Şemzînan’a bağlı köyde 2016’da Esra Y’ye tecavüz ederek intihara sürükleyen 3 fail kısa sürede tahliye edilirken, Esra Y’nin ailesi 7 yıldır baskı altında. Ailenin yakınları, köy imamı ve muhtarının failleri aklama çabasına girdiğini ve aileyi davalarını çekmeleri konusunda tehdit ettiğini aktardı
Bir kız çocuğunun intiharla noktalanan kısacık yaşamı, Kurdistan’da uygulanan özel savaş politikaları gerçeğini bir kez daha yüzümüze çarptı. İktidar-yargı-erkek üçgeninde organize şekilde uygulanan politika ve saldırılar, 11 yaşındaki Esra Y.’yi ve ailesini adata uçurumdan aşağı attı…
Colemêrg’in (Hakkari) Şemzînan (Şemdinli) ilçesine bağlı bir köyde 27 Mayıs 2016’da Veysi, Zahir ve Nihat Yılmaz’ın tecavüzüne uğrayan 11 yaşındaki Esra Y.’nin ailesine davadan çekilmeleri yönünde baskı yapıldığı ortaya çıktı.
Önce ceza sonra tahliye!
Buna göre, olay tarihinde çocuğun yaşananları yakınlarına anlatmasıyla beraber başlatılan hukuki süreç içerisinde 3 fail tutuklanırken, faillere Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ayrı ayrı “Nitelikli cinsel istismar” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildi.
Çocuk intihara sürüklendi
Faillerin avukatının Van Bölge Adliye Mahkemesi’ne yaptığı itiraz başvurusu üzerine verilen ceza “usulden” bozularak, failler hakkında tekrar yargılama kararı verildi. Ancak failler, tutuklandıktan 8 ay sonra “delil yetersizliği” iddiasıyla tahliye edildi. Faillerin tahliye edildiği tarihten 11 gün sonra Esra Y., intihara sürüklenerek hayatını kaybetti. Ailesi ise, köylüler tarafından dışlanarak yaşam alanları daraltıldı.
Aileye ‘davadan vazgeçin’ baskısı
Esra Y.’nin ailesinin 7 yıldır köyde yaşadıklarını anlatan yakınları, çocuğun 2016 yılında intihara sürüklenmesinin ardından faillerin avukatı Mehmet Ekici’nin Esra’nın babasına şikayeti geri çekme konusunda ısrar ederek, “Ölmüş bir çocuk için 42 yıl ceza nedir vazgeçin” dediğini aktardı. Yine verilen bilgiye göre, köy muhtarı ve imam da sık sık mahkeme kurup, ailenin şikayetinden vazgeçmesi için çeşitli tehdit ve gözdağı ile ailenin geri adım atmasını istedi. Ayrıca her duruşma öncesi köyde mahkeme kurup failleri savundular.
Muhtar ve imamdan aileye gözdağı
Failleri savunan köylüler, muhtar ve imamın, “çocuk ölmüş, küçüktür yalan söylüyor” gibi söylemlerle hem aileyi hem de çocuğu zan altında bıraktığını belirten yakınları, ayrıca köyde bir mahkeme kurulduğunu ve burada, imamın “kim yemin ederse ona inanacağız” dediğini aktardı. Bu mahkemede, önce Esra Y.’ye sonra faillere yemin ettirildiğini, ancak Esra Y.’ye değil, faillere inanıldığını paylaşırken, çocuğun hedef alındığına işaret etti.
Aileden para istendi
Birkaç duruşma sonrası köy imamının aileye, “Şikayetinizden vazgeçin, bu gençlerin ismini tecavüzcüye çıkardınız” dediğini söyleyen yakınları, her fail için de aileden 100 bin TL istendiğini dile getirdi. Yakınları, faillerin tutuklanmadığı sürece, faillerin köylülerin gözünde masum ve suçsuz olarak görüneceğini ifade ederken, sözlerine 8 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakılan faillerin, köylüler tarafından davul ve zurnayla karşılandığını ekledi. Yakınları, Esra Y.’nin bu nedenle psikolojik olarak etkilendiğine dair kısa bir yazı yazılarak sesli bir şekilde okunduğunu belirtti.
‘Bir avuç kemik’ dediler
Esra Y’nin hayatını kaybettikten sonra cenazesinin morgdan alınması için köy muhtarının, babayı arayarak, “Gel kızının cenazesini al, sessiz sedasız defnet, zaten bir avuç kemiktir, ne yapıyorsan yap” dediğini belirten yakınları, bu şekilde ailenin acısının ikiye katlandığını ifade etti. Yakınları, çocuğun cenazesini köye getiren aileye, cenazeyi camiye götürmemesini, ancak faillerin aileleriyle barış sağlanması durumunda cenazeyi camiye götürmesine ve dini vecibelerinin yerine getirilmesine izin verileceğini söylediğini dile getirdi.
Aile baskı altında
Ailenin yıllarca baskı ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya kalmasından dolayı ifadelerini geri çektiklerini belirten yakınları, ailenin faillerin köyden gitmesi ile barış ortamının sağlanabileceğini söylediğini, ancak köy imamının, faillerin gitmesi durumunda suçlarını kabul ettikleri anlamına geleceğini ifade ettiğini kaydetti. Yine yakınların verdiği bilgiye göre, aile 7 yılı aşkın bir süredir köyde faillerin aileleri ve köylüler tarafından dışlanırken, Esra Y.’nin babası, camiye giremezken, hayvanlarını besleyememe, tarlaya gidememe gibi durumlarla da karşılaştı. Aile yılardır hayvanlarını, komşu köylere götürerek otlatırken, geçimlerini de bu şekilde sağlıyor. Ailenin yaşam alanın daraltıldığına ve baskıların hala devam ettiğine değinen yakınları, her duruşma öncesi aileye yönelik ölüm tehditlerinin de sürdüğünü sözlerine ekledi.
Olayın üstünü kapatıyorlar
“Köyde yaşanan bu olay ilk değil, daha önce de aynı şeyler yaşandı, ama her seferinde köy muhtarı ve imamı olayın üstünü para ile kapattı” diyen yakınları, Esra Y.’nin tecavüze uğradıktan sonra intihara sürüklenmesinde muhtarın ve imamın aileyi sorumlu tuttuğunu, köyün adının ise bu şekilde duyulmasından rahatsız olduklarını aktaran yakınları, ailenin, vazgeçmesi için yapılan baskılara rağmen, 7 yılı aşkın bir süredir mücadelesinden vazgeçmediğini söyledi.
Konu Meclis’e taşındı
Öte yandan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Colemêrg Milletvekili Öznur Bartın, Meclis’e sunduğu önergeden sonra, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Esra Y.’nin ailesi ile görüşmek istediğini paylaşırken, faillerin avukatı ve AKP Hakkari İl Başkanı Zeydin Kaya, ise söz konusu davadan geri çekildiğini, sanal medya hesabından açıkladı.
Haber: Rabia Önver / JINNEWS