AKP’li vekil Şirin Ünal’ın evinde 23 Eylül 2019’da, Ünal’a ait silahla şüpheli şekilde yaşamını yitiren Nadira Kadirova’nın ölümü karanlığa terk edildi. Onlarca soru varken Nadira Kadirova dosyası neden kapatıldı?
Nadira Kadirova, 23 yaşında genç bir kadındı. 23 Eylül 2019’da yaşamı şüpheli bir şekilde sona erdiğinde haberdar olduk ondan. Ölmeden 4 yıl önce büyük umutlarla Türkiye’ye gelmiş ve son bir yıldır AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde çalışmaya başlamıştı. Ünal’ın yatalak olan eşine bakan Kadirova, abisi Muhammet Kadirova’nın verdiği bilgiye göre üniversiteye gitmek istiyordu. Hatta üniversiteye hazırlanmak için kursa gitmek için de para biriktiriyordu. Yine abisinin anlatımına göre Kadirova, yaşamayı seven, hayalleri olan ve kendisini bunalıma sürükleyecek hiçbir sorunu olmayan bir gençti. Nadira Kadirova’nın basına da yansıyan fotoğrafları abi Muhammet Kadirova’nın bilgilerini destekler nitelikte. Kadirova’nın objektife bakan neredeyse her fotosundan yaşam fışkırıyor desek yanlış olmaz. 23 Eylül akşamı Nadira Kadirova’nın yaşamı, evinde çalıştığı AKP’li vekil Şirin Ünal’ın silahıyla son buldu. Olayın basına yansımasıyla Ankara Emniyet Müdürlüğü, hemen bir açıklama yaptı ve olayın ‘silahla gerçekleştirilmiş bir intihar’ olduğunu söyledi. Oysa bu açıklama yapıldığında Nadira Kadirova’nın henüz ön otopsi raporu bile çıkmamıştı. Emniyet Müdürlüğü’nün bu acele ‘intihar’ açıklaması ne basını ne de kamuoyunu ikna edemedi.
Kadirova’nın şüpheli ölümü
Kadirova’nı yaşamını elinden alan olay, 23 Eylül Pazartesi akşamı saat 21.00 sıralarında yaşandı. Kadirova ailesinin son avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan resmi soruşturma dosyasına dayanarak, gazetemize verdiği bilgilerde olay sırasında evde 4 kişinin bulunduğunu, bu 4 kişinin ise Şirin Ünal, Ünal’ın eşi ile kızı ve evin diğer yardımcısı olduğunu söyledi. Nadira Kadirova’nın, olay gecesi Şirin Ünal’ın silahını alarak kendisini odaya kilitlediği, Ünal ve kızının Kadirova’yı ikna edemediği, Kadirova’nın silahı kullanarak kendini vurduğu ve Ünal’ın polisi aradığı da yine bu bilgiler arasındaydı. Olayla ilgili resmi makamlar, “Olay yerinde yapılan teknik ön incelemede intihar harici herhangi bir şüpheli durum müşahede edilmemiş, ayrıca Müntehire’nin odasında intihar eğiliminde olduğuna dair bulunan geçmiş tarihli notlar da dahil tüm bulgular soruşturma dosyasına eklenmiştir” açıklamasında bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’da açıklamasında, “ölenin bulunduğu odanın kapısının kilitli olması nedeniyle emniyet görevlileri ve 112 ilkyardım ekipleri tarafından kilitli odanın kapısı kırılarak hastaneye intikal ettirildiği” belirtildi.
