Narin’nin katledildiği Tavşantepe köyünde bulunduğu belirtilen Hizbullah cephaneliği, Salim Güran’ın mahkemede bahsettiği mermiler akıllara cinayetteki Hizbullah bağlantılarını getirdi
Bahar Amed
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çûlî (Tavşantepe) kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cenazesi 19 gün sonra 8 Eylül’de mahalleye yaklaşık 2 kilometre mesafedeki Eğertutmaz Deresi’nde bulundu. Narin’i katlettiği belirtilen amca (muhtar) Salim Güran, Narin’in cansız bedenini dere yatağına sakladığı itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve anne ile ağabeyin de olduğu 8 kişi tutuklandı. 21 Ağustos’ta Narin’in kaybolması sonrasında köye giden jandarmanın köyde arama yaptığı sırada büyük bir cephanenin bulunduğu belirtildi. Köyde silahların bulunduğu haberleri haber sitelerinde yazılması sonrasında Diyarbakır 5’inci Sulh Ceza Hakimliği, Narin’in katledilmesine ilişkin haberlere yayın yasağı getirdi. Köyde cephanenin gündeme gelmesinin ardından yayın yasağının getirilmesi akıllarda soru işaretleri bıraktı. Narin’in kaybolduğu ilk günlerde “Köyde cephane bulundu”, “Köyün Hizbullah ile geçmişi bulunuyor” gibi iddialar yayın yasağı ve yetkililerin açıklamalarıyla bir daha konuşulmadı.
Silahlar çıktı
Öte yandan Odatv’nin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre köyde yapılan arama-tarama faaliyetlerinde çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirildiği iddia edildi. Silahların ise Hizbullah’a ait olduğu öne sürüldü. Köyde bulunan silah-cephaneye ilişkin daha sonra hiçbir açıklama yapılmadı. Ancak gözlerden kaçmayan bir detayı Nevzat Bahtiyar mahkeme sorgusunda verdi.
Salim Güran silahları doğruladı
Diyarbakır 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği’nde “Telefon kayıtlarını neden sildin?” sorusuna Salim Güran şunları söylüyor: “Olaydan 10-15 gün önce telefonuma ses kayıt programını indirdim. Konuştuğum şeyleri daha sonra hatırlamak için bu programı indirdim. Ben ses kayıtlarını silmedim ancak olay günü yaptığım arama kayıtlarını sildim. Olay akşamı kardeşim Arif’in ahırında 380 adet mermi yakalandı, bana bunu haber verdiler. Kayıtları silmekle kötü yapmışım.” Günler sonra Salim Güran’ın mahkemede dile getirdiği 380 mermiyle bir kez daha silahlar gündeme geldi. Ancak mahkemede mahkeme başkanının 380 merminin kime ait olduğu, ne mermisi olduğu, bu kadar merminin niçin olduğu yönünde hiçbir soru sormaması da dikkat çekti.
Köyde cephane bulundu ve Salim Güran’ın bahsettiği mermilere ilişkin yetkililerden hiçbir açıklama yapılmadı. Köyde cephane, silah bulundu mu? Silahlar Hizbullah’a ait mi? Yetkililer neden silahlara ilişkin bir açıklama yapmadı? Tüm bu sorular cevapsız kaldı.
Devlet aklı
Geçmişte de Hizbullah’a ait birçok köyde cephane, silah ve işkence aletleri ele geçirilmişti. Tavşantepe’de de benzer silahların bulunduğu iddiası akıllara Hizbullah’ın cephanelerini getirdi. Tüm bu yaşananlar ve üzeri sis perdesiyle örtülmek istenen gerçekler köyde AKP-MHP-Hüda-Par ittifakının bölgede uyguladığı devlet aklının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Ailenin devlet ve AKP tarafından korunması, Hizbullah ve Hüda-Par gerçeğini da güçlü kılıyor. Açık bir şekilde köy ortasında küçücük bir kız çocuğunun katledilmesine rağmen günlerdir katliamdan çok aile, ailenin bağları, gücü ve geçmişi konuşuluyor. Suçlular saklanıyor, devlet aklının arkasına saklanan aile, AKP’liler ve yetkililer tarafından korunuyor.
