Müzakere süreçlerine danışmanlık yapan Avrupa Barış Enstitüsü’nden Av. Urko Aiartza Azurtza sorularımızı yanıtladı: Eminim Kürtler ve Türkiye hükümeti Kürt meselesini çözmenin ya da en sonunda dönüştürmenin yolunu bulacaktır. Ancak Einstein’ın ‘delilik’ görüşüne dikkat edin: Aynı formülü tekrar tekrar kullanarak farklı sonuçlar beklemek…
Mehmet Ali Çelebi
Dünyada jeo-politik kırılmalar yaşanırken sancıları çekilen yeni denklemler çok ülkeyi değiştirecek. Halklarla eşitlik ve barış mimarisi kuranlar ayakta kalacak. Halkların kardeşliği, halkların kaderini tayin hakkı, müzakereler ve barış, labirentlerle dolu zorlu süreçler gerektiriyor. Bazı ülkeler güvenlikçi girdabı aşmakta bocalarken Türkiye’de Meclis’in ne zaman müzakereler için devreye gireceği tartışılıyor. İspanya’da özerk Bask’ta bağımsızlık yanlısı EH Bildu’nun (Euskal Herria Bildu) Nisan 2024 seçimlerinde parlamento çoğunluğunu sağlaması beklentisi var. ETA, IRA, FARC, Apartheid altındaki Güney Afrika müzakere süreçleri uzun ve sancılı geçti. İspanya ile müzakere yürüten ETA’nın adımlarını takip eden, IRA’nın ikinci ismi ve baş müzakerecisi Martin McGuinness (Müzakere sonrası 2007 – 2017 arası Kuzey İrlanda Özerk yönetimi başbakan yardımcısı) ve IRA’nın siyasi kanadı Sinn Fein Lideri Gerry Adams ile müzakere deneyimlerini tartışmış isimlerden biri Av. Urko Aiartza Azurtza ile sarp ve sancılı müzakere deneyimlerini değerlendirdik. Senatör görevi üstlenmiş, sivil özgürlükler, barış, demokrasi, halkların kendi kaderini tayin hakkı için mücadele eden ELDH’nin Eşbaşkanı ve Avrupa Barış Enstitüsü’nün Kıdemli Danışmanı olan Avukat Urko Aiartza Azurtza; barışa ulaşmak için müzakereci tarafların kendini ve tarafların kendi aralarındaki ilişki biçimlerini dönüştürmesi gerektiğini kaydediyor. Urko Aiartza Azurtza, Türkiye’nin Kürt meselesine yaklaşımına işaret ederken Albert Einstein’ın sözünü hatırlatıyor. İşte yanıtlar…
- Askeri olarak Euskadi Ta Askatasuna (ETA), siyasi kanat olarak Herri Batasuna, Batasuna (Birlik), Euskal Herria Bildu (EH Bildu) İspanya iktidarlarına karşı nasıl bir rota izledi?
Bu cevabı uzun bir soru. Tarihsel olarak ETA’nın 50’li yıllarda faşist Franco rejimine karşı çıkmak için İspanya İç Savaşı’nın bitiminden yaklaşık 20 yıl sonra kurulduğunu söyleyebiliriz. O dönemde Bask kültürü ve milleti yok olmanın eşiğindeydi. Ve bir şekilde “Gernika’nın Torunları” olarak adlandırılan yeni bir nesil, baskılar nedeniyle on yıl sonra rejime dönük askeri tepkiye dönüşen bir muhalefet kampanyası başlattı. ETA’ya göre 1977’deki İspanya’daki geçiş dönemi Bask Ülkesi’ne temel demokratik koşulları (Bask Ülkesi’nin kendi kaderini tayin etme, geleceğine karar verme hakkına sahip bir ulus olarak tanınması ve baskıların sona ermesi) getirmedi. Bu yüzden askeri kampanyaya (silahlı mücadele) devam etme kararı aldılar. Herri Batasuna/Batasuna, ETA ile aynı siyasi hedefleri (bağımsızlık ve sosyal adalet) paylaşmasına rağmen hiçbir zaman şiddete dahil olmayan, ancak çatışmaya müzakere yoluyla çözüm talep eden bir siyasi örgüttü. EH Bildu, ETA’nın şiddetinin sona ermesinden sonra ortaya çıktı. EH Bildu, yalnızca Herri Batasuna/Batasuna’yı temsil eden güçleri değil, aynı zamanda egemenlik ve sosyal adalet yanlısı Bask nüfusunun daha geniş kesimlerini de kapsayan farklı siyasi örgütleri içeren yeni bir oluşumdur.
