Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’e verilen hapis cezasının siyasi olduğunu ve bununla kadınlara mesaj verildiğini belirten Avukat Keziban Yılmaz, kararın Türkiye yasalarına dahi aykırı olduğunu söyledi.
Esra Solin Dal/Diyarbakır-MA
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel hakkında açılan davayı karara bağlanmıştı. Yaptıkları basın açıklamaları, katıldıkları mitingler ve toplantılar esas alınarak “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Kışanak’a 14 yıl 3 ay, Tuncel’e ise 15 yıl hapis cezası verilmesi tepkilere neden oldu. Avukat Keziban Yılmaz da kararın hukuki değil siyasi bir karar olduğunu söyledi. AKP hükümetinin iktidara geldiği günden beri çıkarmış olduğu Terörle Mücadele Yasası ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında yaptığı düzenlemelerin toplumun ihtiyacına göre olamadığını ifade eden Yılmaz, beli dosyalar ve özelikle örgüt üyeliği kapsamındaki dosyalarda öç almak gayesiyle bir takım düzenlemeler ve değişiklikler yapıldığına dikkat çekti. Yılmaz, Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in, ceza almasının altında yatan nedenlerden bir tanesinin bu düzenlemelerin bir sonucu olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin yasalarına aykırı
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre, bir kimsenin “örgüt üyesi” olabilmesinin bir takım unsurları olduğunu belirten Yılmaz şöyle devam etti: “Her şeyden önce kişinin, örgüt içinde olduğu, örgütün hiyerarşisine tabi olduğu ve örgütle bir bağının olduğuna ilişkin somut bir bilgi ve verinin olması gerekir. Oysa Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in ‘örgüt üyesi’ olarak suçlaması için gösterilen delillerin tamamı siyasi faaliyetleri dolayısıyla yapmış oldukları konuşmalardır. Üretilen konuşmalardan yola çıkılarak onların ‘örgüt üyesi’ olarak değerlendirilmesi ve cezalandırılması Türkiye’nin kendi yasalarına dahi aykırılık oluşturmaktadır. Yine karar, Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırıdır. Hukuk işletilebilseydi, bugün ne Tuncel ve Kışanak ne cezaevinde olurdu ne de herhangi bir yargılamaya maruz kalırlardı. Kışanak, bugün görevinin başında Belediye Eşbaşkanlığını yapmaya devam ederdi. Ama yasayı bile uygulamadan ceza veriliyor.”
Kadınlara gözdağı
Mahkemenin ağır ceza kararının bir diğer yönünde de kadınlar üzerinden birçok muhalif kesime bir mesaj verildiğini kaydeden Yılmaz, “Özellikle Kürt siyasetinde aktif olarak yer almak isteyen kadınlara verilen bir mesajdır” dedi. Kışanak ve Tuncel’in bulunduğu konum ve yürüttükleri eşbaşkanlık modelinin de toplumda yer bulması itibarıyla kadınlara örnek olduklarının altını çizen Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: “HDP’nin Türkiye siyasetine kazandırmış olduğu eşbaşkanlık modelini yürüten kişilerdi. Bu ceza aynı zamanda bu yönetim modeli ve toplumda muhalif olan tüm kesimlere verilen bir cezadır. Bu da yargı eliyle verilen bir korku mesajıdır. Yargının tamamen bağımsız olmadığını, tamamen iktidarın söylemlerine göre değişken kararlar verdiğini sürekli gözlemliyoruz. Bu iki kadın siyasetçi hakkında verilen karar da böyle bir karardır.İktidarın söylemlerine göre tanzim edilmiş, düzenlenmiş ve önceden hazırlanmış bir karardır.”