Tutsak DFG Eşbaşkanı ve MA editörü Dicle Müftüoğlu ile ETHA editörü Nadiye Gürbüz’ün yargılandığı duruşmalara ilişkin açıklama yapan MKG, ‘Özgür basın emekçileri olarak gazetecilerin gözaltı ve tutuklamalarla yıldırılamayacağını yeniden ifade etmek istiyoruz’ diyerek mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG), tutsak Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu ile Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Nadiye Gürbüz’ün görülecek olan duruşmalarına ilişkin Beyoğlu’nda bulunan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında basın toplantısı gerçekleştirdi.
Toplantıya özgür basın emekçilerinin yanı sıra DFG üyeleri, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Türkiye Basın, Yayın, Gazetecilik, Grafik-Tasarım, Baskı ve Ambalaj Sanayi İşçileri Sendikası (Basın-İş), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şubesi ve çok sayıda emek meslek örgütü temsilcisi katıldı. Basın metnini, gazeteci Nezahat Doğan okudu.
Gazeteciler iktidar ve yargı kıskacında!
DFG Eşbaşkanı gazeteci Dicle Müftüoğlu ile ETHA editörü Nadiye Gürbüz’ün mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılandığını söyleyen Doğan, “Basını tekeli altına almak isteyen AKP-MHP iktidarı, hakikatin sesi olan özgür basına dönük baskılarını tutuklama, yasak ve engellemelerle sürdürüyor. Kendinden olmayanlara tahammülsüzlük ve ötekileştirmeyle yaklaşan iktidar, toplumu tek tipleştirmek, korku iklimini derinleştirmek, suçlarını gizlemek ve gerçeklerin topluma ulaşmasının önünü kesmek için gazetecilere dönük yargı tacizlerine her geçen gün bir yenisini ekliyor. Gazeteciler, hedef alınıyor ve katlediliyor, hukuka aykırı bir şekilde yargılanıyor, tutuklanıyor. Gazetecilere yönelik soruşturmalar, açılan davalar ve verilen cezalar sürerken, gazeteciler yalnızca mesleklerini yaptıkları için baskı ve yasaklarla karşı karşıya kalıyor” dedi.
Nadiye hakkında 22 buçuk yıla kadar ceza istemi!
İktidarın özgür basını susturma operasyonlarının odağında kadın gazetecilerin bulunduğu belirtilen metinde şu ifadelere yere verildi:
“Devlet tüm politikalarıyla saldırırken, kadın gazeteciler mesleklerinin onurunu savunmaya, sahada her türlü şiddete karşın halkın haber alma hakkını korumaya devam ediyor. İktidarın antidemokratik uygulamalarının bir yansıması olarak kadın gazeteciler hedefe koyularak susturulmaya, davalar yoluyla bastırılmaya çalışılıyor. Bu politikaların en önemli kanıtı gazeteci arkadaşlarımızın davalarıdır. ETHA editörü Nadiye Gürbüz’ün yarın İstanbul Adliyesi 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmasının görülecek. Hakkında çalıştığı gazete ve yaptığı haberler gerekçe gösterilerek 22 buçuk yıla kadar ceza isteniyor. Savcılık Nadire’nin, arkadaş görüşçüsü olarak kabul edildiği tutsaklara para yatırmasını, Atılım gazetesinde çalışıyor olmasını, Suruç Katliamı ile ilgili yaptığı haberleri ‘örgüt üyeliğine’ gerekçe yaptı. İkinci duruşmaya günler kala hazırlanan mütalaa sonrası yarın görülecek duruşmada karar çıkması bekleniyor.
‘Dicle’nin gazeteciliğinin tanığıyız!’
Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanan ve içi boş iddialar ile ‘örgütsel kılıfa’ büründürülerek tutsaklığı sürdürülen gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun üçüncü duruşması. Tutuklu olarak yargılanan arkadaşımız Dicle, önceki iki duruşmasında hazır kararlarla mahkeme tarafından hapiste tutulmaya çalışılmış, yalnızca savcılık kanaatlerince cezalandırılmak istenmiştir. Adeta bir intikam iddianamesi hazırlanarak hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunan arkadaşımız Dicle’nin gazeteciliğinin tanığıyız. 29 Şubat’ta Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan duruşmada, kadın gazeteciler olarak adil bir yargılamanın yapılmasını, gazeteci arkadaşımız Dicle’nin yeniden özgürlüğüne kavuşmasını talep ediyoruz.
