Mereş depreminin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen sorunları çözülmeyen depremzedeler ya göç ediyor ya da enkazlar arasında yaşam mücadelesi veriyor
Mereş (Maraş) merkezli depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen birçok kentte yıkıntılar henüz kaldırılmış değil. O yerlerden biri de yaklaşık 350 yıllık bir tarihi bulunan Mereş’in Bazarcix ilçesine bağlı Musolar (Payamlıbağ) Mahallesi.
216 hanelik mahallede 143 ev yıkılırken, bugüne kadar sadece 14 evin enkazı kaldırıldı. Evleri yıkılan yurttaşların bir kısmı konteynırlarda yaşam mücadelesi verirken, çok sayıda insan ise depremden bu yana mahallelerinden göçmek zorunda kaldı. Kalanlar ise enkazlar arasında yaşamaya çalışıyor.
Kıraathanede kalıyorlar
Depremin ardından evi yıkılan Fatma Sungur, eşi ve oğluyla birlikte kıraathane olarak işlettikleri dükkanlarında yaşamak zorunda kalırken, yaşadığı birçok sağlık sorunu yüzünden sık sık kent merkezi ya da farklı yerlere gitmek zorunda kalıyor. Kıraathanede banyo ve mutfağın bulunmayışının sıkıntılarını arttırdığını dile getiren Sungur, banyo ihtiyaçları için evinin önüne sobalı kazan kurduğunu, diğer hijyen ve yemek ihtiyaçları için ise çevredeki komşulardan yardım aldığını söyledi.
Dayanışma ile yaşıyor
Sungur, yeni ev yapacak ya da kiraya çıkacak imkanlarının olmadığını ifade ederek, dükkanda kalmaya devan etmek zorunda olduklarını söyledi. Tek başına kaldığı evin depremde yıkılmasıyla birlikte mahalle sakinlerinin çabalarıyla evden kurtulan 71 yaşındaki Nazlı Sıdar da, dayanışmayla kurulan çadırında yaşamaya devam ediyor. Ağır hasar tespit edilen evi yıkılmayı beklerken, Sıdar ise evinin bahçesinde yaklaşık bir ay önce mahallelinin yerleştirdiği konteynırda yaşamaya başladı.
Herkes göç etti
Yaklaşık 350 yıllık bir geçmişi olan Musolar Mahallesi’nin depremle birlikte yerle bir olduğunu ifade eden mahalle muhtarı Taylan Sapan, “Burası bir Kürt Alevi köyü. Buranın genel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Ancak bugün tarım ve hayvancılıkla ilgili çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İklim değişimi sebebiyle bu yıl yağış alamayınca, sıkıntılar ikiye, üçe katlandı. 1980’lerden bu yana çok yoğun oranda bir genç göçü oluyordu. O yüzden bugün mahallede yaşayanların yaş oranı büyük. 15-20 gencimiz kaldı mahallede, onlar da çaresiz aslında. Hayvancılıkta ve tarımda var olan sıkıntılarla beraber üstüne de deprem eklenince çok ciddi bir umutsuzluk, kırılganlık yaşıyorlar” dedi.
Köylü topraklarını terk etmek istemiyor
Gençleri depremden bu yana sürece dahil ederek onlara dokunmaya çalıştıklarını ifade eden Sapan, verdikleri bu mücadele ile kalan gençlerin bir şekilde köydeki yaşama tutunduğunu belirtti. Mahallede yaşayan yurttaşların karamsarlık yaşadığını ifade eden Sapan, özellikle konteynırlarda yaşayanların kışı nasıl geçireceklerine dair tedirginlikler içerisinde yaşadıklarını aktardı. Yapılmak istenen yeni yapılara dikkat çeken Sapan, “Şu ana kadar yapılarla ilgili herhangi bir adım atılmadı. Devlet toplu alanda yapı yapmak istiyor, köylü de yerleşim alanlarını terk etmek istemiyor. Köyün yerleşim alanı ile ilgili her hangi bir sorun bulunmuyor. Yani ne fay üstü ne de heyelan yeri. Zemin yapısı çok iyi. Depremde yıkımın büyük olması, mühendislik alt yapısı olmadan yapı yapılmasından kaynaklı. Çoğu evde kolon, taşıyıcı bile yoktu” diye bahsetti.
Haber: Ceylan Şahinli / MA