‘Mülteci Hakları ve Uyum Sorunu’ konulu seminerde konuşan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Mültecilere yapılan insanlık dışı muameleleri dünya susarak izliyor” dedi
Mersin İl Göç İdaresi, Türk Kızılayı Mersin Toplum Merkezi ve Mersin Barosu işbirliğinde ‘Uygulamalar Işığında Mülteci Hakları ve Uyum Sorunu’ konulu seminer düzenlendi. Seminerin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, mülteci sorununun küresel bir kriz olduğunu dile getirdi.
Yeşilboğaz, “Mültecileri yaşatamıyoruz. Mültecilere yapılan insanlık dışı muameleleri dünya susarak izliyor” dedi.
‘Mültecilere insanlık dışı muameleler yapılıyor’
Gerek Ortadoğu’daki savaşın, gerekse Suriye’deki iç savaşın dış ülkelerin desteğiyle her geçen gün yeni bir insanlık dramına sahne olduğunu söyleyen Yeşilboğaz, “Bunun acısını maalesef iç savaşlara sürüklenen yurdundan koparılmış, ülkenin kadim insanları yaşamaktadır. 21. yüzyılda emperyalist ülkelerin Ortadoğu üzerindeki çıkarları ve oyunlarının kurbanı olan mültecilerin yaşadığı hak ihlalleri, mültecilere reva görülen insanlık dışı müdahaleler, Orta Çağ karanlığını aratmayacak boyuttadır. Vicdanımızı ayağa kaldıran mülteci Aylan bebeğin cesedinin sahile vurmuş fotoğrafını dünya sadece izlemekle yetindi. Kaç çocuğun, kaç kadının, kaç insanın bedeni sahile vurmadan kaybolup gitti?” diye konuştu.
Türkiye-Yunanistan sınırında çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden mültecilere insanlık dışı muamelenin yapıldığını ifade eden Yeşilboğaz, sözlerine şöyle sürdürdü: “ ‘Açım, kapıları açın’ diye haykıran mültecilerin biber gazı ile doyurulduğunu tüm dünya susarak izledi. Mültecilerin insanca yaşam umudu için çıktıkları yolda, maalesef umutları da ölüyor. Mülteci hakkının bir insan hakkı olduğu unutuldu. İşte vicdan ve hukuk öldüğü için mültecileri yaşatamıyoruz. Hukuk yaşarsa insan yaşar sözünün doğruluğunu burada bir kez daha hatırlatıyoruz. Devletlerin sınırda yaşanan insanlık dramına gözünü kapatan ülke yöneticileri de, bu vahşetin suç ortağıdır. Küresel bir kriz olan mülteci sorununun hem ülkemizin, hem Ortadoğu’nun, hem de batılı ülkelerin işbirliğiyle; yerelde ise baroların, ilgili kurumların, sivil toplum örgütlerinin işbirliği ve etkin mücadelesi ile insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilip çözülmesi gerektiğini önemle vurguluyoruz.”
MA