Baskı politikaları sonucu Avrupa’ya gitmek zorunda kalan akademisyen, yazar, gazeteci ve insan hakları aktivistleri, duruşması görülecek Selçuk Mızraklı’ya dayanışma mesajları gönderdi
İç İşçileri Bakanlığı tarafından görevden alınarak, tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın bugün görülecek duruşması öncesinde Avrupa’ya gitmek zorunda kalan yazar, akademisyen, gazeteci ve insan hakları aktivistleri tarafından videolu dayanışma mesajları gönderdi. Mezopotamya Ajansı’ndan Lezgin Akdeniz’in haberine göre, Düşünce Suçuna Karşı Girişiminden Şanar Yurdatapan, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve terör propagandası yapmak” gerekçeleriyle haklarında açılan soruşturma veya verilen cezalardan dolayı Avrupa’ya gitmek zorunda kalan akademisyen, yazar, gazeteci ve insan hakları aktivistleri Mızraklı için gönderdikleri dayanışma mesajlarını bir araya getirdi.
Gönderilen dayanışma mesajları şöyle:
‘Haksızlığa uğramış biri olarak mazlumun ve haklının yanındayım’
Katıldığı bir televizyon programında “Çocuklar ölmesin” dediği için “örgütü propagandası” yaptığı gerekçesiyle tutuklanan Ayşe Çelik: “Her gün kadın cinayetleri, taciz, tecavüz ve hırsızlık haberlerini okuyoruz. Ama cezaevleri gerçek suçlularla değil, düşüncelerinden dolayı özgürlüğünden mahrum edilmiş insanlarla dolu. Kalbimiz Selçuk Bey ve onun gibi halkoyu ile seçildiği halde tutarsız suçlamalarla görevlerinden alınmış ve hapse atılanlarla beraber. Haksızlığa uğramış biri olarak mazlumun ve haklının yanındayım her zaman. İnsanlar artık verdikleri oyların hiçbir hükmünün olmadığını gördükçe sandığa gider mi bilmiyorum ama kalplerine hınç tohumu ekmekten başka bir işe yaradığını düşünmüyorum. Acaba Selçuk Bey seçimi kazanmasaydı yine de tutuklanır mıydı? Selçuk Bey ile birlikte haksız bir şekilde tutuklu olanların biran önce özgürlüklerine kavuşmalarını umut ediyorum.”
‘Verdiği büyük bir mücadele var bunun bedelini ödüyor’
Gazeteci Can Dündar: “Mızraklı’nın çok günahı var. Hem kişisel olarak hem de politik olarak. Bir doktor olarak hem tabip odasında hem İHD’de bunca yıl insan hakları için verdiği büyük bir mücadele var bunun bedelini ödüyor. Politik olarak Diyarbakır gibi sembolik bir kentin bu kadar büyük bir oy oranıyla şehrin belediye eşbaşkanlığına seçilmesinin bedelini ödüyor. Bu ikisi bir araya gelince çok tehlikeli bir karışım oluyor devlet açısından. Bizim onun verdiği bu emeğe karşılık sonuna kadar yanında durmamız gerekiyor. Bu hem kişisel olarak Mızraklı için önemli hem şehir olarak Diyarbakır için önemli. Şunu başta CHP olmak üzere herkesin görmesi lazım. Bu kayyum sistemine bugün tepki göstermezlerse bu yarın İzmir’de, Ankara’da ve İstanbul’da CHP’nin başına gelecektir. O yüzden Mızraklı’ya sahip çıkmak sadece insan haklarına sahip çıkmak değil. Aynı zamanda Türkiye demokrasisine sahip çıkmak anlamını taşıyor.”
‘Mide bulandırıcı’
Aydın Engin: “Selçuk Mızraklı benin tanıma ve tanışma fırsatı bulduğum, onur duyduğum bir Kürt politikacısıdır. Politikadan önce çok önemli bir hekim. Bir cerrah olarak bir operatör olarak baya alkışlanacak operasyonlara ama devlet operasyonları değil tibbi operasyonlara imza atmış bir hekim. Siyasete girdiğinde de Diyarbakır’da HDP’ye yakın olmayanlarında saygı duyduğu, önünde ceket iliklediği çok etkili bir kişilik. Ve bunu bileğinin hakkıyla kazanmış bir isim. Belediye başkanlığına seçilirken aldığı oran çok yüksek. Her şey sandıktır diyen Tayyip Erdoğan’a ders verecek kadar çok yüksek. Bunu rüyasında bile göremeyecek kadar çok yüksek bir oranla seçildi. Hadi onu aldılar yerine kayyum atadılar bunu da anladık. Hapse attılar, tutukladılar hangi suçtan belli değil. Bir PKK’lıyı tedavi ettiği iddiası var ortalıkta. Bütün bunlar mide bulandırıcı sadece. Öyle sanıyorum ki önümüzdeki günlerde görülecek duruşmada çok büyük olasılıkla SEGBİS’le katılacak. Ama şu bilinsin Türkiye aydınları, demokratları, hukuk devletinden yana olanların gönlü ve kalbi Selçuk beyle birlikte çarpıyor olacaktır.”
