Yayın hayatına 20 Eylül 2017’de başlayan Mezopotamya Ajansı 5’inci yaşını kutluyor. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce yayın yapan ajans, 5’inci yıl dönümü nedeniyle şu mesajı paylaştı:
“33 yıldır özgür basın, sayısı 50’yi geçen gazete, radyo, haber ajansları, dergilerle egemenlerin karşısında halkın sesi, sözü, gözü olabilme adına iğneyle kuyu kazar gibi hakikati ortaya çıkardı, çıkarıyor. Bizler de aynı isimlerle çıkan gazete, yayın yapan ajans, her gün halkla buluşan radyolarda çalışmak isterdik, ancak olmadı. İktidarda kimin olduğu fark etmedi; onlar kapattı, bombaladı, biz yenilerini yeni isimlerle kurduk, aynı ruhla hakikati yazdık. Vardık, varız ve var olacağımızı her gün el koydukları gazetelerimizin manşetlerine yazdık. İktidarlar geldi geçti, dönemine göre sertleşti, yumuşadı ama biz hakikati savunmaktan geri durmadık.
4 Nisan 2002’de “Gerçeklerden asla taviz verilmez” sloganı ile başlayan ve 14 yılda, Türkiye’deki basın algısına radikal bir müdahalede bulunan, bir markaya dönüşen Dicle Haber Ajansı (DİHA), AKP hükümetinin Kanun Hükmündeki Kararnamesi (KHK) ile 30 Ekim 2016’da kapatıldı.
Çok değil 14 gün sonra, 14 Kasım 2016 tarihinde Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) karanlığına karşı “Gerçekler karanlıkta kalmayacak” şiarıyla dihaber yayın hayatına başladı. dihaber de tıpkı DİHA gibi yine gecenin en karanlık saatinde 25 Ağustos 2017 tarihinde yayınlanan 693 sayılı KHK ile kapatıldı. OHAL ve KHK’lerle ayakta durmaya çalışan iktidar, dihaber’in hakikati ortaya çıkarma çabasına da ancak 9 buçuk ay dayanabildi. Ancak iktidar kapatmaktan, özgür basın geleneğinden gelen gazeteciler de hakikat ve doğru haberi halka ulaştırmaktan yılmadı, yorulmadı.
Halkları habersiz bırakmak istemeyen biz gazeteciler çok geçmeden bir araya geldik ve 20 Eylül 2017 günü “yine ve yeniden biz” dercesine “Adliye çalışanlarının fişlendiği belge dosyada unutuldu” haberimizle Mezopotamya Ajansı’nı (MA) sizlerle buluşturduk. Toplumun tamamen karanlığa gömülmek istendiği bir dönemde, biz özgür basın geleneğinin takipçileri, söndürülmek istenen çıranın közüyle yeni bir çıra yaktık, karanlığa teslim olmak istemeyen halklarla birlikte bu çıranın ışığını dalga dalga yaymaya çalıştık.
4 yılımızı tamamladık ve 5’inci yılımıza merhaba dediğimiz bugün, bizleri karanlığa teslim etmek isteyen iktidarın yayına başladığımız gün kadar güçlü ve muktedir olmadığını görüyoruz. Biz ise 5 yılımıza 33 yılın deneyimini de katarak daha da güçlüyüz. Çünkü biz ne olursa olsun ışığın karanlığa galebe çalacağını bildiği için gözünü budaktan sakınmayan gazetecilerin yoldaşlarıyız: Gurbetellilerin, Apê Musaların, Hrantların, Ferhatların, Orhanların, Safyettinlerin, Cengizlerin, Metinlerin, Nujiyan, Deniz, Agirî, Rizgar ve Mazlumların…
Yayına başladığımız günden bu yana 34 defa internet sitemize erişim engeli getirildi. İktidarın talebi üzerine onaylı facebook sayfalarımız kapatıldı, sosyal medya mecralarındaki hesaplarımıza kısıtlamalar getirildi, muhabirlerimizin kameralarına el konuldu, fotoğraf makinaları kırıldı. Onlarca muhabirimiz gözaltına alındı, tutuklandı, tehdit edildi, hakarete uğradı ve haklarında süren davalara her gün yenileri eklendi. Ama Mezopotamya Ajansı tek bir adım dahi geri atmadı. Sadece ülke çapında değil, dünya çapında da ses getiren haberlere imza atmaya devam etti.
Postayla gönderilen cenazeleri, mezarlıktan çıkarılıp üst üste kaldırıma gömülen kemikleri, ilkokullarda Kürt çocuklarının kendi aralarında Kürtçe konuşmalarının yasaklanmasını, Suriyeliler için kurulan çadır kentlerdeki fuhuş organizasyonlarını, AKP iktidarının gücünü arkasına alan AKP’li milletvekili İbrahim Halil Yıldız ailesinin Şenyaşar ailesine yaptıklarını, Suruç, Ankara katliamları ve Türkiyeli 2 askerin yakılmasını anlatan DAİŞ emirinin ifadelerini, Kürt oldukları için gittikleri batı illerinde saldırıya uğrayan, linç edilen, öldürülen Kürt aileleri, işçileri, polislerin kaçak diye el koydukları pahalı telefonları eşlerine hediye etmelerini, HDP’li belediyelere atanan kayyımların rüşvet çarklarını ve yolsuzluklarını, helikopterden atılan köylüleri, cezaevlerinde intihar süsü verilmiş şüpheli tutsak ölümlerini, göç yollarında kaybedilen, nehirlere atılan mültecileri, askerlerin işkenceli köy baskınlarını, Şırnak’taki orman kıyımını, zırhlı araç cinayetlerini, failin polis ya da asker olduğu davalardaki cezasızlık politikasını, DEDAŞ’ın elektrik zulmünü, emekleri sömürülen işçileri ve iş cinayetlerini, kadın katliamlarını, adliye sarayında kutu içerisinde çocuğunun kemiklerini teslim alan babayı ve daha nice gündem yaratan sayısız haberi, kamuoyu Mezopotamya Ajansı’ndan öğrendi.
Kürtçe, Türkçe, İngilizce yayın yapan Mezopotamya Ajansı özgür basın hikayesini yazmaya devam ediyor. Bize yalnız olmadığımızı hissettirdiğiniz için siz değerli takipçilerimize teşekkür ediyoruz.”
Mezopotamya Ajansı (MA)