Silahların üzeri kapatıldı
Salim Güran’ın bahsettiği Arif, katledilen Narin’in babasıdır. Salim Güran’ın da bahsettiği mermiler Narin’in kaybolduğu günün akşamında bulundu. Salim Güran’ın açıklamaları da köyde silah, cephane bulunduğu iddialarını doğruluyor. Tüm bu güçlü iddialara rağmen silah konusunun üzeri örtüldü. Köyün Hizbullah, Hüda-Par ile anılmasını istemeyenler, köyde bulunan silahların üzerini örttü.
Köyde Hizbullah üyeliğinden gözaltı
Hizbullah ve silah konusunun üzeri örtülmek istense de bölgedeki kaynaklar ve yapılan açıklamalar köyün geçmişten beri Hizbullah ile Hüda-Par ile ilişkisi olduğunu ortaya koyuyor. Gazeteci Mustafa Kılıç, köy hakkında tutulan eski raporlarda aranan Hizbullah üyelerinin köyde saklandığı ve akabinde operasyon yapıldığını yazdı. Kılıç, Narin’in cenazesini dere yatağına taşıdığını açıklayan Nevzat Bahtiyar’a ise Hizbullah üyeliği şüphesiyle daha önce soruşturma ve gözaltı yapıldığını yazdı.
Narin’in babası Arif Güran, Salim Güran ile cenazeyi dere kenarına gizleyen Nevzat Bahtiyar’ın arasının çok iyi olduğunu, aralarından su sızmadığını söyledi. Bu iddia da amca ile Bahtiyar’ın ilişkisini ve bağlantılarını ortaya koyuyor.
Köy Hüda-Par’lı
Hüda-Par’ın yönetici ve üyeleri ısrarla köylünün Hüda-Par’lı olmadığını iddia etse de bölgede Tavşantepe’deki çok sayıda kişinin geçmişten beri Hizbullah’la bağlantıları olduğu, Hüda-Par’lı olduğu belirtiliyor. AKP iktidarının güç kazanmasıyla köylüler AKP’ye oy vermeye başlasa da Hüda-Par ve Hizbullah’a desteklerini sürdürüyor. Narin’in cenazesini dereye taşıyan Nevzat Bahtiyar’ın da Hizbullah ile geçmişi olduğu ve Hüda-Par üyesi olduğu belirtildi. Bu iddiayı bölgedeki haber kaynakları da doğruluyor. Nevzat Bahtiyar’ın inşaat işlerinde çalıştığı, Salim Güran’a yakın olduğu ve Güran’ın her dediğini yaptığı belirtildi. Yine Nevzat Bahtiyar’ın WhatsApp profil fotoğrafında cihatçı grupların bayrakları bulunması da iddiaları doğruluyor.
32. Gün’de bahsedilen Hizbullah
Narin’in katledilmesi sonrasında bir kez daha Hizbullah gerçeği ortaya çıktı. Geçmişte domuzbağlarıyla insanları katletmeleri, hücre evlerinde insanlara işkence yapmaları görüntüleri bir kez daha akıllara geldi. Gazeteci Mehmet Ali Birand’ın sunduğu 32. Gün’de işlenen Hizbullah gerçeği bugünlerde tekrar konuşulmaya başlandı. Belgeselde bahsedilen Hizbullah ve Hizbullah’ın olduğu köyler Narin’in katledildiği köyle benzerlikler karşılaştırıldı. Sanal medyada görüntülerin paylaşılmasıyla birçok kişi de hemen Tavşantepe köyünün de Hizbullah köyü olduğu ve geçmişten beri Hizbullah’a destek verdiğini yazdı.
