenin sözlü hakaretlerine maruz kaldı. Mahkeme başkanı, kararın usule aykırı olduğunu kaydeden Balsak’a, “Saygısızlık etmeyin, dışarı çıkın” dedi. Bunun üzerine Balsak, “Asıl saygısızlık, kapıdan ara kararı avukatın eline vermeniz. Avukata saygı hakkına riayet etmemeniz saygısızlık” diyerek, heyete tepki gösterdi.Mahkeme hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirten Balsak, kararın bu şekilde tebliğ edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Baro tarafından bir gözlemci heyet oluşturularak, mahkemenin tarafsızlığı, adil yargılama, kişi özgürlüğü ve güvenliğine dair duruşmaları izleyerek rapor oluşturması gerektiğini ifade eden Balsak, raporun kamuoyu ile paylaşılması, rapor sonrasında Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurulması gerektiğinin altını çizdi.
Aydın Atay / Diyarbakır-MA