‘Silahım kayıp’ diye aramış
Abi Muhammet Ali Kadirova, olaydan sonra basına verdiği açıklamada, olaydan beş dakika önce Şirin Ünal’la görüştüğünü söyledi: “Olay olmadan beş dakika önce Şirin Ünal beni aradı. Bana ‘Silahım kayboldu’ dedi. Şirin Ünal Bey, ‘Kız kardeşin alıp sana mı götürdü?’ diyecek sandım. O sırada tabancayı almış, odasına kilitlemiş. ‘Açmaya çalışıyoruz’ dedi. O esnada Şirin Ünal Bey’in kızı Duygu Ünal, kapıya vuruyordu, bağırış, çağırış ses geldi. O esnada telefon kapandı. Hemen taksiye atladım, eve geldim. Olay olmuş ateş atılmış. Polis beni içeri sokmadı. ‘Kardeşim nerede?’ dedim. ‘Hastaneye götürüldü’ dediler. Bilkent Şehir Hastanesi’ne geldim. ‘Beni içeri sokun, ben onun abisiyim’ dedim. Beni içeri sokmadılar. Sonra içeriden doktorlar çıktı ‘Başınız sağ olsun’ dediler, orada bittim ben.”
‘Şirin Ünal taciz etti’
Bu gelişmelerin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı silahla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada, “olayda kullanıldığı değerlendirilen Baretta marka 9 mm çaplı silaha, bu silahtan atılan mermi çekirdeğine ve kovanına el konularak inceleme yaptırıldığı, inceleme sonucunda olay yerinden elde edilen kovan ve deforme mermi çekirdeğinin Baretta marka tabancadan atıldığının tespit edildiği” aktarıldı. Nadira Kadirova’nın ölümünde kullanılan silah Şirin Ünal’ın ruhsatlı silahıydı. Nadira Kadirova’nın Ünal’ın silahına nasıl ulaştığı, nasıl aldığı ise hep karanlıkta kaldı.
Daha sonra Nadira Kadirova’nın arkadaşı olan ve ölümünden bir gece önce arayarak konuştuğu Leyla Niyazova isimli kadın, Nadira Kadirova’nın kendisine Şirin Ünal tarafından tacize uğradığını anlattığını söyledi. Bu açıklamayla Kadirova’nın ölümündeki şüpheler daha da arttı. Leyla Niyazova, Kadirova’nın ölmeden bir gece önce telefonda kendisine ağlayarak, patronu Şirin Ünal’ın bir gece yatak odasına girdiğini, odanın kapısını kilitleyip arkasından kendisine sarıldığını, kendisinin de bağırdığını fakat sesini kimsenin duymadığını anlattığını açıkladı. Bu önemli açıklamanın ardından Leyla Niyazova’nın ifadesinin yetkililer tarafından hiç alınmadığı ortaya çıktı.
‘İntihar edecek cesareti yoktu’
Nadira Kadirova’nın abisi Muhammet Ali Kadirova, olaydan sonra medyaya yaptığı açıklamalarda, kardeşinin herhangi bir sıkıntısı olmadığını, her şeyi kendisiyle paylaştığını aktardı. “Kardeşim Nadira’yı ben çok iyi biliyorum, benden başka paylaşabileceği insan yoktu. Ben onun her türlü dostu olarak, babası olarak, abisi olarak her türlü şeyi paylaştım. Herhangi bir sıkıntısı yoktu, ilaç kullanacak bir durumu yoktu. Kendini intihar edecek, kendini vuracak kadar cesareti de yoktu” diyen abi Kadirova, olayın başından bu yana kardeşinin cinayete kurban gittiği iddiasını sürdürüyor.
Şirin Ünal ‘psikolojiye’ sığındı
Yanında çalışan Nadira Kadirova’nın kendi silahıyla yine kendi evinde şüpheli şekilde yaşamını yitirmesine dair suskunluğunu uzun süre koruyan AKP’li vekil Şirin Ünal, daha sonra şöyle bir açıklamada bulunu: “Olayın 5. dakikasında polisimiz, ambulansımız ve itfaiyemiz geldi. Biz, onlar gelene kadar beş dakika içerisinde, küçük kızımla beraber kendisini kilitleyip intihar ettiği odanın kapısını kırmaya çalıştık – omzum hâlâ ağrıyor- ama başarılı olamadık maalesef. 3-4 polisimiz oda kapısına yüklenip kapıyı açtı. Hemen sedyeye koyup hastaneye kaldırdılar. Yarım saat sonra Ankara Emniyet Müdürümüz yanımızdaydı, birkaç dakika sonra da nöbetçi savcımız yanımızdaydı. Ben her ikisine de, ne gerekiyorsa, elimden gelen bütün kolaylığı göstereceğimi söyledim.” Kadirova’nın 2-3 aydır psikolojik yapısının bozuk olduğunu, bu nedenle evine ikinci eleman aldıklarını söyleyen Ünal, “Onu gönderemeden kendisini gönderdi. Allah bu duruma hiçbirinizi düşürmesin” dedi.
