Tarım bir kültürdür. Binlerce yıldır ekolojinin parçası olan insanlar tarım kültürünü var ettiler. Uygulanan serbest piyasa politikalarıyla bu kültür tahrip edildi. Üreticiler ve tüketiciler gıda egemenliğini yitirdi, şirketler kontrolü ele aldı. Ekolojik yıkım yaşatılıyor. Yeni bir seçim arifesindeyiz, partilerin Tarım Bildirgelerini bu bağlamda ele alıyoruz. MHP ile devam ediyoruz.
MHP, tarımın serbest piyasaya açılmasının en önemli aktörlerinden birisiydi. Bilindiği üzere 57. Koalisyon Hükümeti’nin (DSP-MHP-ANAP) ortağıydı. Bu koalisyon hükümeti döneminde şeker, tütün ve tarım satış kooperatifleri birlikleri ile ilgili yasalar değiştirildi. Tütün Yasası değişikliğinin ardından TEKEL içki ve sigara bölümleri ayrı ayrı özelleştirildi; çok uluslu sigara şirketlerinin kontrolüne geçti. Tütün üreticisi çiftçiler tütün üretemez duruma sürüklendi. Üzüm üreticileri ciddi derecede zarar gördü.
Tarım Satış Kooperatifleri Birliği yasası değiştirilerek kooperatiflerin entegre tesisleri ve tanzim satış mağazaları anonim şirketlere dönüştürülerek işlevsizleştirildi. Çiftçilerin üretimden pazarlamaya zinciri kırıldı. Tarım ve gıdayı büyük tarım ve gıda tekelleri (şirketleri) kontrol eder duruma geldi.
Şeker kanununu sonrasında Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye bağlı fabrikalar özelleştirilmeye başlandı. Seçim kararının ardından 14 şeker fabrikası özelleştirildi. Her şeker fabrikasının özelleştirilmesinde o fabrikanın kapasitesi oranında çiftçi şekerpancarı üretemez, besici yem olanağını kaybetti. Şeker piyasasında NBŞ sektörüne pazarlama alanı açıldı. İnsan sağlığı ve ekoloji risk altına girdi.
Görüldüğü üzere üretici ve tüketici lehine piyasayı düzenleyen bu üç kuruluşun ortadan kaldırılmasının altında MHP’nin de imzası var.
Bu seçimlerde tarıma yönelik bildirgelerinin içeriği şöyle:
* Tarım sanayi entegrasyonunun sağlanacağı tarım kentleri kurulmalı. Tohum, fide, fidanda dışa bağımlılığı önlenmeli.
* Tarım ürünleri piyasasında denetim etkinleştirilmeli.
* Tarımsal üretimde ihracatçılığa odaklanılmalı.
* Tarım sektörü, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek düzeye getirilmeli.
* Hububat, tütün, et, şeker ve süt piyasalarında denetim etkinleştirilmeli, gıda güvenliği çağdaş normlara ulaştırılmalı.
* Yüksek verim ve kalitede tohum, fide ve fidan üretimi desteklenerek dışa bağımlılığa son verilmeli.
* Tarımsal üreticilerin en kısa zincir ile pazara ulaşımı sağlanmalı.
* Vadeli işlem borsaları etkinleştirilerek, ürün borsaları geliştirilmeli, lisanslı depo kullanımı yaygınlaştırılmalı.
* Stratejik öneme sahip buğday, mısır, pamuk, soya, ayçiçeği, fındık, üzüm, incir, kayısı, zeytin, yer fıstığı ve enerji bitkileri gibi ürünler için özel destekleme programları ve fiyat garanti sistemi getirilmeli.
* Vaatlerini elbette tek tek ele almayacağım. Bana ayrılan yer buna yeterli olmaz, ayrıca yararının olacağı kanaatinde de değilim. Çünkü bir kere bazı vaatleri hala serbest piyasa yanlısı. Ayrıca serbest piyasanın oluşmasına yönelik koalisyon ortaklığı döneminde koyduğu katkıdan pişmanlık belirten bir tek sözü bildirgelerinde yer almıyor. Yani tarıma dair koalisyon dönemindeki tarımı serbest piyasaya taşıyan uygulamalarına dair herhangi özeleştiri yok. Vaatleri tarımın şirketleşmesine koalisyon döneminde konulan katkının bugünkü versiyonu. Başka bir deyişle, tarımın şirketleşmesi, çiftçiliğin ortadan kaldırılması için kalınan yerden devam vaatleri içeriyor MHP’nin vaatleri. Takdir siz çiftçilerin.