- AİHM davalarında avukatlık yaptınız. Bask Ülkesi’nden AİHM’e taşınan dava örnekleri verir misiniz? Verilen cezalar İspanya siyaseti, yargısı ve basınında nasıl karşılandı?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) İspanyol devletinin temel insan haklarını ihlal etmesiyle ilgili pek çok dava görüldü. Muhtemelen bildiğiniz gibi Siyasi Partiler Kanunu değişikliği sonrasında seçimlere katılmaya çalışan Herri Batasuna, Batasuna, Bask Ulusal Hareketi-ANV, Bask Ülkesi Komünist Partisi-EHAK ve birçok aday listesinin yasaklanmasıyla karşılaştık. Ancak buna karşı o anda başarılı olamadık. Ayrıca İspanyol devletinin aralarında Bask gazetesi Egunkaria’nın yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu Basklı tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamele suçlamaları vardı. Bu suçlamaların soruşturulmaması nedeniyle İspanya kınandı. İspanya’nın kınandığı birçok vaka daha yaşandı. Siyasi tutukluların durumu da gündeme geldi. Ines del Rio’nun İspanya’ya karşı açtığı davada AİHM, Basklı mahkûmlara uygun olmayan bir şekilde indirim uygulanmamasının hukuka aykırı olduğu kanaatindeydi. Bu karar uzun süre tutsak olan onlarca Basklı mahkûmun serbest bırakılmasını sağladı. Çatışmaların çoğunda devletler temel insan haklarını ihlal ediyor. Bask Bölgesi’nde de durum aynıydı. Elbette tek şiddet bu değildi. Silahlı gruplar da şiddet uyguladı ve insanların onurunu ve haklarını etkiledi.
- Danışmanı olduğunuz Avrupa Barış Enstitüsü hangi devletlerle veya hangi uluslarla ilgili ne tür çalışmalar yaptı?
Ben EIP’nin (European Institute of Peace) Kıdemli Danışmanı’yım ve bu tür kurumların çalışmaları oldukça gizlidir. Deneyimlerimi aktarmaya çalışan birçok kişiyle de çalıştım. Tahmin edebileceğiniz gibi genellikle çatışmaların bitirilmesiyle ilgileniyoruz. Rolümüz yerel ve doğrudan aktörlerinin çatışmaları sona erdirme veya dönüştürme çabalarını birçok yolla desteklemektir.
İşler değişiyor
- İspanya yönetimi ETA ile müzakerelere nasıl karar verdi? Müzakerelerde ilerleme ve kesilmeler hangi dinamikler üstünden gelişti?
Bask Ülkesi örneğinde, 1980’li ve 90’lı yıllarda çatışmaya müzakere yoluyla çözüm bulmak için çeşitli girişimlerde bulunuldu. Hepsi temelde çatışan taraflar arasındaki asimetrik güç dengesi nedeniyle başarısız oldu. Soruna klasik anlamda bir çözüm bulmanın yolu yoktu. ETA, İspanyol hükümetini kendi kaderini tayin hakkını kabul etmeye zorlayamadı. İspanyol hükümeti de ETA’yı zayıflatsa bile onları askeri açıdan tamamen mağlup edemedi. Bu bir tür çıkmazdı. Ama İspanyol hükümetinin lehineydi. Yeni bir dinamiğin açılması için adım temelde Bask tarafından geldi. Bask, içsel bir stratejik düşünce sürecinin ardından çatışmanın koşullarının değiştiğini, mevcut durumun sorunu çözmediği kanaatine vardı. Bask sürecin parametrelerini dönüştürmenin gerekliliğine karar verdi. Bask hareketi, koşulları dönüştürmek için silahlı mücadele gibi bazı yöntemleri tek taraflı olarak gözden geçirme hamlesinde bulundu. Bask hareketi bu hamleyle yeni beklenmeyen senaryoların önünü açarak cesaretle oynamak gerektiğini anladı. Tabii ki bu değişiklikler çatışmayı çözmedi. Fakat demokrasi ve özgürlük mücadelesinin çok daha uygun bir ortamda sürdürülmesi için daha uygun koşullar yarattı. Bu adımlar, EH Bildu’nun oluşumuna ve yasallaştırılmasına zemin oldu. EH Bildu’nun bir sonraki Bask Özerk Parlamentosu seçimlerinde en büyük temsilcisi haline gelebilecek bir hareket getirdi. Yani bağımsızlık yanlısı geniş bir hareket getirdi. Yani işler değişiyor.
- Hâlâ Bask Ülkesi ve Katalonya’da çok sayıda kişi İspanyol cezaevlerinde tutuluyor. Bir ışık var mı?