Devlet ailesinin açıklaması
Narin’in katledilmesi sonrasında tartışmalar sürerken açıklama yapan aile, katliamı görmezden gelerek ailenin dış güçler ve yerli uzantıları tarafından karalandığını öne sürdü. Narin’in katledildiği Tavşantepe köyünün stratejik önemine dikkat çekilen açıklamada aile fertlerinin kişilik haklarına saldırıda bulunanlar hakkında yasal yollara başvurulacağı belirtildi. Açıklamada, “Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır” denildi.
Ailenin MHP ile de ilişkisi var
AKP-MHP-Hüda-Par ile güçlü ilişkileri olan aile, yaptığı açıklamalar ve paylaştığı fotoğraflarla ortaya koydu. Öte yandan aile bireylerinin sanal medya hesapları olan Facebook üzerinde yapılan paylaşımda Kurtuluş Güran’ın da olduğu fotoğrafta MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin fotoğrafı da bulunuyor. Öte yandan Fevzi Güran’ın paylaştığı fotoğrafta ise elinde uzun namlulu silah bulunuyor. Mehmet Güran’ın ise AKP’de çalışma yürüttüğü görülüyor.
Açıklamaların ortak noktası
Devlet aklıyla yapılan bu açıklama çok tartışıldı. Açıklamanın aile tarafından değil de devlet aklı ya da doğrudan Hüda-Par tarafından yapıldığı konuşuldu. Benzer açıklamaları ve iddiaları Hüda-Par yetkilileri de açıklamıştı. Amed Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde 8 Eylül’de açıklama yapan Hüda-Par Genel İdare Kurulu Üyesi Vedat Turgut, “Bu tür vahşilikler, vandallıklar içimizden çıkmayacak. Bunlar bizim kültürümüz değil, bunlar Avrupa’nın, Amerika’nın, İsrail’in kültürüdür” demesi dikkat çekti. Benzer bir açıklamada bulunan Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ise “Aileden partimize mensup kimse yok. Bu, İsrail kaynaklı bir siteden yayıldı” dedi. Yapılan açıklamaların birbirine çok yakın olması açıklamaların bir elden çıktığını gösteriyor.
Organize işler
Narin’in katledildiği günden beri Güran ailesi, yetkililer ve siyasetçiler tarafından korundu. 19 gün boyunca köyde yüzlerce kişi olmasına rağmen bir kişi bile cinayete ilişkin konuşmadı. AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu, “Bizlerin bazen bilmediği bazen de bilip söylemememiz gereken şeyler var. Aile de bizim dostlarımız” diyerek aileye arka çıktı. Cinayeti işlediği belirtilen Salim Güran’ın tutuklanması ve sonrasında tek bir kişi bile onu suçlamadı. Gözaltına alınan 24 kişiden aralarında anne ve ağabeyin de olduğu 8 kişi tutuklandı. Ancak gözaltına alınan ve tutuklanan tek bir kişi bile kimseyi suçlamadı, “Bilmiyorum” diyerek katil korundu. Narin’in katledilmesi ve sonrasında köyde hiçbir delilin bırakılmaması, mesajların silinmesi de cinayetin nasıl organize yapıldığını gösteriyor. Öte yandan ifade sorgulanmasında birçok çelişkili ifade olmasına rağmen üzerine gidilmedi. Sadece cevaplar ifade tutanaklarına yazıldı. Tüm bunlar ailenin devletle güçlü ilişkileri olduğu için Hizbullah ile ilişkisinin açığa çıkmaması için yapıldığı belirtildi.
DEM Parti: Bunlar neyin mermisi?
Narin’in katledildiği köyde yer altında saklanmış silahların olduğunu ve çıkarıldığına dair iddialara değinen DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan “Tavşantepe’de ne vardı? Ne gizleniyor? Bu cinayetin ardındaki hakikat nedir? Kamuoyundan ne gizleniyor? Mermiler olduğu iddia ediliyor. Bunu merak ediyorsunuzdur. Sizlerin adına soruyoruz: Neyin mermileri? Tavşantepe’de ne yapılmak istendi, ne yapılmak isteniyor?” diye konuştu.