Bir süredir, azmettirici sıfatını hak eden Yeni Akit Gazetesi, kadınları aile içinde şiddete karşı koruyan 6284 sayılı yasaya cepheden savaş açmış durumda. Bunu yaparken de kadınların mücadelelerinin ürünü kurumlara saldırıyor.
“Şiddetle yüz yüze olan kadınlarla dayanışmayı sürdürmek, aile içindeki şiddete karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak amacıyla” 1990’da kurulan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nı hedef alan “Mor Çete” manşetini attı.
“Yuvaları yıkan 6284” haberleri yapan gazete, içinde her türlü şiddet, sömürü ve istismarın gizli tutulduğu kutsallaştırılan “aile” yi soyut-sorgulanamaz bir değer olarak konumlandırıp, söz konusu yasayı hedef alan bütün haberleri iştahlı iştahlı sayfalarına taşıyor.
Aile Hakları Platformu’nun “Aileyi yıkan yasalar kalksın” eylemini “Feminazileri kudurtan protesto” başlığı ile haberleştiriyor…
Platformun isminde geçen “aile hakkı” tamlamasında ise kimin hakkının savunulduğu açık. Plaftorm başkanı Adem Çevik’in şu sözleri de evlere şenlik. AA’ya röportaj veren Çevik diyor ki “ İstanbul Sözleşmesi bir devrim. Yeni devrim kanunları var. Sessiz bir devrim. Haberimiz yok. Geleceğimiz ailemiz yok oluyor. Bu küresel bir savaş. Aileyi yok etme küresel savaşına karşı dur demek için basın açıklaması yapıyoruz”. Basın açıklamasının yapıldığı tarihte manidar. Bir grup erkek yemiyor içmiyor, İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edilişinin yıl dönümünde eylem yapıyor.
2 Ocak tarihli “Kadınlar kül yutmaz” başlıklı yazımda şöyle demiştim.“Bin bir yöntemle en yakınındaki erkekler tarafından şiddete uğrayan, hatta öldürülen binlerce kadın,“uzaklaştırma kararını düzenleyen” 4320 Sayılı Kanun nedeniyle aslında korunmadı. Hatta 2009 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kadına yönelik şiddet konusunda Türkiye’yi mahkûm etti. Zira davaya konu olan Nahide Opuz, uzun yıllar kocasının şiddetine maruz kalmış, fakat yargı şiddet uygulayan kocayı korumuştu.
Kadınları korumayan ve erkek şiddetini önlemekte yetersiz olan 4320 Sayılı Kanun, yine kadınların hukuki ve siyasal mücadelesi sonucu yerini dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in zamanında yasalaşan 6284’e bıraktı.
Artık 6284 yürürlükte olduğu için, şiddet uygulayan erkekler hakkında 6 aya varan uzaklaştırma kararları hızla verilebiliyor. Şiddet gören kadınlar arasında medeni hal, kan bağı, akrabalık ayrımcılığı yapılmıyor. Her kadının şiddete uğrayabileceği ve her erkeğin şiddet uygulayabileceği öngörülüyor.“Kocasıdır, sever de döver de” denmiyor. 6284 yürürlükte olduğu için şiddet gören kadınlar, koruma ve destek hizmetlerinden ücretsiz yararlanabiliyor, kadın için hayati risk varsa kolluk kuvvetleri doğrudan tedbir alabiliyor.
Kadınlar için zorlu ve çetin bir sürecin adı olan boşanma döneminde de güç aldıkları 6284’e karşı çıkmak, boşanmaları da engellemek anlamına geliyor. Kadınların, bir idam mahkûmu gibi aileye, evliliğe mahkûm edilmesinin teşviki anlamına geliyor. Yürürlükte olduğu halde bile kadın cinayetlerinde artışı engelleyemeyen 6284’ün kaldırılmasını istemek, kadın cinayetlerini azmettirmekle eş değer değil mi?
Boşanmayı zorlaştırmak için meclis raporları hazırlayan, arabuluculuk sistemini getirmeye çalışan, diyanet kadrolarını seferber eden, Aile İrşad Büroları kuran AK Parti’nin, kendi çıkardığı 6284’e sahip çıkıp çıkmayacağını göreceğiz.”
Yeni rejimin bir kanadının sesi Yeni Akit boş durmayacak. Zira Yeni Akit, hayatlarına, değerlerine, özgürlüklerine, çocuklarına, çevresine, komşusuna sahip çıkan kadınları sevmiyor. Sevmeyecek!