Ortadoğu’da bir ilk: Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi kuruldu
Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Nagihan Akarsel’in hayali ve projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”nin faaliyete geçtiğini söyleyen Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Necîbe Qeredaxî, burada temel hedefin Kürt kadınların hafızasını oluşturmak olduğunu söyledi.
Güney Kürdistan’ın Süleymaniye kentinde katledilen Jineolojî Araştırma Merkezi üyesi ve Jineolojî dergisi editörü, akademisyen, yazar ve gazeteci Nagihan Akarsel’in hayali ve projesi olan “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”, Süleymaniye’de faaliyete geçti. Proje kapsamında Kürt kadınların tarihten bu yana yazılı, sözlü, mitolojik, şiirsel, dengbeji ile çizimsel olan eserlerin yanı sıra dünyada kadınların oluşturduğu eserlerin gelecek nesillere aktarılması için çalışmalar yürütülüyor.
Projenin hedefleri
Kürt kadınları, Ortadoğu ve dünya kadınlarıyla buluşturan bir bilimsel araştırma ve hafıza merkezi olmayı hedefleyen proje, üç ayak üzerinden şekilleniyor. Kadının çok yönlü yaşam gerçekliğini ortaya çıkaran dinamik, canlı bilimsel temellere dayanan eğitim ve araştırmaların, Kürdistan’da geçmişten günümüze kadınların mücadelesini, üretimlerini, kültürünü, bilincini yansıtan çalışmaların kütüphanesi ve Kürt kadınların sadece yazılı değil, görsel, işitsel eserlerin toplanıp, korunacağı bir arşiv ve hafıza merkezi olmayı hedefliyor. Kürt kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”ni ve Nagihan Akarsel ile arkadaşlarının projeyi nasıl hayata geçirdiğini, Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi Necîbe Qeredaxî ile anlattı.
Kadın hafıza tarihi oluşturma
Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi projesi fikrinin 3 kadın tarafından ortaya çıktığını belirten Necîbe, bu kadınlar arasında Nagihan’ın da olduğunun altını çizdi. Qeredaxî, “Yürütülen tartışmalar neticesinde kadın eserlerinin korunması ve bunun için bir alanın oluşturulması üzerinden yapıldı. Ancak bu çalışmanın en önemli tarafı ise Kürt kadınların oluşturduğu eserlerin hem kitap, dijital şekilde korunması ve kadın sesi ve rengi olan tüm çalışmaların geleceğe aktarılmasıydı. Tarihte şuna şahit oluyoruz, Kürt kadınların oluşturduğu yazılı eserlerin azlığı var. Kadınlar her ne kadar yazmış olsa da erkek egemen sistem yazılanları bir şekilde ortadan kaldırmıştır. Son yıllara baktığımız zaman kadınların kendi tarihlerini korumaya ve geleceğe aktarmaya dönük birçok çalışmasının olduğunu görüyoruz. Bu çok önemli bir durum” dedi.
Uluslararası kadın birliği oluşturmak
Qeredaxî, projenin üzerinde daha sonra ciddi tartışmaların yapıldığını ifade ederek, “Bu tartışmalar ‘nasıl bir yer inşa edilebilir, eserler nasıl korunabilir, geleceğe nasıl aktarılabilir’ üzerinden yürütüldü. Daha sonra birçok toplantıdan sonra bu kütüphanenin nerede inşa edileceği meselesiydi. Kürdistan büyük direnişlerin merkezi olduğu için kütüphanenin Kürdistan kenti Süleymaniye’de kurulması kararlaştırıldı. Tabi Süleymaniye’nin seçilmesi tesadüfi değildi. Başûrê Kürdistan’ın özgünlüğü ele alındığında böylesi bir projenin önemli olacağı düşünüldü. Çünkü Başûr birçok devletin işgali altındadır. Büyük katliamlara ve acılara şahitlik etmiş bir yerdir aynı zamanda. Projenin Başûr’da yapılması hem bu tarihsel hem de günümüzde yaşanan işgallere büyük bir cevap olma niteliği de taşıyor. Bununla beraber uluslararası kadın birlikteliğinin de önü açılmaya çalışıldı” sözlerini kullandı.
