İki gün önce siyasi iktidarın birbirinin aynısı oyun kurucuları ekranlara arzı endam eyleyerek Cuma günü (bugün) açıklayacakları müjde ile hayatımızın değişeceğini duyurdular. Bu satırları okuduğunuzda müjdeyi duymuşsunuzdur sanırım. Ve tabi hayatınız da değişmiştir. Her yer bir anda güllük gülistanlık oluvermiştir.
Kaderimizi değiştirecek müjdeyi öğrenemeden bu satırları yazıyorum. Yaşamımızı meşgul etme yöntemleri; zeka seviyeleri ile eşdeğer senaryoları ve oyunları kapsadığı için bu tarihi ve dönüştürücü haberin ne olduğunu tahmin etmek zor değil. Geçtiğimiz hafta Ege sularında savaş tamtamları yürütülüyordu. Suriye, Lübnan halklarına, Türkiye topraklarında yaşayan Kürt halkına uygulanan savaşın Yunanistan’a sıçratılacağını, saldırı sırasının batıya, Yunanistan’a geldiğini düşünmeye başlamıştım ki, o matbu yüz ifadesi ile ekranlara çıkan AKP -MHP’liler bu yeni buldukları “siyaset” yönetimleri çerçevesinde Cuma günü müjdeli haberi açıklayacaklarını ilettiler.
Siyasi iktidar algı yönetimlerini arkası yarın gizemine sarmalayarak içi boş, aslı astarı olmayan açıklamalarla, kendisine hizmette kusur etmeyen taraftarı medya aracılığı ile pompalayarak günü geçiştiriyor. Bizler ise yaşamın yakıcılığını her geçen gün daha derinden yaşamaya devam ediyoruz. Hasankeyf’den, Nemrut’a, Olimpos’tan İda Dağlarına, Galata Kulesinden Kemer Ulupınar Köyü’ndeki asırlık çınarlara, Ayasofya’dan Milas Beçin ve Çamovali köyü Denizcik Gölü çevresindeki kızılçam ağaçlara kadar birçok yerde katliam tam hız sürüyor. Hiltiler, dinamitler ile inşaat şirketlerinin, orman ve su idarelerinin elbirliği ile yaşamı, asırlık birikimleri, halkların belleğini, halkların geçimliklerini, emeğini de yok edilişlerine, bayrak edindikleri inançları bu uğurda hiçe saydıklarına tanıklık ediyoruz. Yaşamının başında kadınların el konulup tecavüz edilmesinin siyasi iktidar tarafından meşrulaştırıldığı, cinayetlerin savaş yöntemlerine karıştığı dönemde gençlere, muhaliflere, özgürlüklere saldırıları; işsizliğin, enflasyonun üstünü hiçbir müjde örtemiyor.
Muhtemelen bugün, günlerdir uluslararası ilişkileri gererek girdikleri Ege, Akdeniz sularında aradıklarını iddia ettikleri doğalgazı bulduklarını “müjde”lemişlerdir. Ya da başka bir bölgeyi de içine alan yeni bir gaz arama çalışmasını açıklamışlardır. Böylece maske takmayanlara verilen cezalarla, bankadan parasını çekene uyguladıkları paradan komisyon almalarla, toprakları doğadan, üzerinde yaşayanlardan kopararak, el koyarak aktardıkları kaynaklara bir yenisini eklemiş olmalılar. Ege sularında çaldıkları savaş tamtamlarının, halklara pompaladıkları milli, vatan söylemlerinin boş olmadığını açıklamaya çalışacaklar. Kara bitti sıra denizlerde, yeraltı yerüstü demeyip her köşede para dönüşecek kaynak bulmaya çalışıyorlar. Türkiye’de siyaset, ekonomi çöktü. Özgür olabilmek, yaşayabilmek giderek imkansız hale dönüşmüş durumda. Bu topraklarda yürütülen siyaset hepimizi dağlarken, ekonomik kriz halkları her gün daha yakıcı kavururken onların dertleri bir gün daha iktidarda ve sömürünün başında kalabilmek.
Bu konuda yapamayacakları kötülük yok. Her yol geçerli. Sadece ve sadece bir gün daha iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Bir yandan her türlü şiddeti, ölümü, savaşı, sömürüyü meşrulaştıran, bunun için siyaset yapan bir iktidar diğer yandan tüm yaşadıklarımız yokmuş her şey yolundaymış gibi yalan söylemeye devam eden aynı iktidar ve yandaşları günlerimizi, yaşamımızı, geleceğimizi, özgürlüğümüzü çalmayı sürdürüyor.
IŞİD gibi paramiliter savaş örgütü teröristlerini barındırmaktan kollamaktan, hukuksuzca tutsak ettikleri siyasetçilerin zindanlarda çürütmekten, kadınları katledenleri katilleri korumaktan, gözetmekten tutun savaşın her boyutunu yürütmeye, konu komşu kim varsa hır çıkarmaya kadar sürdürdükleri saldırı siyasetlerini, o tanıdığımız yüz ifadeleri ile ekranlardan müjdelere sarmaya çalışarak bir gün daha fazla iktidarda var olma çabalarına katlanmayacağız. Bu gidişe göz yummayacağız. Halkların, kadınların, çocukların geleceğini yok ederek elde edilecek geliri, kalkınmayı istemiyoruz.