Türkeş’in 1975’te Diyarbakır’a sokulmadığı protestolara katılan Kürt yazar Serhat Bucak, o günleri anlattı: Diyarbakırlılar, Türkeş’i kente sokmadığı gibi, ormana da izin vermeyecektir. Bir tabela asabilirler, ama bunu söküp atmak kolaydır. Bahçeli, ne yapmış ki, adına hatıra ormanı yapılsın? Bu sömürgeci bir tavır
Hüseyin Kalkan
MHP’nin Kürt illerindeki tabanı asker, polis ve devlet dairelerinde çalışan bazı memurlardan ibaret. Bunların bölgeye seçilerek gönderildiğini Sur’da, Cizre’de ve diğer kentlerde basılan evlerin duvarlarına yazılan yazılardan biliyoruz. Ancak AKP-MHP iktidarı altında yaşadığımız bugünlerde, MHP bölgeye yerleşmek için yeni projeler yapıyor, planlar yürürlüğe koyuyor. Son proje Kürt kamuoyunda büyük tepki ile karşılanan Diyarbakır’da Devlet Bahçeli hatıra ormanı kurmak için çalışma yürütmek oldu. Diyarbakırlılar bunu “Bahçeli’nin ne ismini ne cismini istiyoruz” diye karşıladı. Tam bundan 47 yıl önce MHP Genel Başkanı ve MC hükümetinde başbakan yardımcısı olan Alparslan Türkeş de ‘Küçük Moskova’ olarak nitelediği Diyarbakır’ı fethetmek istemişti. Ancak nerdeyse bölge çapında bir kalkışma yaşandı ve Türkeş’in Diyarbakır’a girmesine izin verilmedi.
O günlerde Siverek’te avukatlık yapan Kürt yazar ve siyasetçi Serhat Bucak da Diyarbakır’daki protestolar içinde yer aldı. Konu ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Bucak, o günlerin heyecanı ile olup-bitenleri anlattı.
Serhat abi, Türkeş’in Diyarbakır’a girmesine izin verilmedi. Siz de o gün protestolar içinde yer aldınız. O günü bize anlatır mısınız?
O gün muhteşem bir gündü. Birbiri ile kıyasıya ideolojik mücadele yürüten örgütler birlikte hareket etti ve Diyarbakır inanılmaz bir gün yaşadı. Ben o günlerde Siverek’te avukatlık yapıyordum. Bir grup arkadaşla Türkeş’in geleceği gün protestolara katılmak için Diyarbakır’a gittim. Türkeş, 1975 yılında 1. Milliyetçi Cephe (1. MC) Hükümeti’nin Başbakan Yardımcısı’ydı. Başbakan Süleyman Demirel’di, Necmettin Erbakan ve Turhan Feyzioğlu da diğer başbakan yardımcılarıydı. Türkeş, Kürtlere ve Diyarbakır’a boyun eğdirmek istiyordu. Günlerce önce ‘Ben 6 Haziran’da Küçük Moskova’ya gideceğim’ diye açıklama yaptı. Bu onun açısından bir hataydı. Böylece devrimcilerin ve Kürt örgütlerinin hazırlık yapmasına fırsat tanınmış oldu.
Protesto olayları nasıl başladı?
Bir gün sonra üniversiteye giriş sınavları vardı. O yüzden çevre il ve ilçelerden birçok genç sınav için Diyarbakır’a gelmişti. Ayrıca protestolara katılmak için gelenler de vardı. Yukarıda da söyledim, ben bir grup Rizgarici arkadaşla birlikte gittim Diyarbakır’a. Daha Türkeş, Diyarbakır’a gelmeden protestolar başladı. Türkeş, Dağkapı Meydanı’nda konuşacaktı. Bir kürsü hazırlanmış. Polislerin aldığı yoğun önlemlere rağmen o kürsüyü parçaladık. Türkeş gelmeden önce bildiri dağıtan, hazırlık yapan bütün MHP’lileri kovaladık. MHP il binasına sığındılar, bina halk tarafından kuşatıldı. Kalabalık bir polis gücü il binasını korumak için tedbir almıştı. Protestoya gençlerin yanı sıra esnaf ve halk da destek verdi. Binlerce insan sokakları doldurdu ve gösteriler her tarafa yayıldı. Türkeş, şehir merkezine hiç giremedi. Hiç kimse istemiyordu Türkeş’in Diyarbakır’a gelmesini. Halk “Madem Küçük Moskova, ne işin var Küçük Moskova’da” diyordu.
Hiç mi giremedi şehir merkezine?
Giremedi. Havaalanında da protestolar oldu. Polis göstericilerle başa çıkmayınca, jandarma da devreye girdi. Bu protestolar sırasında devlet güçleri şehrin her yerinde ateşli silahlarla müdahale etti. Diyarbakır savaş alanına döndü. Bir asker ve Mehmet Aytekin isimli bir arkadaşımız yaşamını yitirdi. Birçok kişi yaralandı.
Kim örgütledi bu gösterileri, hazırlıklar nasıl yapıldı?
Bütün Kürt fraksiyonları, bütün Kürt örgütleri hep birlikte hareket ettik biz. Sol gruplar da bizi destekledi. Kawa, Kürdistan Devrimcileri, Rizgari, DDKD, KUK, TKP’liler, TİP’liler, TKP-ML TİKKO ortak hareket etti. Bu protestoyu örgütlemek için ortak toplantılar yapılıp-yapılmadığını bilmiyorum. Ancak bildiriler dağıtıldı. Türkeş’in Diyarbakır’a gelmesini protesto eden afişler yapıştırıldı. Kimse Türkeş’in Diyarbakır’a gelmesini istemiyordu. Türkeş’i Siverek’e de sokmadık. Türkeş, Diyarbakır-Urfa yolunun Siverek güzergahından sabahleyin çok erken sessiz sedasız geçip gitti. Ancak Urfa’da küçük bir gruba konuştu.
Diyarbakır’da gösterinin içinde daha sonra Kürt kamuoyunda tanınacak isimler var mıydı?
Mesela rahmetli Vedat Aydın vardı. Göstericilerin başını çekiyordu. Yanılmıyorsam Necmettin Büyükkaya vardı, Edip Karahan’ın olması gerekiyordu. Kawa hareketinin öncüsü Ferit Uzun vardı.
Seneler sonra devlet eli ile Diyarbakır’da MHP’nin şimdiki Genel Başkanı Devlet Bahçeli hatıra ormanı yapmak istiyorlar. Ne söylemek istersiniz?
Türkeş’in çömezi Devlet Bahçeli adına hatıra ormanı kurmaya çalışıyorlar. Diyarbakırlılar, Türkeş’i Diyarbakır’a sokmadığı gibi, ormana da izin vermeyecektir. Bir tabela asabilirler, ama bilsinler ki halkın istemediği bir şey uzun süre yaşamaz. MHP veya Devlet Bahçeli, Diyarbakır için ne yapmış ki, onun adına hatıra ormanı yapılsın? Bu sömürgeci bir tavırdır. ‘Biz size istediğimizi zorla yaptırırız’ tavrıdır.