Kenan Kırkaya
AKP ve MHP ortaklığıyla şekillenen Cumhur İttifakı irtifa kaybettikçe toplumsal dinamiklerle oynamaya başladı. Kürdistan gibi tarihi bir hakikati dillendirenlerin karşısına “gerekirse şehit oluruz” diyerek iç savaş tehdidinde bulunanlar büyük tehlikeler barındıran yeni çılgınlıkların işaretini veriyor.
Bütün bunların nedeni ülkeyi ateşe atmak pahasına da olsa elde ettikleri imtiyazları sürdürmektir. İktidar ittifakı çoklu bir çıkar ortaklığı olduğuna göre, hem onu oluşturan partilerde hem de ittifakın kendi içinde bin bir türlü hesap var. AKP kaybettiği meşruiyetinin ve taban desteğinin hesabını yaparken ve bunun için savaş siyasetini yeniden gündeme alırken, MHP iktidar alanlarına daha fazla nüfuz etmeye ve kendisine göre şekillendirmeye çalışıyor. İktidarı kaybetmemek, bugüne kadar yapılanların hesabını vermemek bu iki partiyi bir arada tutan birleştirici güçtür.
Yargıya, orduya, eğitime, ekonomiye kimin hükmedeceği konusu ise iki parti arasında aslı çözülmeyecek çelişki olarak varlığını sürdürüyor. Şimdiye kadar büyük ortak küçük ortağın bir dediğini iki etmedi, ne istedilerse verdi. Tıpkı daha önce cemaatle kurduğu ilişki gibi. Fakat iktidar doğası gereği doyumsuzdur, her istenileni vererek bu doyumsuzluk doyurulamaz; aksine daha vahşi bir açlık hissine neden olur.
Bu yüzden iktidar ortaklarının muhalefete yönelik yaptığı her tehdit paydaş partiye yönelik mesajlarla doludur. HDP üzerinden diğer muhalefet partilerini hedef alan MHP, aynı zamanda ortağına ayar veriyor. Bahçeli 2023 yılına kadar Anadolu turuna çıkacaklarını, çalmadık kapı bırakmayacaklarını açıkladı. Sadece bugünüyle sınırlı değil, tarihi ve üstlendiği rol nedeniyle bu ülkenin yüzde 80’inden fazlasının kapısı MHP’ye karşı açılmayacak üzere kapalıdır. O halde MHP’nin gideceği ve çalacağı kapılar bellidir, o da AKP’lilerin kapısıdır.
Aslında MHP, seçmeni ikna turlarına çıkmıyor; iktidarı kurtaramayacağının farkında. Geriye tek seçenek kalıyor, o da zaten dil ve söylem olarak MHP’nin etki alanına girmiş olan milliyetçilik konusunda MHP ile yarış halinde olan AKP tabanını örgütleme seçeneğidir. MHP, 2023 ya da öncesinde yapılacak bir erken seçimde iktidar kaybedildikten sonra AKP diye bir partinin kalmayacağını hesaplıyor. İktidar ortaklığı MHP’ye büyük olanaklar ve imkanlar sundu, ancak toplumsal desteğini ve gücünü zayıflattı.
Bütün anketler MHP’yi baraj altı gösteriyor. MHP’nin bu hamlesi AKP sonrasına hazırlıktır, kaybettiği toplumsal desteği AKP’nin tabanını örgütleyerek aşma çabasıdır. Günün sonunda MHP-AKP ittifakının akıbeti, AKP-Cemaat ortaklığının akıbetinden farksız olmayacak. Temel sorun bu kez kimin kimi yutacağı, kimin kimi tasfiye edeceği meselesidir.
Bahçeli tutum belirlerken, söz kurarken, iktidar adayı muhalefet partilerini muhatap alıyor, şimdiden oluşacak yeni iktidara karşı ana muhalefet partisi rolüne soyunuyor. İktidarı da muhalefeti de Kürt sorununa yönelik yaklaşımın belirleyeceğinin farkında. Daha önceki bütün seçimlerde olduğu gibi çözümü savunan parti, iktidarın en güçlü adayı olacak. MHP çözümsüzlük siyasetiyle yeni iktidar bloğunun karşısında varlığını sürdürmeyi amaçlıyor.