Takipsizlik kararı
Nadira Kadirova’nın intihar ettiği iddiasını daha otopsi raporu çıkmadan açıklayan ve başından itibaren bu iddiasından vazgeçmeyen Şirin Ünal ile yetkililer, olayın üzerinden 8 ay geçmiş olmasına rağmen bu iddialarını bilimsel olarak kanıtlayamadı. Dosyaya konulan gizlilik kararının yanı sıra Kadirova’nın otopsi raporu da kamuoyuyla açıktan hiç paylaşılmadı. Olayla ilgili onlarca soru işareti, onlarca eksiklik ve birçok şüpheye rağmen Nadira Kadirova’nın ölümüne ilişkin soruşturmada geçtiğimiz mart ayında takipsizlik kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kadirova’nın ölümüyle ilgili takipsizlik kararında, şöyle dedi: “Genç kızın intihar ettiği, onu intihara azmettiren, teşvik eden, intihar kararını kuvvetlendiren ve intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi ya da kişilerin bulunmadığı anlaşılmıştır.” Kadirova’nın otopsi raporunda cinsel saldırı izine ulaşılamadığı, not defteri ve 2 intihar notu değerlendirildiğinde olay öncesinde intihara karar verdiği belirtildi.
Meclis’de cevap vermedi
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümü Meclis’e de taşındı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) milletvekilleri ve Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam, Kadirova’nın ölümünü Meclis’te sordu ve konuyla ilgili araştırma istedi. Fakat muhalefet partilerinin bu talepleri karşılık bulmadı. HABER MERKEZİ
Büyük eksikler ve tek cümlelik rapor
Takipsizlik kararının ardından Kadirova ailesinin avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan, AKP’li Ünal’ın evinde hayatını kaybeden Nadira Kadirova’ya ilişkin soruşturmada birçok eksiklik olduğunu söyleyerek 131 kadın avukatla birlikte takipsizlik kararına itirazda bulundu. Fakat geçtiğmiz Mayıs ayında bu itiraz da reddedildi. “Nadira Kadirova’nın ölümünden sonra yapılan olay yeri incelemesinde ciddi eksikler var” diyen Doğan, soruşturma dosyasında Nadira Kadirova’ya ait olduğu söylenen intihar notunda ailesine yönelik “Ben size layık olamadım, uyuyacağım ve bir daha uyanmayacağım” ifadelerinin yer aldığını açıklayarak “Yazı incelemesinde ciddi sorunlar var. Nadira’nın defteri ile intihar notu karşılaştırılıyor ve ‘tek cümlelik bir rapor’ hazırlanıyor. Bu tek cümlelik raporda da ‘Defterdeki yazılar ile intihar notunun birbirine benzediği kanaatine varılmıştır’ deniliyor” dedi.
Günlüğünde ‘intihar’ yok
Nadira Kadirova’nın günlüklerinde hiç intihardan bahsetmediğini vurgulayan Prof. Dr. İlyas Doğan, “Böyle bir rapor tek cümleden oluşabilir mi? Yazı karakterlerinin ayrıntılı karşılaştırılmasının yapıldığı bir raporun soruşturma dosyasında yer alması ve kamuoyunu tatmin edecek bir rapor hazırlanması gerekiyordu. Kalem üzerinde parmak izine bile bakılmamış. Bir satırlık intihar notu ve bir satırlık rapor tatmin edici olamaz” diye konuştu.
