Her gün en üst perdeden yapılan tehditlere karşı kenetlenen Minbic halkları, “Minbic Suriye’nin parçasıdır. Bizi savunan, yöneten meclislerimize inanıyoruz. Buradayız korkmuyoruz” mesajı veriyor.
Nazım Daştan / MA
Suriye iç savaşında sırasıyla ÖSO, IŞİD ve Minbic Halk Meclisi’nin yönetimine geçen Minbic, “Fırat’ın batısı” olarak Türkiye’nin Halep ve Fırat Nehri kıyıları emellerini tehdit etmeye devam ediyor. Haleb’e yakınlığı ve geçiş yolu olması itibarı ile kentin etrafında uluslararası ve bölgesel birçok güç konumlanıyor. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) dolaştığı kentte, Türkiye ÖSO’nun tehditlerine maruz kalan halk, olası saldırılara karşı seferber olmuş durumda. Kentin savunmasını sağlayan Minbic Askeri Meclisi’nden, idaresini yürüten kent meclisine kadar herkes kent için alarmda. Sınırlarındaki askeri gerginlik ise devam ediyor.
Atargatis’in kenti Minbic
Tarihi bir kent olan Minbic, Kuzey Suriye’nin en büyük tanrıçası Atargatis’in kenti olarak biliniyor. 5 bin yıla uzanan tarihinde Roma, Sasani, Memlük, Makedon, Abbasi, Fatimi, Eyyübi, Moğol, Osmanlı ve Fransızlar tarafından işgal edilse de, çok kültürlülüğünü bugüne kadar koruyabilmiş. Kentte; Ermeni, Türkmen, Çerkez, Çeçen, Arap ve Kürtler birlikte yaşıyor. Nüfusu yaklaşık 500 bin olan kent, Suriye iç savaşında önce ÖSO daha sonra ise IŞİD tarafından işgal edildi. Halkın çağrıları üzerine Minbic Askeri Meclisi, 1 Haziran 2016’da kenti özgürleştirme operasyonu başlattı. 15 Ağustos 2016’da IŞİD kentten tamamen çıkarıldı.
Stratejik önemi
Fırat Nehri üzerinde stratejik bir konumda olan kent, Suriye iç savaşı içinde de önemli bir yere sahip. Afrîn, Şehba, Haleb, Rakka, Kobanê, Tabqa, Cerablus ve Bab gibi kentlerin yollarının da kesiştiği kent; Türkiye sınırına yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta. Türkiye destekli “Fırat Kalkanı” olarak adlandırılan gruplar ise kentin 20 kilometre uzağında.
Kurtarıldıktan sonra birlikte yaşamın örüldüğü kentte, bütün halkların yer aldığı Minbic Sivil Meclisi kuruldu. Mecliste çoğunluk olarak Araplar ve Kürtler yer alırken, diğer halklar da nüfus dağılımına göre temsiliyet bulmuş. Özgürleştirilmesi üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen, Minbic o günden bu güne hep Türkiye’nin tehditlerine maruz kaldı.
Savur sınırı
Minbic Askeri Meclisi ve “Fırat Kalkanı” grupları arasındaki sınır, Sacur Suyu olarak belirlenmiş. Bu hat üzerinde bulunan Ondadat, Erep Hesen, Meskenli gibi köyler sıfır noktasında. Ondadat köyünde açılan kapı ile sivillerin hem Minbic’e hem de Cerablus’a geçişleri sağlanıyor. Türkiye, son günlerde ÖSO gruplarını bu hatta toplayarak, kente yönelik operasyonların başladığı haberlerini geçiyor. Bölgeye operasyon için Rusya ve ABD ile görüşmelerine devam eden Türkiye, bu güne kadar olumlu bir sonuç elde edemedi.
Öte taraftan her iki güç arasındaki Sacur hattında güçleri bulunan uluslararası koalisyon güçleri ise yer yer devriye atmaya devam ediyor. Bu devriyeleri zaman zaman kent içerisine de taşıyan koalisyon güçlerine bağlı uçaklar da havalanıyor. Son günlerde eskiye nazaran bu uçuşlar artmış durumda.
