Hafterle birlikte haraket ettiklerini söyleyen Libya Temsilciler Meclisi üyelerinden İbrahim Abdullah El Zixîd, Moskova’dan sonra Berlin’deki zirvesinin de başarısız olacağını söyledi. El Zixîd, Trablus’un ‘ikinci bir İdlib olmayacağını’ vurguladı
Kuzey Afrika’nın önemli ülkelerinden biri olan Libya’da 2011 yılında “Arap Baharı” ile başlayan iç savaş devam ediyor. 9 yıldır süren savaş giderek derinleşirken, tüm dünyanın gündemine giren Libya’da birçok farklı güç pastadan pay kapma yarışında.
Akdeniz kıyısında bulunan Libya’nın doğusunda Mısır, batısında Cezayir ve Tunus, güneyinde ise Nijer, Çad ve Sudan gibi ülkeler bulunuyor. Adını Berberi halkından alan ülkenin nüfusu yaklaşık 6 milyon olduğu belirtilse de bu istatistik yaşanan iç savaşla beraber inişli çıkışlı bir seyir izliyor. 2011 yılında Kaddafi’nin öldürülmesiyle başlayan siyasi ve askeri gelişmeler bugünlerde tüm dünyanın gündeminde. Libya’da Türkiye ve Katar’ın desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ve Halife Hafter komutasındaki Libya Ulusal Ordusu arasındaki çatışmalar Trablus ve çevresinde yaşanıyor. Libya Ulusal Ordusu’nun Trablus’a gerçekleştirdiği son operasyonlarla bölge yeniden ısındı. Hem uluslararası hem de bölgesel güçler, çıkarları için Libya üzerinden Doğu Akdeniz meselesini de gündeme getirdi.
İhvan BM temsilciliğinden güç alıyor
Savaşta taraf olan bütün güçlerin bugün Almanya’nın başkentti Berlin’de toplanması beklenirken, Libya’da ise farklı durumlar yaşanıyor. Tobruk merkezli Libya Temsilciler Meclisi üyelerinden İbrahim Abdullah El Zixîd, son dönemde yaşanan gelişmeleri ve trafiği Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Nazım Daştan’a anlattı. Libya Parlamentosu olarak da bilinen Tobruk merkezli Temsilcileri Meclisi üyelerinden İbrahim Abdullah El Zixîd, ülkelerinin 9 yıldır bir savaş içinde olduğunu hatırlatarak, bu savaşın ağırlaşmasında siyasal İslam, İhvani Müslimin (Müslüman Kardeşler) ve Birleşmiş Milletler (BM) temsilciliğinin rol aldığını kaydetti. Siyasal İslam ve İhvanın BM temsilciliğinden güç aldığını aktaran Zixîd, bu durumun savaşı giderek derinleştirdiğini belirtti. Ancak Libya halkının bu durumu fark ettiğini ve ülkelerine gelen teröristlerin Serrac hükümeti başta olmak üzere diğer yapılar tarafından getirildiğini söyleyen Zixîd, Libya halkının bunu kabul etmediğini dile getirdi.
‘Petrol geliri Libya halkınındır’
Kendilerini koruyan Libya Ulusal Ordusu’nun meşruluğunu parlamentodan aldığını belirten Zixîd, “Libya topraklarının yaklaşık yüzde 80’i özgürleştirdi. Şimdi de kalan yüzde 20’sini teröristlerden almak istiyor. Bu teröristler hem içeriden hem de dışarıdaki bazı güçlerden destek alıyor. İçeriden Serrac hükümetinden destek alıyor. Libya Merkez Bankası müdürü de onları destekliyor. Banka müdürü Libya’da sattığı petrolün gelirini bu teröristlere aktarıyor. Bu teröristler de Afrika, Türkiye ve Suriye’den geliyor. Suriyeli olanlar da Türkiye’ye bağlı olan güçlerdir. Bu gelir Libya halkınındır. Ancak onlara ulaşmıyor. Bu ve benzeri uygulamalar topraklarımızın işgalde kalmasını sağladı” diye konuştu.
‘Serrac hükümeti meşru değil’
Temsilciler Meclisi üyesi İbrahim Abdullah El Zixîd, Trablus’u ele geçiren güçlerin amacının belli olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Libya’yı silah zoruyla ele geçirmek istiyorlar. Libya’yı teröristlerin merkezi haline getirme peşindeler. Özellikle de İhvanın, Mısır başta olmak üzere diğer yerlerden çıkarmasıyla bu başladı. Bununla beraber kendilerini örgütleyebilecek bir yer olarak gördüler. Bizim büyüklerin bir lafı var: ‘Biz sizi yönetiyor ve öldürüyoruz.’ Libya, siyasi İslam ve İhvancıları gördü ve buna karşı tedbirlerini aldı. Halk, Libya Parlamentosu ve Libya Ulusal Ordusu, bu işgal planını gördü ve buna göre mücadele etti. Libya’nın en büyük ikinci kenti olan Bingazi’yi kurtardı. Ondan sonra Derne’yi aldı. Sonra ülkenin güneyinde de devam etti.”