Kriminal raporda da soru işaretleri bulunduğunu açıklayan Doğan, “Kriminal raporda ‘bu tabancada parmak izi yoktur. Silah temizlenip izler silinmiş olabilir ya da eldivenle ateş edilmiştir’ deniliyor. Fakat Nadira’nın elinde eldiven yoktu, olay yeri incelemesinde de eldiven bulunmadı. Bu çok önemli bir ayrıntı” dedi. “Nadira’nın hayatını kaybettiği gün evde bulunan herkesin cep telefonu ve bilgisayarları incelenmeliydi” diyen Doğan, “Nadira şüpheli şekilde hayatını kaybettiğinde evde Şirin Ünal, kızı, karısı ve Özbek çalışandan oluşan dört kişi bulunuyor. Bu dört kişinin sadece parmak izleri alınmış. Parmak izi almakla yetinilmemeli, diğer deliller de toplanmalıydı. Sadece Nadira’ya ait telefonun HTS kayıtları incelenmiş. Birçok delilin kontrol altına alınmadığı ve delillerin toplanmasının ihmal edildiği söyleyebiliriz” ifadeleriyle durumun vahametini ortaya koydu.
Evdeki tek erkek Ünal
Nadira Kadirova’nın rahminde prostat spesifik antijen (PSA) bulunduğuna ilişkin tespitleri de anımsatan Prof. Dr. İlyas Doğan, “Dosyaya göre evdeki tek erkek Şirin Ünal ve ondan da DNA örneği alınarak inceleme yapılmalıydı, bu büyük bir eksiklik. Diğer yandan cenaze üzerinden yapılan incelemeler, otopsi raporu hazırlanması gibi süreçler jet hızıyla yapılmış ve bir günde İstanbul’da iki tanık bulunup hemen ifadeleri alınmış. Nadira ile ilgili işlemler bir haftada tamamlanmış. Bir otopsi raporu ortalama 6-7 günde çıkar. Bu tür kamuoyunun ilgisini çeken olaylarda süre daha kısa olabilir ama 24 saat olmaz. Adli Tıp Kurumu’na veriler gönderiliyor, diğer gün tamamlanıyor üçüncü gün adliyeye ulaşıyor. Bu hızlandırma ister istemez ‘bu olayda özel bir işlem mi uygulandı’ kuşkularını ortaya çıkarıyor” dedi.
Çet için de ‘intihar etti’ denilmişti
Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümü kadınların da başından itibaren büyük tepkisine neden oldu. Kadın örgütleri, Ndira Kadirova’nın şüpheli ölümünün aydınlatılmasını talep etti. Şüpheli kadın ölümlerinin ardından büyük oranlarla kadın cinayetlerinin çıktığına dikkat çeken kadınlar, Şule Çet örneğini işaret etti. Şule Çet Ankara’da bir plazanın 20. katından atılmış ve bunun bir intihar olduğu iddia edilmişti. Fakat ailesinin ve kadın örgütlerinin ısrarıyla Şule Çet’in ölümünün bir cinayet olduğu ortaya çıkarılmıştı. Zanlılar Çağatay Aksu ile Berk Akand’a görülen dava sonrası ceza almıştı.
Şirin Ünal kimdir?
AKP Milletvekili Şirin Ünal, asker kökenli bir isim. Hava Harp Okulu’ndaki eğitiminin ardından jet pilotu, filo komutanı, NATO Karargâh Subayı, 5. Ana Jet Üs Harekât Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Subay Şube Müdürü olarak görev yaptı. 2000’de tuğgeneralliğe, 2004’te tümgeneralliğe terfi etti. Plan Harekât Daire Başkanlığı, 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Başkanlığı, 1. Hava Kuvveti Komutan Yardımcılığı ve Genelkurmay Komutanlığı Kontrol Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. Ünal 24, 25 ve 26. dönemde AKP’den İstanbul milletvekili seçildi. Milletvekilliği süresince Milli Savunma Komisyonu Başkanvekilliği, Plan ve Bütçe Komisyonu ile NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Üyeliği yaptı. Ünal, siyaset dünyasında “güçlü ve etkili bir isim” olarak tarif ediliyor.
HABER MERKEZİ