‘Verdikleri mücadele bizim geleceğimize bir aydınlık bir ışıktır’
Tarihçi Taner Akçam: “Tarihi perspektifinden baktığımda aklıma aydın kırımı kelimesi geliyor. Bu topraklar tarihi boyunca aydınlarını kırarak bugünlere geldi. Şimdide belediye başkanları görevden alınarak yerlerine kayyum atanarak hapse atılmaları bence yine bu kırımlardan biri yaşanıyor. Her kırılan hapse atılan bir aydın bu ülke topraklarına ekilmiş bir tohumdur diye düşünüyorum. Geleceğimizi aydınlatacak tohumdur bu insanlar. Bu ülkenin egemenleri, bu ülkenin gençlerini, aydınlarını, insanlarını kırarak, dışlayarak ve yok sayarak nereye kadar gidecekler. Bu yolun sonu olmadığını göreceklerini ümit ediyorum. Selçuk’un, Osman’la, Ahmet Altan’la ve diğer Kürt aydınları ile belediye başkanları ile verdikleri mücadele bizim geleceğimize bir aydınlık bir ışıktır. Öyle olacak, öyle olsun diyorum. Saygılarımı, sevgilerimi ve dayanışmalarımı gönderiyorum onlara.”
‘Seçilmişlerin yanındayım’
Yazar Recep Maraşlı: “Mızraklı’nın görevinden alınarak tutuklanmasının büyük bir hukuksuzluk olduğunu herkes tarafından biliniyor. Büyük bir kamuoyu baskısıyla bu tür uygulamalar durdurulabilir. Dünya’da tüm yerlerinde şiddet içeren çatışmaların çözümünde en önemli yol sivil siyasetin önünü açmaktır, yerel yönetimlerin güçlendirilmesidir. Türkiye’de ise tam tersi. Çok büyük bir baraj siyasetin önüne konulmasına rağmen onu aşan siyasi partinin önü parlamentoda kapatılıyor. Aynı zamanda yerel yönetimlere katılımlarda engelleniyor. Bu da devletin siyasi bir çözümden, barıştan yana olmadığını ortaya koyan bir durum. Bunun aşılması için mücadele etmek ve Kürt siyasetçiler desteklenmesi gerekiyor. Tüm kalbimle seçilmiş insanların yanında olduğumu belirtmek istiyorum.”
‘Uluslararası ölçekte büyük bir skandaldır’
Gazeteci Doğan Özgüden: “Bu mesajı daha birkaç gün önce Brüksel’de Kürt ulusunun hakları ver özgülüğü için verilen mücadelenin yankıları devam ederken veriyorum. Yaşananlar beni geçmişe götürdü. Belediye Başkanlığı seçimi, solun mücadelesi, Kürdün mücadelesi. Biz 1963 yılında Türkiye İşçi Partisinden, İzmir’in Gültepe Belediyesine ilk defa sosyalist belediye başkanını seçtirmiştik. 70’li yıllar Mehdi Zana’nın Diyarbakır’da, Terzi Fikret’in Fatsa’da halk güçlerinin desteği ile seçilmişti. Şimdi Selçuk Mızraklı’nın seçilmesi Mızraklı ile birlikte onlarca belediye başkanının seçilmesi ve bu arkadaşların kayyum tayini suretiyle görevlerinden uzaklaştırılması, aralarında çoğunun da adli takibata, hapse atılması gerçekte uluslararası ölçekte büyük bir skandaldır. Ben buradan bir gazeteci olarak, demokratik hakların savunucusu olarak görevden alınan tüm belediye başkanlarına dayanışmamı ileterek sevgilerimi vurguluyorum.”
‘Mızraklı’nın tutuklanması asla kabul edilemeyecek bir durum’
Gazeteci Ragıp Zarakolu: “Bizim yüreğimiz şu anda Diyarbakır’da. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mızraklı’nın tutuklanması asla kabul edilemeyecek bir durum. Sadece onun değil tutuklanan tüm belediye eşbaşkanları, il idare meclis üyeleri, belediye meclis üyeleri ve HDP çalışanlarının serbest bırakılması gerekiyor. Bu arada Yalçın Kaya’nın durumunu hatırlatayım. Yalçın Kaya 72 yaşında bir il idare meclis üyesi idi ve şuanda gözaltında.”
‘Mızraklı’nın beraat etmesini canı gönülden isterim’
Avrupa Sürgünler Meclisi’nden Yazar Ergin Erkiner: “Selçuk Mızraklı’nın görevinden alınarak tutuklanması her halde ne ilk ve nede son örnek olacak bu belli. İçişleri Bakanlığının belediye başkanlarını görevden alarak yerlerine kayyum atamasına yol açan bir yasa var. Bence böyle bir yasa demokratik olduğunu iddia eden bir ülkede bulunmaması gerekir. Bu konuda kampanya açarak ve bunu sürekli bir şekilde gündemde tutmakta yarar var diye düşünüyorum. Bizde yasaların nasıl çalıştığı biliniyor. Pek umutlu olmamakla birlikte Selçuk Mızraklı’nın kısa bir süre içerisinde beraat etmesini canı gönülden isterim.”
DİYARBAKIR