Yargıtay’ın verilen hapis cezasını bozmasından sonra yeniden davası görülen Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın tahliye talebi reddedildi
Hicran Berna Ayverdi adlı “itirafçının” verdiği ifadeler nedeniyle 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası Yargıtay tarafından cezaya gerekçe yapılan delillerin “eksik incelenmesi” nedeniyle bozulan Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın bozma kararı sonrası ilk duruşması görüldü.
Mızraklı’nın görevden alınarak yerine kayyum atanmasına gerekçe gösterilen davanın duruşması Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
‘Bu gasp davasıdır’
Yargıtay ilamına karşı beyanı sorulan Mızraklı, kendisi hakkında başlatılan soruşturma ve davayı ne kadar hızlı yürütüldüğüne işaret ederek, “Yürütülen yargı süreci adeta bir hızlı tren gibi süper hızda izlenmiş. İstinaf Mahkemesi yine çok hızlı bir şekilde karar verdi. Tüm bunlar kayyum gaspına meşruiyet kazandırmanın yolu olarak izlendi. Bu bir gasp davasıdır, irade gaspı davasıdır” dedi.
Kendi davasının da içinde bulunduğu kayyım atamaları ve diğer davaların tamamının partisine yönelik kapatma davasının bir parçası olarak başından beri sistematik bir uygulama olarak ortaya konulduğunu vurgulayan Mızraklı, “Seçimin hemen ertesi günü 1 Nisan’da Diyarbakır Valisi, belediyeye kayyum atanması için talepte bulunuyor. Bunu belgeleriyle ortaya koyduk. İdare Hukuku’nda vali böyle bir talepte bulunamaz. Ancak ortada bir yargı kararı varsa bu talepte bulunabilir” ifadelerini kullandı.
‘Soruşturma ve yargı süreçlerini özel ekip yönetti’
Kendisi hakkında soruşturma ve yargı süreçlerinin “özel bir ekip” tarafından yürütüldüğünü dile getiren Mızraklı, “Belediye Başkan adaylığım konuşulmaya başlanınca buna yönelik özel bir hazırlık yapılmış. Bunu özel bir ekip yürütmüştür. 2016’da yakalanan bir iftiracı 3 yıl sonra benim aleyhime ifade vermezken 3 yıl sonra ifade vermiştir. Hakkımdaki iddialar 4 başlıktan oluşuyor. Bir iftiracının beyanları, Sarmaşık Derneği çalışmaları, sosyal medya paylaşımları, İyaz Bin Ganem Caddesi’nin isminin değiştirilmesi. Sarmaşık Derneği soruşturması 2017’de başladı. Sosyal medya paylaşımları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor. Burası yetkili değildir. Cadde isminin değiştirilmesi ise İdare Hukuku’nun, Belediye Kanunu’nun verdiği yetki çerçevesinde değiştirildi” diye konuştu.
‘Bu bir mesajdı’
Hakkında tutuklama kararının hızlı bir şekilde verildiğini, tutuklama kararı veren hakimin karardan dolayı duyduğu utançtan dolayı, mahkemeye götürülürken hakimin yerinde bulunmadığını, sadece yazılı tutuklama kararının masasında bulunduğunu dile getiren Mızraklı, tutukluma kararından sonra kendisi hakkında ifade veren Hicran Berna Ayverdi’nin tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan Cezaevi’ne sevk edildiğini belirterek, “Bu bir mesajdı” ifadesini kullandı.
Dosyasında gizlilik kararı bulunduğunu, ancak hakkındaki iddiaların servis edildiğini dile hatırlatan Mızraklı, “Bunu kurulan özel ekip belirlemişti. Bu iddiaların kimler tarafından servis edileceği belirlenmişti” diye kaydetti.
Kendisinin seçilmesinde kayyum Cumali Atilla’nın belediyede harcamalarından yaptırdığı lüks banyo, odayı 30 saniyelik bir video görüntüsüyle paylaşmasının olduğunu söyleyen Mızraklı, “Kamuoyu kayyumluğun nasıl bir rezalete dönüştüğünü gördü. Bunu 30 saniyelik bir videoyla gördü. Halk, saraydaki şatafatın kayyumların saraylarına nasıl sirayet ettiğinin fragmanını gördü” şeklinde konuştu.
Mızraklı, kendisi hakkında verilmiş bir kararın yargı tarafından hukuka uydurulması istendiğini kaydetti.
‘Yargılama yapılmadan karar verildi’
Mızraklı’nın avukatı Muhsin Bilal, Yargıtay’ın kararının bir yargılama yapılmadığına gösterdiğini belirterek, mahkemenin 9 Mart’ta Mızraklı hakkında karar verdiğini, 10 Mart’ta ise gerekçeli kararı UYAP sistemine yüklediğini belirterek, bunun aslında yargılama yapılmadan karar verildiğini gösterdiğini söyledi.
Tutukluğun devamı istemi
Mütalaasını mahkemeye sunan iddia makamı, Yargıtay ilamına uyulmasını, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini isteyerek, Mızraklı’nın tutukluluğunun devamı yönünde karar verilmesini talep etti.
Tahliye talebi
Yargıtay’ın bozma kararında Hicran Berna Ayverdi’nin beyanlarına girmediğine işaret eden Avukat Mehmet Emin Aktar, Ayverdi’nin tanıklığını “korsan” tanıklık olarak nitelendirdi. Ayverdi’nin beyanı alınırken bir avukat huzurunda alındığını, ancak hukuken tanık dinlenmede avukatın gerekmediğine işaret ederek, bunun ifadeyi alan jandarmanın sonradan eksiklik bulunmasın diye yaptığı acemilik olduğuna dikkati çekti. Aktar, Ayverdi’nin gözaltına alındığı 2016’da müvekkili hakkında hiçbir bir beyanı bulunmadığına işaret ederek, Ayverdi’nin ifadesinde imzası bulunanların bilgisayardan sicil numarasının yazıldığını, ancak daha sonra bunu kabul eden bir savcı bulunarak savcının ıslak imzası eklendiğini kaydetti.
Aktar, kuvvetli suç şüphesi olarak gösterilen tanığın ifadesinin çökmesiyle tutuklamaya gerekçe gösterilen kuvvetli suç şüphesinin varlığından bahsedilemeyeceğini belirterek, müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Dosyaya bakan savcının dosyadan haberdar olmadığını gözaltı işlemleri sırasında gördüklerini ifade eden Erdoğan, Ayverdi’nin beyanlarındaki çelişkilere işaret ederek mahkemenin buna itibar ettiğinin altını çizerek, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Tahliye talebine red
Savunmaların ardından mahkeme, Mızraklı’nın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 12 Haziran’a erteledi.
HABER MERKEZİ