Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı iken görevden alınan ve tutuklanan Gültan Kışanak’ın cezaevinde kaleme aldığı ve geçenlerde yayınlanan kitabından söz etmek istiyorum bu yazıda.
“Kürt Siyasetinin Mor Rengi” adını taşıyan kitap;Gültan Kışanak’ın,kendisi gibi halen cezaevinde bulunan Kürt kadın siyasetçilerle mektuplaşarak yaptığı röportajlar sonunda ortaya çıkan bir çalışma. (Kürt Siyasetinin Mor Rengi- Gültan Kışanak- Dipnot Yayınları, 2018, Ankara)
Cezaevi şartlarında binbir zorlukla yapılan yazışmalar sonucunda gerçekleşen röportajlar yazar tarafından aslına uygun olarak anlatıya dönüştürülmüş. Kışanak bu kitabın yazılış amacını şu sözlerle açıklıyor: “Bu kitap, sadece yerel ve genel siyasette görev almış, cezaevinde olan kadınların deneyimlerine odaklandı. Kadınlar olarak nereden gelip hangi mesafeleri kat ettiğimizi, önümüze ne gibi engeller çıktığını, erkek egemen sisteme kafa tutma gücünü nasıl edindiğimizi dillendirmek; emeğimizi, çabamızı, anılarımızı, zor ve güzel yaşanmışlıkları bir araya getirerek kadın özgürlük mücadelesine deneyimlerimizi aktarmak, tarihe bir not düşmek istedik.
Hepimiz aynı yollardan geçtik, aynı zorluklarla karşılaştık, erkek egemen bir alanda kadınlar olarak var olma mücadelesi verdik. Kürt kadınlarının siyasal alandaki mücadele deneyimleri, erkek egemen sistemin bu karmaşık ittifakını görünür kıldığı gibi, kadınların azmini ve kararlılığını da gözler önüne sermektedir. İğneyle kuyu kazarcasına, bin bir emekle, büyük bir mücadeleyle geçen Kürt kadınlarının demokratik siyaset alanındaki mücadele deneyimlerini anlatsak da, yazılanlar hepimizin hikâyesi.”
***
Kitap; Kışanak’ın siyaset öncesi gazetecilik geçmişindeki deneyimlerinin de etkisiyle akıcı ve yalın bir dille yazılması kendini bir çırpıda okutuyor. Bunda kadın siyasetçilerin her birinin hayat hikayelerindeki mücadele süreçlerinin,çarpıcı gerçeklerin de payı büyük.
Kitap, yazarın; “Adım adım yükselen kadın özgürlük mücadelesi” başlığını taşıyan genel bir değerlendirmeyle başlıyor. Devamında Gültan Kışanak’ın kendisi de dahil olmak üzere, Aysel Tuğluk, Burcu Çelik Özkan, Çağlar Demirel, Diba Keskin, Dilek Hatipoğlu, Edibe Şahin, Evin Kene, Fatma Doğan, Figen Yüksekdağ, Gülser Yıldırım, Leyla Güven, Mukaddes Kubilay, Nurhayat Altun, Sara Kaya, Sadiye Süer Baran, Sebahat Tuncel, Selma Irmak, Servin Karakoç, Yıldız Çetin, Zeynep Han Bingöl ve Zeynep Sipçik’in anlatıları yer alıyor.
Kadınlar bir yandan sistemin çarkına karşı mücadele verirken diger yandan kendi aileleri,çevresi ve parti arkadaşlarının erkek eğemen bakış açılarına karşı direniyorlar.
***
Cins bilincinin geliştirilmesinden,kalıplaşmış anlayışların tüm alanlarda sorgulanması süreçlerini hemen her kadının anlatımında görmek mümkün. Kadınların ortak ve kararlı tutumu parti ve kurumlarda ağırlık kazanmasının yolunu açıyor.
Kitapta anlatılan her kadının eril zihniyetin cins ayrımcılığına ilişkin nasıl sorunlar yaşadığını ve nasıl mücadele ettiklerini görüyoruz.
Demokratik siyasette kadınların güç kazanması,hem genel hem yerel siyasette yer almaya başlaması,iktidarın kadın kazanımlarının ortadan kaldırılmasına yönelik yüzlerce kadın yöneticinin gözaltına alınıp tutuklanması yine eril bakışının ürünü bir uygulama.
Kadın hareketini dağıtmak ve kazanımları boşa çıkarmak amaçlıydı. Kitapta yer alan bu metinler, Kürt kadınlarının siyaset sahnesindeki azim ve kararlılıklarının erkek egemen sistemi nasıl gerilettiğini görünür kılması açısından da önem taşıyor.
Kitap; erkek okuyucuların bu konuda kendileriyle yüzleşmelerinin de kapısını aralıyor.Dahası bizzat sonraki kuşak kadınlar açısından bir rehberlik, bir deneyim özelliği taşıyor.
Gültan Kışanak’ın kitabın gelirini Kadın Okuma Evleri’ne bağışlamış olması bu çalışmayı ayrıca anlamlı kılıyor.