HDP Kadın Meclisi sözcüsü Başaran, İstanbul’da gerçekleştirilen Kadın Meclisi toplantısını değerlendirdi. Başaran, son dönemde kadınlara yönelik şiddet ve katliamlara değinerek kadınların özsavunma için örgütlendiklerini belirtti
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, her geçen gün daha da artan kadına yönelik saldırı ve katliamlara ilişkin İstanbul’da bir araya geldi. Saldırı ve katliamları masaya yatıran Kadın Meclisi, önümüzdeki süreçte buna karşı nasıl bir yol haritası izleyeceklerini planlıyor. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran Mezopotamya Ajansı’na yapacakları çalışmaları anlattı.
HDP’nin kurulduğu günden bu yana ciddi baskılara uğradığını ve bu baskıların merkezine kadınların alındığını söyleyen Başaran, bunun en büyük nedeninin de partilerinin dönüşüm gücünün kadınlar olmasından kaynaklandığını vurguladı. Başaran, “Eşbaşkanlık sistemi, eşit temsiliyet, kadın özgürlük çizgimize bir saldırı geliştirildi. Buna karşı kadınlarla birlikte geliştirdiğimiz kolektif mücadelemizi sürdüreceğiz. Dolayısıyla 8. yılımıza da kadınların direnişi damgasını vuracak” dedi.
Kadınların güçlü mücadelesi
Kürt kentlerinde kadınlara yönelen saldırıların altında özel politikaların olduğu siyasetçiler tarafından sıkça dile getirilmişti. Bu politikalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Başaran, Kürt kadınlarına yönelik özel politikaların yeni olmadığını, 1980 ile 1990’lı yıllarda da benzer olayların yaşandığını dile getirdi. “Bu dönem savaş kadın bedeni üzerinde Varto’da Ekin Van ile başladı” diyen Başaran, şöyle devam etti: “Aslında Varto örneği Kürt ve Türkiye kadın hareketinin mücadelesine bir mesajdı. ‘Direnmeyin, biat edin’ mesajıydı. Bu saldırılar özel savaş politikasının ürünüdür. İpek Er’in örneğini de yine kadın hareketine verilen bir gözdağı ve mesaj olarak okumak lazım. Sistem bir rejim inşa etmeye çalışıyor ve kadınları önünde barikat olarak görüyor. Çünkü faşizmin kurumsallaşmasının önündeki en büyük ve en güçlü engellerden biri kadınlardır.”
‘Toplumu da örgütlüyorlar’
Kadınlara yönelik saldırıların sadece fiziki olmadığını, iktidarın ideolojik bir saldırı yönelttiğini de belirten Başaran, kadınların buna itiraz ettiğini, karşı çıktığını ve özsavunmalarını geliştirdiklerini ifade etti. Kadınların sadece kendilerinin değil, aynı zamanda toplumun da özsavunmasını geliştirdiklerini söyleyen Başaran, “Kadınlar toplumsal bir özsavunmanın öncüsü ve örgütleyeni oluyorlar. İktidar bu yüzden kadınları tehlikeli olarak görüyor. Çünkü sonuç alacağı şey fiziki saldırı değil, ideolojik saldırıdır. Kadınlar da buna karşı daha çok bilinçlenerek, düşünsel anlamda bir özsavunma içerisindeler” diye konuştu.
‘Ortak mücadele büyümeli’
Saldırıların tek merkezden ama çok yönlü olduğunu ve buna karşı direnmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Başaran, sistemin kadınları kategorize ederek mücadelelerini bölmeye çalıştıklarını aktardı. Bu saldırıların karşısında mevcut mücadelenin yetmeyeceğini söyleyen Başaran, “Faşizm kendisini ayakta tutabiliyorsa, erkek egemenliği bu kadar yükseliyorsa, her gün bir kadın yaşamını yitiriyorsa demek ki istediğimiz düzeyde değiliz. Kadınlar daha fazla ortaklaşmalı ve birlikte mücadele etmeli” sözlerini sarf etti.
Her kadına ulaşılacak
HDP Kadın Meclisi’nin gündemine yönelik bilgileri de paylaşan Başaran, kadınlara yönelik saldırıları masaya yatırdıklarını ve buna karşı yapılması gerekenler üzerinde durduklarını söyledi. Erkek egemen iktidara karşı daha güçlü bir blok örgütlenmesi gerektiğinin bilincinde olduklarını belirten Ayşe Acar Başaran, önemli bilgiler aktardı: “Kadın örgütlerinin ortaklaştığı alanlar var. Ama bunu sokağa nasıl yansıtabiliriz üzerine tartıştık. Örgütlenme üzerine tartışıyoruz. Temel gündemimiz saldırılara karşı özsavunma, örgütlenme ve daha çok mücadele. Yine 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ile Mücadele Günü’ne dair planlamamızı çıkarıyoruz. Özgürlük ve demokrasiyi örgütleyeceğiz. Bir mücadele hattı örgütlüyoruz. Her eve ve kadına ulaşarak, örgütlülüğü artırarak ortaklaşmayı hedefleyeceğiz. Önce kendi içimizde sonra kadın örgütleriyle tartışıp, önümüzdeki dönem yeni bir yol haritası koyacağız. Bu yol haritası mücadele ve direniş olacaktır. Her yerde mücadeleyi örme, örgütleme seferberliğini başlatacağız”
Kaynak: MA