‘Nagihan kilit roldeydi’
Nagihan’ın projede kilit rol oynadığına dikkat çeken Qeredaxî, “Son yıllarda ortaya çıkan alternatif basınlarla birlikte kadınların tarihi daha çok araştırılmaya ve eserler toplanmaya başlandı. Bu çok önemli bir adımdı. Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi projesinde Nagihan arkadaşın çok sabırlı ve coşkulu bir çalışması vardı. Evet, Jineolojî’de çalışma yürüten bütün kadınların büyük emeği var. Ama Nagihan arkadaşın verdiği emek göz önündeydi. Proje için yürütülen tartışmalarda Nagihan arkadaşın söylemleri projenin daha çok derinleşmesine ve somut bir şekilde ortaya çıkmasına vesile oluyordu. Proje için her kesimden kadınlarla tartışmalar yürütüldü”
‘Jineolojî felsefesi üzerine inşa edildi’
2022 yılının projenin tam anlamıyla uygulama yılı olduğunun altını çizen Qeredaxî, şu sözleri kullandı: “Nagihan arkadaşımızın ilmek ilmek çalışmalarını ördüğü ve uğrunda canını verdiği bu proje adım adım oluşturulmaya devam ediyor. Projede yer alan kadınlar umudu oluşturma kültürü, kendi gerçekliğine varma konusunda çok büyük değişimler yaşadı. Kütüphane kadınlara büyük bir umut oldu. Elbette şunu unutmamak gerekiyor, kütüphane Jineoloji ve ‘jin jiyan azadi’ felsefesi üzerine inşa edildi. Nagihan arkadaş oluşturduğu mücadele kişiliği doğrultusunda projesinde başarıya ulaştığını söyleyebiliriz. Nagihan erkek egemen zihniyet tarafından katledildi. Ancak kadınların Nagihan’a sahip çıkması bireysel değildi. Bu sahiplenme aynı zamanda fikir, felsefe ve Jineoloji’ye sahip çıkmaydı.”
‘Kadın eserlerinin toplanması’
Proje kapsamında kadınların her dilde olan eserlerini toplamayı hedeflediklerini dile getiren Qeredaxî, “Sadece Kürtçe’nin lehçelerinde olan eserleri ya da Ortadoğu’da konuşulan diğer dillerde ki eserleri değil tüm dünyada kadınların oluşturduğu eserleri toplamayı hedefliyoruz. Bunun için çalışmalar yürütüyoruz. Ancak öncelikli hedefimiz Kürtçe’nin lehçeleriyle yazılan eserleri toplamaktır. Öte yandan Kürt kadınların felsefe, şiir, roman, öykü, araştırma, analiz alanında farklı dillerde yazdığı kitaplara ulaşarak onları bir araya getirmek en büyük hedefimiz. Kürt kadınların anlatıldığı eserleri de topluyoruz. Ama bunun yanı sıra salt yazılı olan tarihi değil sözlü olan tarihi de geleceğe taşımayı hedefliyoruz. Bununla birlikte bir diğer hedefimiz kadınların çizdiği resimleri özellikle de 20’nci yüzyılda çizdiklerini toplamaktır. Çünkü kadınların sözlü ve yazılı tarihinin yanı sıra çizimlerle aktardıkları bir tarih de var. Tüm bunları toplayarak geleceğe taşımak istiyoruz” dedi.
‘Kurdistan’i bir proje’
Kadınların hem maddi hem manevi anlamda projeye daha çok destek vermeleri gerektiğini vurgulayan Qeredaxî, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Evet birçok yerden bize eserlerini ulaştırmayı başaran kadınlar oldu. Ya da diğer kadınların eserlerini ulaştırdılar, ancak bu yeterli değildir. Daha çok çabalamak gerekiyor. Çünkü kadınların hafızası oluşturulmak isteniyor, bu bilinçle yaklaşmak gerekiyor. Kütüphane’nin toplumu doyurması bakımından da çok önemlidir. Nasıl yeni perspektifler oluşturabiliriz. Gençlerin nasıl dikkatini okumaya ve araştırmaya çekebiliriz, bunun üzerine çokça tartışmalar yürütüldü. Resmi olarak kütüphaneye aktif ve aktif olmayan üyelikler, uluslararası alanda kütüphaneye üye olacak siyasetçi, akademisyen, araştırmacı, yazar ve diğer kişilerin üyelikleri üzerinden tartışmalar yürütüldü. Ve kütüphane için broşür hazırlandı. Proje kapsamında yürütülecek araştırmaların ve çalışmaların belli başlı planlaması yapıldı. Ve projeyi tanıtmak adına, toplantılar, seminerler, konferanslar yapılması kararlaştırıldı. Evet proje Başûr’da faaliyete geçirildi. Ancak bu proje Kürdistanidir. Kürt kadınlarının projesidir. Ortadoğu’da ilk Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi olma özelliği taşıyor. Projemizin temel hedefi de Kürt kadınlara ait bir hafızayı oluşturmaktır. Bu projenin canlı kalması ve Kürt kadınların faydalanması hedeflenmektedir. Kürt kadınların büyük mücadeleler ile bugüne taşıdığı eserlerin geleceğe taşınmasını, kadınların ve yeni nesillerin faydalanması gerekiyor.”
Derya Ren – Medya Üren/ JINNEWS