Bizim sürecimiz mükemmel değil, çizgisel de değil. Bu devam eden bir süreç, halen pek çok tamamlanmamış işin olduğu bir dönüşüm çatışması. Yaklaşık 140 Basklı mahkûmun bekleyen durumu bunun açık bir örneğidir. İspanyol muhafazakar ve sağcı güçlerin bazı kesimleri, kendilerine seçim veya siyasi itibar kazandırabilecek sahte çatışmalar yaratmak için bunu canlı tutmak istiyor. Ben bunun bir hata olduğunu düşünüyorum. Basklı tutukluların sorunu, onlara yönelik olağan mevzuatın (Şu anda geçerli olan özel yasanın değil) uygulanmasıyla çözülebilir. Bu, Bask halkının büyük çoğunluğunun da isteğidir. Bunun geleceğini, aklıselim duygunun galip geleceğini umuyoruz.
Karar İrlanda halkının elinde
- Yakın tarihte Kuzey İrlanda’da IRA ile İngiltere arasındaki müzakereler sonucu imzalanan Belfast Hayırlı Cuma Anlaşması süreciyle IRA ve Sinn Féin’in aldığı yol konusunda değerlendirmeniz nasıl?
İrlanda halkına sormalı. Ancak Britanya hükümetinin adada stratejik çıkarları olmadığını beyan etmesi ve Kuzey İrlanda’da bir barış sürecini teşvik etme konusunda anlaşmaya varmasının ardından İrlanda Adası’nın birleşmesinin siyasi yollarla gerçekleştirilebilecek bir şey olduğunu gösteren bir durum ortaya çıkabilir. Cumhuriyetçi hareketin her zaman talep ettiği bir şey. Yeniden birleşme veya aralarında nasıl bir ilişki kurmak istediklerine özgürce karar vermek artık İrlanda halkının elinde. Bu, cumhuriyetçi hareketin değil, tüm demokratların zaferi oldu.
Anlaşmayı gerçekleştirecek güce ihtiyaç var
- Yine FARC ile Kolombiya hükümeti arasındaki 2016 anlaşması hakkında neler söylersiniz?
FARC sürecinin son derece güncel ve tarihi olması, barış süreçlerinin bile zor olduğunu ve bazen bu süreçlerin uygulanmasının çok daha zor olduğunu gösteriyor. Çok detaylı bir anlaşmaya varmak yeterli değil. Anlaşmayı gerçekleştirecek güce de ihtiyacınız var. Ne yazık ki FARC açıkça barışa kararlıyken, uygulama çok yavaş ilerliyor. Ve barışa kendini adamış olanlar büyük bir bedel ödüyor. Umuyorum ki gelecek yıllarda bu anlaşmanın ilerlediğini ve uygulandığını göreceğiz. Ve umarım mevcut hükümet tarafından açılan diğer tüm süreçler de Kolombiya’nın adil ve kalıcı bir barışa ulaşabilmesi için ilerler.
Apartheid’in sonu çok karmaşıktı
- Apartheid’in büyük acılarla derin izler bıraktığı Güney Afrika’yı gezdiniz. Okumanıza göre Apartheid rejimi nasıl aşıldı? Güney Afrika’da ırkçı rejimin yansımaları hâlâ sürüyor mu?
Apartheid rejiminin sonu çok karmaşık bir süreçti. Pek çok kişi rejimin yok olmaya mahkûm olduğunu söylese de ben Afrika Ulusal Kongresi-ANC’nin ve Nelson Mandela’nın ön planda olduğu (ama Joe Slovo veya Cyril Ramaphosa gibi diğerleriyle birlikte) liderliğinin, yeteneğinin, strese karşı yeteneğinin vurgulanması gerektiğini düşünüyorum. Güney Afrika’nın geçiş sürecinde dağılmaması ve kaosa sürüklenmemesi için bu insanların gösterdiği liderliğin, yekpare devlet düşüncesi, isteği ve kapasitenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu gökten gelmedi. Apartheid’in mirası elbette varlığını sürdürüyor, ancak kurtuluş hareketinin, bu dönemi ulusal demokratik devrim dönemi olarak nitelendirdiğini de unutmamalıyız. Güney Afrika hâlâ bu sürecin içinde ve yüzyılların mirasının birkaç yılda yok olması mümkün değildir.
Einstein’ın ‘delilik’ kavramına dikkat edin
- Kürt meselesinde 2009-2015 arası Oslo’da başlayıp sürdürülen ve ‘çözüm süreci’ olarak adlandırılan süreç kesildi. Deneyimleriniz ışığında Kürt meselesi konusunda taraflara ne tür önerileriniz olabilir?