“Türkiye’nin Libya topraklarındaki işgalinin Osmanlılardan beri var olduğunu” dile getiren Zixîd, bu durumun özellikle Bingazi çevresinde yaşandığına değindi. Halen bu yönelimlerin sürdüğünü aktaran Zixîd, şunları söyledi: “Erdoğan yeniden Libya’yı ele geçirmek istiyor. Libya’da bulunan enerji ve petrole göz dikmiş. Libya büyük bir yer ve bin 900 kilometre deniz ile sınırı var. Ve büyük bir petrol yatağıdır. Erdoğan ve Serrac hükümeti bir ittifak geliştirmek istiyor. Serrac Libyalı olduğunu söylüyor ama annesi ve babası Türk’tür. Oluşturdukları hükümet meşru değildir. Tiyatrovari bir şekilde onu resmi göstermeye çalışıyorlar ancak parlamentoda onay almamış bir yapıdır.
Erdoğan ve Serrac hükümetinin anlaşmasının bir geçerliliği yok. Libya Parlamentosu da bunu kabul etmedi. Parlamento olarak Serrac ile hükümetinde iç ve dış işleri bakanlarını yargılama kararı aldık. İşgalci bir gücü Libya topraklarına getirerek, ülkelerine ihanet ettikleri için yargılanacaklar.”
‘İdlib’teki gruplar Libya’ya taşındı’
Yaptıkları bazı görüşmelere göre Avrupalı güçlerin de Erdoğan ve Serrac ittifakını Kabul etmediğine işaret eden Zixîd, bu güçlerin Kıbrıs ve Yunanistan üzerinden harekete geçtiğini ifade etti. Bununla birlikte bu güçlerin, Serrac hükümetinin meşruluğunu da kabul etmemeye hazırlandıklarının bilgisini verdi.
Serrac hükümeti ve orada bulunan İslamcıların Trablus’u bırakmamak için birçok yol ve yöntem denediklerini belirten Zixîd, şimdi de İdlib’deki grupların Trablus’a taşındığını dile getirdi. Bu taşımanın yaklaşık 2 ay önce başlandığına dikkati çeken Zixîd, “Türkiye’den geçtiğimiz günlerde iki sivil uçakla çeteleri gönderdiler. Her uçakta yaklaşık 180 kişi vardı. Onlardan bazıları güçlerimiz tarafından esir alındı. Hepsi de Suriye’den getirildiklerini itiraf etti. Bazıları da Trablus’un mahallelerine girdi. Halkın evini yağmalıyorlar. Bu yaklaşımı hiç kimse kabul etmez. Libya halkı onlara karşı savaşıp topraklarından çıkaracak” dedi.
‘Trablus ikinci bir İdlib olmayacak’
İdlib-Trablus pazarlığının daha önce olabileceği tahminlerini yürüttüklerini belirten Zixîd, şunları söyledi: “Böyle bir kaygımız var. Putin ve Erdoğan böyle bir anlaşmaya gitmiş olabilir de, ancak Libya halkı Trablus’un ikinci bir İdlib olacağına izin vermeyecek. Libya işgal için gelen herkes için ateş olacak. Bu dinamikleri de var. Her hafta halk alanlara çıkarak, Türkiye’nin girişimlerini protesto ediyor.”
Doğu Akdeniz hattının Libya için savunma hattı olduğunun altını çizen Zixîd, bu konuda Mısır ile bazı anlaşmalar yapacaklarını belirtti. Ayrıca Yunanistan ve Kıbrıs’la da görüşmelerinin olduğunu söyleyen Zixîd, Libya Ulusal Ordusu’nun, Türkiye’ye ait savaş gemilerinin Doğu Akdeniz hattına girmesi halinde hedef alacağı kararını da aldığını vurguladı.
Son olarak Almanya’nın başkentti Berlin’de bugün gerçekleşecek zirveye dair de konuşan Zixîd, şunları söyledi: “Berlin’deki görüşme başarısız bir girişimdir. BM Libya Özel Temsilcisi Gassan Selam bunu yapıyor. BM temsilciği öncülüğünde bunu yapıyor ancak Libya için olumsuz olacak. Libya için kongre diyordu, ancak olmadı, şimdi de Berlin toplantısı diyor. Bu toplantıda çıkacak kararların onaylaması için bazı kişileri seçmişler. Parlamentoda kimseyi davet etmemişler. Hafteri davet etmişler. Biz Hafter ile birlikte hareket ediyoruz. Nasıl Moskova’da kararlı davrandıysa Berlin’de de aynı kararları savunacak. Almanya Dışişleri Bakanı, Hafter’i davet etmeye geldiğinde bazı taleplerimizi söyledik. Birincisi Libya’nın özgürlüğü, ikincisi ise teröre karşı savaş oldu. Bu hem Libya halkının hem de parlamentosunun kararlarıdır. Libya’daki çete ve teröristleri silahlarını bıraktığında barış ve refah ortamı olur.”
DIŞ HABERLER