Narin cinayetinin davasını takip eden Amed Barosu avukatları, çelişkilerin cevap bulmadığını belirterek sürecin aydınlatılması için davanın takipçisi olacaklarını vurguladı
Amed’in Rezan İlçesi’ne bağlı Çûlî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybedilen ve 8 Eylül’de cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesine dair açılan soruşturma kapsamında 12 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşuları Nevzat Bahtiyar’ın dosyaları ayrılarak, iddianame hazırlandı. “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan 4 kişinin ilk duruşması, 7-8-9 Kasım tarihleri arasında görüldü.
3 gün boyunca süren duruşmada dinlenen tanıkların çelişkili beyanları dikkat çekti. Duruşmada çapraz sorguları yapılan sanıkların beyanlarında da çelişkiler dikkat çekti. Birbirleriyle de çelişen sanıklar ve tanıklar, daha önce verdikleri kimi ifadeleri reddetti. Diğer yandan mahkeme başkanı ile avukatların birçok sorusuna “bilmiyorum, hatırlamıyorum” şeklinde yanıtlar veren sanıklar ve tanıklar, çelişkilere açıklık getiremedi.
Amed Barosu Narin Güran Cinayeti Dosyası Takip Komisyonu üyesi avukat Aydın Özdemir ve hem komisyon üyesi hem de Amed Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Derya Yıldırım, 3 gün süren duruşmaya ilişkin izlenimlerini Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Rukiye Adıgüzel’e paylaştı.
‘Çelişkiler cevap bulmadı’
Aydın Özdemir, sanık ve tanıkların beyanlarının duruşmaya gelen evraklara göre değiştirildiğine dair ciddi şüphelerinin olduğunu belirten Özdemir, “Çünkü birçok çelişki mevcut ve bu çelişkiler gerçekten açıklanamadı. Olay örgüsünün nasıl olduğu, Narin’in saat kaçta kaybettirildiği, kaybettirildikten sonra ne zaman devlet erkânına, kamu kuruluşlarına kaybolduğu bilgisi paylaşıldığı, ailenin ne zaman aramaya başladığı, bu arama çalışmalarını sekteye uğratıp, uğratmadığı, bir sekteye uğratmışsa bunun kimin tarafından ve hangi amaçla yaptığıyla ilgili ciddi çelişkiler mevcut” dedi.
‘Belgelere göre ifade değiştiriyorlar’
Sanıkların sorulan çoğu soruya çelişkiyle cevap verdiğini kaydeden Özdemir, “Ceza soruşturmalarında ilk ifadeler en güvenilir ifadelerdir. Çünkü sıcağı sıcağına olayı daha iyi hatırlarsınız ve detayları daha iyi bilirsiniz. Ama ilk verilen ifadelerle sonradan verilen ifadeler çok farklılaşıyor ve birbiriyle çelişiyor. Bu sonuç bizi şuna itiyor; Muhtemelen gelen bilgilere ve elde edilen verilere göre ifadelerin değiştirildiği ve revize edildiği gibi bir sonuç ortaya çıkabilir” ifadelerini kullandı.
‘Yapay husumet yaratılıyor’
Duruşmada Narin’in neden öldürüldüğüne dair bir sebebin ortaya konulmaya çalışıldığını söyleyen Özdemir, “Güran ailesi mensupları, Narin’in Nevzat Bahtiyar tarafından öldürdüğünü söylüyor. Çünkü Nevzat Bahtiyar’la Arif Güran arasında araba ticaretinden kaynaklı bir husumet olduğu gibi bir iddia ortaya attılar. Ama biz bunun da doğru olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü daha önce ifade veren hiçbir aile üyesi Nevzat’ın Arif’le olan bir husumetinden bahsetmedi. Araç ticaretinden ötürü, Nevzat’ın yapabileceğine dair sonradan kazandırılan husumetin, ‘yapay bir husumet’ olduğunu düşünüyoruz. Sonradan sırf Nevzat’ı suçlamak, Nevzat’ın bir cinayet sebebine sahip olduğunu ortaya koymak adına ortaya atılan bir iddia olarak değerlendiriyoruz” diye belirtti.
Aile toplantısı ve kadın kavgası olayları
Duruşmada aile arasında toplantı ve kadınlar arasında kavga olup olmadığına dair verilen çelişkili ifadelere dikkat çeken Özdemir, jandarma tutanağına yansıyan kavganın Güran ailesi bireyleri tarafından inkar edildiğini hatırlattı. Özdemir, “Kavga olmuş olabileceğini değerlendiriyoruz. Toplantıların yapılıp, yapılmadığına dair beyanlar da var. Katılan tarafı ve komisyon olarak bizim fikrimiz; aile doğal olarak ‘fail kimdir?’ şeklinde bir araştırmaya girebilir. Kızını kaybetmiş bir ailenin kendi içerisinde bunu sorgulaması çok doğaldır. Ama eğer maksat sadece buysa veya yapılan o toplantılardan bir fail bulunmadıysa ve bilinmiyorsa bunun kolluk birimlerine aktarılmasında aile çekince duymamalı. Yani mantıken aile ifadesinde, ‘Evet biz böyle bir toplantı yaptık, çünkü kızımız kayboldu. Onu arayıp bulmaya çalışıyorduk. Bu nedenle bu toplantıyı organize ettik’ demeliydi ama baktığımızda ailenin büyük bölümü böyle bir toplantı olmadığını söyledi. Dolayısıyla toplantıların yapıldığının gizlendiği iddiası güçlenmiş oldu” diye konuştu.
‘Sürece dahiliz’
Narin’in ailesi tarafından katledildiğine dair ciddi iddialar olduğunu kaydeden Özdemir, “Bununla ilgili yargılama süreci devam ediyor. Dolayısıyla Narin’in gerçekten ailesi tarafından katledildiğiyle ilgili bir gerçek varsa Amed Barosu tabi ki bu sürecin içerisinde olacak” dedi.
‘Herkes her şeyi bilir’
Avukat Derya Yıldırım, duruşma esnasında tanık beyanları ve teknik delillerle çelişkilerin somutlaştırıldığını söyledi. “Narin’i neden öldürdünüz?” sorusunun cevap bulmadığını belirten Yıldırım, “Yine sanıkların duruşma esnasında ki agresif tavırları, sorulan her soruda sıkıştığı anda ‘Hatırlamıyorum, bilmiyorum, uyuyordum’ cevapları hayatın olağan akışında kabul edilebilecek cevaplar değildir. Hepimiz bu bölgenin insanıyız. Bizim coğrafyamızın bir gerçekliği var. Küçük bir köyde işlenen bir cinayetten kimsenin haberinin olmaması mümkün değil. Köyde herkes her şeyden anında haberdar olur” ifadelerini kullandı.
‘Elimizden geleni yapacağız’
Narin’in cansız bedeninin bulunmaması ve gerçeğin ortaya çıkmaması için birçok delilin yaratıldığını ifade eden Yıldırım, “Görmediği halde ‘Narin’i gördüm’ diyenler oldu. Ne yazık ki Narin bu dünyada yaşanabilecek en büyük kötülüğü yaşadı. Güvenli alan dediğimiz ailesinin olduğu bir alanda, kendi köyünde katledildi. Ne yazık ki ölümünden sonra da mezarına bırakılan plastik çiçekler, gelinlikler, biblolar ile bu vahşet devam ettirildi. Yargılama bitmeden dosya içeriğine dair konuşmayı doğru bulmuyoruz. 8 yaşında yaşam hakkı ihlal edilen bir çocuğu savunmak için elimizden geleni her şeyi yapacağız ve yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
AMED