Biz Bask Ülkesi’nde iradenin olduğu yerde bir yol olduğunu söyleriz. Eminim Kürtler ve Türkiye Hükümeti bu Kürt meselesini çözmenin ya da en sonunda dönüştürmenin yolunu bulacaktır. Ancak Einstein’ın “delilik” görüşüne dikkat edin: Aynı formülü tekrar tekrar kullanarak farklı sonuçlar beklemek…
- Genel olarak çatışmaların olduğu yerlerde müzakerelere hangi parametreler üzerinden yürütülürse eşitliğe dayalı barışçıl sonuçlar ortaya çıkar? Anlaşmalar yapıldıktan sonra barış mimarisinin yıkılmaması için sağlıklı sürdürülebilir kalıcı toplumsal barış için neler yapılmalı?
Bu çok zor bir soru. Ve doğru bir cevabı varsa eğer, doğru bir cevap için çok sayfaya ihtiyaç var. Barış süreçleri karmaşık süreçlerdir. Müzakereler daha geniş bir sürecin yalnızca küçük bir parçasıdır. Müzakereler bile karmaşıktır, çünkü bunlar yalnızca düşmanlarınızla müzakere etmeyi içermez, aynı zamanda düşmanlarınızla ve hatta kendi halkınızla müzakere etmeyi de içerir. Bunlar çoğu zaman en zor müzakerelerden biridir. Böyle bir müzakere sürecinin başarılı olabilmesi için tarafların kendini ve tarafların kendi aralarındaki ilişki biçimlerini dönüştürmesi gerektiğini düşünüyorum. Siyasi ortamın dönüştürülmesi gerekiyor. İlgili tarafların, taraflar için geriye gitmektense devam etmeyi veya ilerlemeyi çok daha çekici kılacak yeni bir çerçeve yaratması gerekiyor. Tüm taraflar için kazanç yaratması gerekiyor. Belki müzakerede her şey çözülmeyebilir, fakat ilerlemeye devam etme isteğinin temellerini yaratmamız gerekiyor. Bazen müzakerenin her şeyi çözebileceğine inanırız, fakat çözemeyiz. Lakin buna rağmen en azından en önemli, en alakalı unsurları değiştirmeye çalışmalıyız.
Dünya öyle kargaşa içinde ki…
- Rojava deneyimi, İran’da Kürt kadınlarının ‘Jin Jiyan Azadi’ ayaklanması oldu. Mayıs ayı 1 Mayıs İşçi Mücadele Günü nedeniyle hareketli olur. Dünyada yeni yollar açılır mı?
Dürüst olmak gerekirse emin değilim. Çünkü dünya öyle bir disarray, kargaşa içinde ki kimse pek iyimser olamaz. Ama denemeye değer olduğundan yüzde 100 eminim. Ve bunu denedikleri için onları tebrik etmeliyiz.
Urko Aiartza Azurtza kimdir?
Av. Urko Aiartza Azurtza Gipuzkoa Barosu üyesi. Bask Ülkesi’nde (Euskal Herria) Telesforo Monzon Fikir Laboratuvarı’nın (TMeLab) direktörü. 2011-2015 yılları arasında Bask’tan İspanya Kongresi’ne senatör olarak seçildi. Adalet, Dışişleri, İbero-Amerikan ve Daimi Senato Komitelerinde Sözcü olarak görev yaptı. Kültürel haklar ve insan hakları alanında çalışmalar yaptı. Sürdürülebilir barış süreçleri ve anlaşma aşamaları konusunda tutarlı, sürdürülebilir yaklaşımlar tasarlayan, pratik, politik uzmanlık desteği sağlayan; çatışmaların çözüm yoluna girmesi, kapsayıcı diyalog ve kalıcı siyasi anlaşmaların ortaya çıkması için çalışmalar yapan Brüksel merkezli Avrupa Barış Enstitüsü’nün (European Institute of Peace-EIP) Kıdemli Danışmanı. EIP sitesinde Av. Urko Aiartza Azurtza’nın tanıtımını yaparken şu ifadeleri kullanıyor: “Gipuzkoa Barosu üyesidir ve AİHM ve BM de dahil olmak üzere ulusal ve uluslararası mahkemeler ve kurumlarda avukatlık göreviyle birçok insan hakları grubunu ve bireyi temsil etmiştir. Bask Ülkesinde barış arayışına derinden dahil oldu. Son yıllarda Kurdistan, Moldavya, Ukrayna, Etiyopya ve Mindanao’nun da aralarında bulunduğu çeşitli bölgelerde barış ve arabuluculuk konularında danışmanlık çalışmaları yürütmektedir.” 21 Avrupa ülkesinden avukatları bir araya getiren, insan hakları, sivil özgürlükler, barış, demokrasi, halkların kendi kaderini tayin hakkı için konseptler oluşturan ELDH’nin (Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları için Avrupa Avukatlar Birliği) eşbaşkanı. Barış için çabalayan birçok kuruluşun danışmanı.
* Çeviri için Rêzan Kağanarslan’a teşekkürler