Mücadeleyi büyütmeye çağrısı
Buradan yeniden ifade etmek istiyoruz, gazetecilik faaliyetleri tutuklama gerekçesi yapılamaz. Gazetecileri yaptığı haberleri gerekçe göstererek yargılayamazsınız. Bu köklü geleneğin devamcıları olarak sözümüzü söylemeye, görülmeyeni göstermeye, yazılmayanı yazmaya devam edeceğiz. İktidarın piyonu medya gruplarının hedef göstermelerine boyun eğmeyeceğiz. Özgürlüğü yaratmaya yönelik mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği olarak, baskı altında mesleğini yapmaya çalışan özgür basın çalışanlarının yanında ve dayanışma içinde olduğumuzun altını çiziyoruz. İktidarın gazetecilere gözdağı vermek amacıyla özgürlüğünden alıkoyduğu arkadaşlarımızın serbest bırakılması talebimizi yineliyoruz. Gazetecilik dün de suç değildi bugün de suç değildir. Özgür basın emekçileri olarak gazetecilerin gözaltı ve tutuklamalarla yıldırılamayacağını buradan yeniden ifade etmek istiyoruz. Tüm demokratik kamuoyuna, meslek örgütlerine ve gazetecilere, gazeteciliği, ifade özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını savunmaya ve mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”
Gerçekleri yazmaya devam!
Yarın yargılanacak olan ETHA editörü Nadiye Gürbüz, “Dicle ile ben Dünya Basın Özgürlüğü gününde tutuklandık. Haksız, hukuksuz tutukluluğum sona erdi ama Dicle hala tutsak ediliyor” diye başladığı konuşmasında, iddianamelerinin sadece politik ve sınıfsal olduğunu vurguladı.
Gürbüz, “Sistemin görünmez kılındığı kesimlerin sesini duyurmaya çalışan faaliyet elbette iktidarı rahatsız etti. Bizim gazeteci olduğumuzu dün de bugün de kabul etmediler. Ama gazeteciliği en hakiki biçimde bizler yapıyoruz. Halkın sesi olmaya, kadınların, emekçilerin, Kürt halkının, bu ülkede ezilen tüm kesimlerin sesi olmaya çalışıyoruz. İddianamemde de Atılım gazetesi ve ETHA’nın yasa dışı ilan edilmeye çalışıldığını söyleyebilirim. Atılım, ETHA’da çalışıyor olmak ile suç isnadıyla karşı karşıya bırakıldım. Sosyalist basına dönük tam bir saldırganlık olduğunu, çalışamaz hale getirmek, bu kurumları kapatmak ve tasfiye etmek üzerine bir iddianame. Bu saldırılar son değil, yarın da devam edecek. Biz dün olduğu gibi gazetecilik faaliyetlerimizi kendi bakış açımızla sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Hedef susturmak!’
TGS İstanbul Şube üyesi Evrim Kepenek de, “Nadiye ve Dicle uzun zamandır çalışan gazeteciler. Biz onların gazeteciliğine tanığız. Ama emin olun ki onları yargılamak isteyenler de gazeteciliklerine tanıklar. Gazeteci arkadaşlarımızın gazeteciliğine en azından şu anda İHD’nin kapısında bulunan polislerin tanık olduğuna eminiz. Bu davaları açıp üzerlerine gidiyorlarsa hedef susturmak. Keşke kadın gazetecileri susturmayı hedef koymak yerine şiddet uygulayan erkekleri cezalandırıp susturmayı tercih etselerdi. Dicle Müftüoğlu serbest bırakılsın” sözleriyle seslendi.
‘Gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakılsın’
Yeniden söz alan Doğan, “Biz kadın gazeteciler hiçbir şekilde susturulamayız. Bunun için nasıl bir direnç olması gerekiyorsa burada olduğu gibi ortaklaşarak sürdürmeye devam edeceğiz. Sonuna kadar sesimizi duyurmaya, dayanışmaya ve bu mücadeleyi güçlendirmeyi, kadın gazeteciler olarak haberlerimizi yapmaya, sesi yükseltmeye devam edeceğiz. Gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakılsın” dedi.
DİSK Basın-İş Disiplin Kurulu üyesi Diren Yurtsever de, gazetecilerin duruşmalarına katılma çağrısı yaptı.
Kaynak: JINNEWS