Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde Silvan Barajı’nın yapımına karşı Gelîyê Godernê girişinde yapılan açıklamada, Gelîyê Godernê ekokırımın suç mahalidir, sahipsiz bırakmayacağız’ denildi
Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde, ekolojistler Silvan Barajı’nın yapımına karşı Gelîyê Godernê’ye gitmek istedi. Yapılmak istenen açıklama “operasyon bölgesi” gerekçesiyle izin verilmedi. Kitle bunun üzerine, Gelîyê Godernê girişinde açıklama yaptı. Açıklamaya, Ekoloji Derneği, Polen Ekoloji, Mardin Ekoloji Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Melis Tantan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Farqîn belediye eşbaşkan adayları, Amed Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması ve çok sayıda kişi katıldı.
Ayrıca ekolojistler, alana Kürtçe ve Türkçe “Ekokırım suç mahali” yazılı güvenlik şeridini de çekti. Açıklamada konuşan Amed Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Serhat Kılıç, “Bugün Godernê’de Taş Köprü’de açıklama yapmak istedik. Yapmak istediğimiz açıklama güvenlik güçleri tarafından bu noktada engellendi. Biz biliyoruz ki burada yanı başımızda akan bu nehir binlerce yıldır tüm insanlığın, börtü böceğin tüm canlıların yurdu ve yaşam alanıdır. Bugün yapılmak istenen barajla tüm yaşam alanı sular atlında bırakılmak isteniyor. Burada sadece bir yaşam değil aynı zamanda çok derin bir tarih de yanı başımızda yapılacak barajla beraber tarih de yok edilmek isteniyor” dedi.
‘Doğamıza, kültürümüze ve tarihimize sahip çıkalım’
Sonrasında söz alan DEM Parti Ekoloji Komisyonu Eş Sözcüsü Melis Tantan, “Bugün Gelîyê Godernê’deyiz. Burası hem bizim tarihi hem kültürel hem doğal mirasımızın olduğu bir yer. Milattan önce on bin yıldır gelen bir miras. Sadece Kürtlerin değil, Ermeni, Süryanilerin bugüne kadar yaşatmaya çalıştığı bir miras. Kurdistan coğrafyası dört parça Mezopotamya’da yıllardır barajlarla, operasyonlarla insansızlaştırma, doğayı yok etme politikalarıyla yok edilmeye çalışılıyor. Halklarımız burada yaşamını, köylerini, doğasını korumak için mücadeleye devam ediyor. Doğanın yok edilmesini içeren bir ekokırım yıllardır burada tüm nesillerin hayatına kastedecek şekilde sürdürülüyor. 50 tane köy yok edilecek ve burada insan kırımı yaşatılacak” diye konuştu.
Gelîyê Godernê’de yaşayanlara karşı çağrı yapan Tantan, “Doğamıza, kültürümüze ve tarihimize sahip çıkalım. Dün İliç’in katliamında imzası olanlara yarın Godernê’yi bırakmayacağız” dedi.
Sonrasında açıklama metnini Mezopotamya Ekoloji Hareketi’nden Gökhan Saran okudu. Saran, “Bugün burada, ilk toplumsallaşmanın yaşandığı, tarımın ve dolayısıyla yerleşik yaşamın merkezi konumundaki Mezopotamya havzasının eşsiz biyoçeşitliliği ile destanlara ve mitolojilere konu olan binlerce yıllık tarihsel ve kültürel mirası olan Gelîyê Godernê’de büyük bir ekokırım suçu işlenmektedir” dedi.
‘Doğamız delik deşik ediliyor’
Yüz yıllık imha, inkâr siyasetinin artık başka bir boyutu taşındığına işaret eden Saran, “Başta Amed olmak üzere tüm Kürdistan’da dağlarımız, yaylalarımız petrol ve maden arama şirketleri tarafından delik deşik edilirken vadilerimiz ise HES’ler ve barajlarla sulara gömülmektedir. Dere ve nehirlerin barajlara hapsedilmesi ile en temel yaşamsal varlık olan su gasp edilirken özel savaş yöntemi olarak yürütülen siyasi, kültürel ve fiziki soykırımın devamı olarak Kürdün doğasını da yaşanmaz hale getirilmektedir. Toplamda 16 güvenlik barajı ile Dicle ve Fırat havzası, suları, havası, toprakları, canlı ve cansız tüm varlıkların sulara gömülmesi, toplumsal yapının dağılması ve neticede yaşamın tasfiye edilmesi planlanmıştır. Tıpkı Ilısu barajında Hasankeyf sular altında kalırken şahit olduğumuz gibi şimdi de Silvan Barajı ile birlikte halk yerinden, bununla birlikte kültüründen, dilinden, tarihinden ve toplumsallığından koparılmaya çalışılmaktadır” diye konuştu.
Doğamızı savunmaya devam edeceğiz
“Gelîyê Godernê’de oluşacak olan ekolojik ve toplumsal kırımdır” diyen Saran,“Gelîyê Godernê ekolojik kırımın suç mahalidir.! merkezi iktidar ve onun uzantısı kurum ile şirketler de yaşanan ekolojik kırım suçunun faili olarak tarihteki karanlık yerini alacaktır! “Bu toplumun doğa ile uyumlu barışık ve dayanışmacı karakteri ile yaşama iradesi sergileyen tüm yurttaşlar olarak bizler; doğamızı, tarihimizi, kültürümüzü savunmaya devam edeceğiz. Nehirlerimizi, vadilerimizi ve tüm yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz! Hep birlikte bu yıkıma dur diyeceğiz! Dicle özgür aksın, Godernê Hasankeyf olmasın!” ifadelerini kullandı.
Açıklama oturma eylemi ile son buldu.
HABER MERKEZİ