Arima sınırı
Kentin batısında ise farklı bir durum var. Burada Bab’a bağlı Arima kasabasından Ulaşlı ve Boğazlı köylerine kadar Minbic Askeri Meclisi ile Suriye rejim güçleri sınırın korunmasında ortak bir şekilde hareket ediyor. Aynı zamanda Rus güçlerinin de bulunduğu bölgede, Cephet El Ekrad, Suriye rejimi ve Rusya’nın bayrağı dalgalanıyor.
Minbic halkı alanlarda
Minbic halkı da Kobanê ve Serêkanîyê’de yapılan canlı kalkan eylemine Ereb Hesen köyünde başladı. İdlib’in gündeme gelmemesi için Minbic etrafı sıcak tutulmaya çalışılırken, yer yer Meskenli ve Ereb Hesen köylerine gruplar tarafından taciz atışları gerçekleştiriliyor. Birçok yerde Minbic Askeri Meclisi mevzilerini güçlendirirken, Türkiye medyasının yansıttığı “operasyon başladı” haberlerinin ise sahada bir karşılığı yok.
Kentte örgütlenme çalışmaları sürüyor
Bu tür saldırı girişimlerine karşı kent merkezinde ise sivil meclis kolları sıvamış. Kent içinde bir telaştan çok günlük yaşamın renkli ve hızlı bir şekilde devam ettiği görülürken, bunun yanında mahalle mahalle, cadde cadde ve sokak sokak halkın örgütlendirilmesi sağlanıyor. Yeni yılın heyecanı kent sokaklarında hissedilirken, bu durum en çok kentin Kapalı Çarşısı ve etrafında görülüyor. Aynı zamanda kentin korunması noktasında da duyarlı bir şekilde yaklaşılıyor. Yine kent içinde güvenlik üst seviyeye çıkarılırken, asayiş ve iç güvenlik güçleri kentin çeşitli yerlerinde güvenlik noktaları kurmuş. Geceleri kimlik kontrolleri sıklaştırılırken, olası saldırılara karşı halk da güvenlik güçleri ile birlikte hareket ediyor.
Minbic Meclisi: Halk daha fazla kenetlendi
Minbic Sivil Meclisi seferber olmuş ve kentin her tarafında halkın olası durumlara karşı nasıl hareket edeceğine dair çalışmalar yürütüyor. Neredeyse günlük olarak toplantılar alan meclisin Arap olan Eşbaşkanı Nura El Hemed, kentlerinin IŞİD’ten kurtarıldıktan beri tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını söyledi. Hummalı bir çalışma içinde olduklarını da belirten Hemed, Türkiye’nin kendilerine dönük tehditlerinin yeni olmadığını aktardı. Son tehditlerin kendilerini zayıflatmadığını belirten Hemed, “Bu tehditlere karşı halk daha fazla birbiriyle kenetlendi. Biz askeri ile halkı ile Türkiye’nin bize karşı yaptıklarına karşı duruyoruz. Minbic halkı iradeli ve güçlü bir yapıya sahip. Her gün gelişen siyasi ve askeri atmosfere göre halklarımız ile toplantılar alıyoruz. Görüş alış verişinde bulunarak, kendimizi sürece hazırlıyoruz” dedi.
‘Sorunu Suriyeliler çözebilir’
Suriye rejiminin kentlerinin sınırlarında Minbic Askeri Meclisi ile birlikte hareket ettiğine değinen Hemed, şöyle devam etti: “İki gücün birlikte hareket ettiği alan sınırlardır. Kent merkezine dönük bir şey yok. Kent kontrolümüzde ve biz yönetiyoruz. Minbic, Suriye’nin bir parçasıdır. Suriye devleti onun savunmasını da yapmalı. Biz bu konuda Suriyelilerin birbiriyle müzakere edip, sonuca giderek anlaşabileceğinden yanayız. Dış güçlerin müdahalesi ile değil. Bu şekilde Suriye halkı bir çözüme gidebilir.”
Hummalı bir kalabalığa sahip olan Kapalı Çarşı esnaflarından olan Mistefa Hido ise, askeri ve sivil meclise inandıklarını belirtti. Bu tehditlerin ve saldırıların kendilerini yıldırmadığını ifade eden Hido, “Bakın caddelere ve sokaklara insanlar korkmuş mudur? Yaşam tıkanmadı. Bizi savunan insanlara inanıyoruz. Minbic korkmadı bunu bilsinler” diye konuştu.