Süddeutsche Zeitung gazetesinde Christiane Schlötzer imzasıyla yayınlanan bir analizde 24 Haziran seçimleri değerlendirildi. Muhalefet tarafından son yılların en yaratıcı seçim kampanyasının yürütülmesine rağmen bir iktidar değişikliğine yol açılmadığını belirten yazar: “AKP’nin en etkili sloganı; ‘İkinci bir Erdoğan yok’ şeklindeydi. Bu, ‘Eğer beni seçmezseniz geçen yıllarda kazandığınız her şeyi kaybedersiniz’ anlamına gelmekteydi. Muhafazakâr orta tabaka Erdoğan iktidarıyla yükseldi, durumu 16 yıl öncesinden oldukça iyi. Bu nedenle Erdoğan’ın en sadık seçmeni onlar” diyor.
Darbe girişiminden sonra Erdoğan’ın muhalefetten alkış aldığını, ancak ardından ülkeyi Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetmeye başladığına değinen Christiane Schlötzer, tepkiler üzerine Erdoğan’ın OHAL’ı kaldırmaktan söz ettiğini yazarak şöyle sürdürüyor: “Zaten artık OHAL’e ihtiyacı da yok. Başkanlık Anayasası ona Türkiye’yi istediği gibi yönetme hakkını veriyor. Ancak yeni sistem bumerang etkisi de yapabilir: Çünkü kontrolün olmadığı ve halkın tek adamdan duyduğu korkuyla düşüncelerini söyleyemediği bir ortamda daha fazla hata yapılacaktır. Güvensizlik artacak, sermaye ve insanlar ülke dışına kaçmaya devam edeceklerdir.”
Yorumcu yazısını şöyle bitiriyor: “Seçim kampanyası eşit olmayan koşullarda sürdürüldü. Erdoğan’ın başkanı olduğu AKP hemen hemen tüm televizyon kanallarını ele geçirdi, büyük gazeteler zaten hükümet yandaşı. Muhalefet çok az sayıdaki küçük gazete ve sosyal medya ile yetinmek zorunda kaldı. Örneğin HDP’nin cumhurbaşkanı adayı seçim kampanyasını cezaevinden sürdürdü. Bu koşullar dikkate alındığında muhalefet adaylarının elde ettiği sonuç saygı duyulmayı hak ediyor.”
İSTANBUL