Dêrsim’de yapılan doğa talanına dikkat çeken Munzur Festival’i katılımcıları ‘Talana karşı mücadele ederek yaşam hakkını savunmalıyız’ ile ‘Coğrafyamızın, doğamızın olduğu gibi kalmasını istiyoruz’ mesajı verdi
Dêrsim’de “Doğamızın ve irademizin gaspına izin vermeyeceğiz” şiarıyla bu yıl 22’ncisi düzenlenen Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nde Kurdistan coğrafyasına dönük talana dikkat çekildi.
Festival katılımcıları, Hidroelektrik Santralleri (HES), Jeotermal Enerji Santralleri (JES), yangınlar ve ağaç kesimleriyle sürdürülen doğa talanına karşı mücadele mesajı verdi.
Festivale Antalya’dan katılan Zehra Kılıç, Dêrsim’in yok edilmek istendiğini belirterek, “Dêrsim bizim, doğa talanına karşıyız. Doğamızı talan etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.
‘Yaşam hakkını savunuyoruz’
Êrzingan’dan festivale katılan Ali Şeker, tüm canlıların yaşam hakkını savunduklarını dile getirdi. Şeker, “Bize göre cansız bir şey yoktur. Ağaç da, taşta canlıdır, doğa da canlıdır. Herkesin yaşam hakkını savunduğumuz gibi hayvanların, doğanın, çevrenin de yaşam hakkını savunuyoruz. Êrzingan, Dêrsim, Çewlîg bugün HES ve barajlarla tahrip ediliyor. Coğrafyamızın, doğamızın olduğu gibi kalmasını istiyoruz” diye belirtti.
‘Ağaç değil yaşam yanıyor’
Festivalin katılımcılarından yazar Metin Aktaş, Kurdistan coğrafyasında son 10 yılda ciddi bir doğa talanı olduğuna işaret etti. Yaşadığı Pulur’a (Ovacık) bağlı Mankirik (Çayüstü) köyüne yakın yerlerde defalarca yangın çıktığını ancak yetkililerin yangını söndürmediği gibi söndürmek isteyen halka da izin vermediğini söyledi. Yaşanan yangında sadece bir ağacın değil oradaki yaşamın yandığını ifade eden Aktaş, “Bütün canlıların birlikte yaşam olanaklarını meşru kılan inançlar, düşünceler ve felsefi akımlar geliştirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘Orman alanları tahrip ediliyor’
Orman yangınları, maden arama, yol ve kalekollarla birçok alanın tahrip edildiğini söyleyen Burhan Gündoğan, buna karşı mücadelenin herkesin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi. Gündoğan, “Çünkü bu, bir vicdan, miras işi. Onlara sağlıklı bir alanı bırakmamız lazım. Her yerde bir kıyım var” dedi.
Doğa katliamına karşı mücadelenin önemine işaret eden Haydar Aytaç ise, “Su, ağaç, orman olmazsa temiz bir doğada yaşayamayız. Bu işin düşüncesi, sağı-solu olmaz veya bir kurumu olmaz. Tüm insanlar doğa talanına karşı birleşmeli. Çünkü doğa herkes için lazım” ifadelerini kullandı.
Kaynak: MA