Halkların Köprüsü Derneği tarafından 12-16 Nisan arasında düzenlediği ‘İzmir 2. Uluslararası Mülteci Film Festivali’, Halkların Korusu’nun farklı dillerde seslendirdiği ezgilerle başladı
Halkların Köprüsü Derneği tarafından düzenlenen “2. İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali” Alsancak’ta bulunan Fransız Kültür Merkezi’nde başladı. Mezopotamya Ajansı’nda (MA) yer alan habere göre, gün boyunca süren film gösteriminin ardından açılış etkinliğinde ilk olarak derneğin çalışmalarını anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı. 16 Nisan’a kadar sürecek festivalin açılışına insan hakları savunucularının yanı sıra akademisyenler ile çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri de katıldı.
‘Dayanışmayla ördük’
Açılış etkinliği derneğin faaliyetlerini anlatan kısa film gösterimi ile başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Nuray Pehlivan, festivalin mültecilerin hikayelerini görünür kılmanın ve halkları buluşturabilmenin bir aracı olduğunu söyledi. Mültecilerin yaşadıkları zorlukların giderek katlandığını vurgulayan Pehlivan, “Bu zorunlu göç yolculuğuna çıkan her bir insanın bambaşka öyküleri var. İşte Köprü deneyimi bize en çok bu hikayeleri anlattı. Bizler insan hakları mücadelesi dahilinde kamusal dostluğu yaymak için çalışırken, bu çabamızı her daim dayanışmayla ördük. Sinema bize bu anlamda eşsiz bir olanak sunuyor, bu olanağı halklar arası dostluğu kurma sorumluluğumuzun bir parçası olarak görüyoruz. İşte Mülteci Film Festivali de halkların köprüsü için, bu hikayeleri görünür kılmanın ve halkları buluşturabilmenin bir aracı” dedi.
‘Alan Kurdi’nin adını verdik’
Ardından konuşma yapan Halkların Köprüsü Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, Suriye’deki iç savaşın Türkiye tarafından desteklenmesini unutmadıklarını dile getirdi. Mültecilerin şehrin arka sokaklarında Türkiye’nin ucuz iş gücü olarak köle gibi çalışmaya mahkûm edildiğini belirten Terzi, “Bu ülkede bu insanlar kimsenin yapmak istemediği işleri yaparak hayatta kalmaya çalışmaktalar. Biz o gün bugün dernek olarak karşımıza çıkan hiçbir mülteciye sırtımızı dönmedik. Onbinlerce mültecinin sağlık sorununu dert edindik, tedavi ettik. Binlerce saha taraması yaptık. Onlarca sokak eylemi yaptık. İlk sempozyumumuza Bodrum Sahili’ne vuran Alan Kurdi’nin adını verdik” diye belirtti.
Suriyeli alerjisi yaygın
“Bu ülkede Suriyeli deyince tüyleri diken diken olan sözde sosyal demokrat bir sınıf var” diyen Terzi, şöyle devam etti: “Özellikle İzmir’de CHP tabanı dehşet bir Suriyeli alerjisi içeriyor. Bu meselenin Ukrayna savaşı ve göç meselesi ile daha iyi anlaşılacağını düşünüyoruz. Bu bir mülteci krizi değil, içerisinden geçtiğimiz tarihi bir süreç. Her gün bir vekalet savaşı ilan ediliyor. Suriye’de yaptıkları vekalet savaşını şimdi Ukrayna’da yapıp yeni mülteciler doğuruyorlar. Bu kapitalizmin ve emperyalizmin tarihi krizidir. Biz ilk günden beri Suriyelilerin hakkının mültecilik olduğunu söylüyoruz. Türkiye bütün Suriyelilere mültecilik hakkını vermelidir. Bu yetmez, 6 yıldır bu ülkenin domatesini toplayan, madeninde çalışan, okuluna giden her Suriyeliye vatandaşlık hakkı verilmelidir.”
Birçok dilde şarkılar söylendi
Konuşmaların ardından festivalde “Halkların Korosu” sahne aldı. Derneğin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi’nin de birçok dilde söylenen şarkılara eşlik ettiği etkinlikte halaylar çekildi.
Êzidîler direnişi anlatacak
Festival kapsamında film gösterimleri yapılmaya devam edilecek. Film gösterimlerinin yanı sıra “Soykırımda Hayatta Kalmak: Ezidilerin Direniş Hikayesi” adlı söyleşide Êzidîler, Şengal’in işgali döneminde yaşadıklarını anlatacak.
İZMİR