Yeniköy Mezarlığı’nda bulunan kan tüplerine dair yapılan suç duyurusuna ilişkin iki yıl sonra ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar verildi. ÖHD, sorumlular hakkında dava açılması için karara itiraz etti
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Yeniköy Mezarlığı’nın kimsesizler bölümünde 2021 yılının Mayıs ayında toprağa gömülü 100’e yakın dolu kan tüpü bulunmasına dair Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları tarafından yapılan suç duyurusuna “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verildi.
ÖHD, 13 Mayıs 2021 tarihinde “kişisel verilerin korunmaması”, “kan tüplerinin usule uygun imha edilmemesi” ve “zehirli madde” gerekçeleriyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunda bulundu. Başlatılan soruşturmaya ilişkin karar, 2 yıl 6 ay sonra 24 Kasım’da tebliğ edildi.
JİNNEWS’te yer alan habere göre, savcılık tarafından verilen “kovuşturmaya yer olmadığına” dair kararın gerekçesinde, kan tüplerinin bulunduğu çevrede yapılan adli araştırma neticesinde suç unsurunun tespit edilmediği ileri sürüldü. Savcılık, kan tüplerinin yakılmak amacıyla imha edilmeye çalışıldığını, tüplerin üzerinde herhangi bir barkod ve ibarenin bulunmadığını kaydetti. Kararın gerekçesinin devamında şu ifadeler yer aldı: “Olayla ilgili beyanları alınan mezarlık bekçileri kan tüplerinin kimsesizler mezarlık kısmında olduğunu, tüplerin bulunduğu zaman diliminde mezarlıkta herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmadıklarını; tüpleri kimin ya da kimlerin bıraktıklarını görmediklerini beyan ettikleri… Olayda tespiti yapılamadığı tüplerin kime ait olduğu ve ne amaçla kullanıldığı yönünde herhangi bir tespitin yapılamadığı… Çevrenin kirletilmesine dair bir hususun tespitinin yapılamadığı, TCK 181 ve 182 kapsamında sorun teşkil edecek zarar vermeye elverişliliği ve zarar verme ihtimalinin söz konusu olmadığı.”
ÖHD’den itiraz
Karara karşı Diyarbakır Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulunan ÖHD, olayla ilgisi bulunan ve görevi kötüye kullanan kolluk, adli tıp, savcı ve savcılık çalışanlarının tespit edilerek haklarında dava açılmasını talep etti.
Usul ve yasaya aykırı olarak “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiğine dikkat çekilen dilekçede, “Olay yerinde bulunan kan tüpleri, hem tarafımızca hem kolluk tarafından yapılan tespitler suçun araştırılması ve bunu kovuşturmaya dönüştürmek için yeterli olmalıdır” denildi.
ÖHD, tarafından karara karşı yapılan itirazda, “Savcılıkça kan tüplerinin yakılmak suretiyle imha edilmeye çalışıldığı belirtilmiştir. Ancak bu hususun yanlış olduğu gerek tarafımızca yapılan gözlemlerde gerek de ilgili tüplere ilişkin fotoğraflarda tespit edilebilir. Zira tarafımızca söz konusu mevkide yaklaşık 50 metrekarelik bir alana dağılmış olan mavi, pembe, mor ve sarı kapaklı kan tüplerinin olduğu, bazı tüplerin başlığının bulunmadığı gözlemlenmiştir. Yine bazı tüplerin içinde kurumuş kanların, bazılarının içinde hala sıvı halinde ve ayrışmamış kanların olduğu, bazılarının içinin boş olduğu ve yine bir adet tüpte ise sarı bir sıvının olduğu tarafımızca tespit edilmiştir. Ancak yakılmaya çalışıldığına dair herhangi bir bulgu mevcut değildir.
2015-2016 yıllarına ait olduğu tespit edildi
ÖHD’de yine savcılığın barkod ve İbare bulunmadığı yönündeki tespitine karşılık, “Tarafımızca yandan inceleme yapılan tüpler üzerinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı, Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı ibareli yazıların olduğu, yine tüpler üzerinde Adli Tıp Kurumu numaraları ile Kimya numaralarının bulunduğu tespit edilmiştir” denildi. ÖHD, “Tüpler üzerindeki yazıların çoğunun deforme olduğu, buradan hareketle uzun zamandır toprak altında olduğu izlemini verdiğini söylemek mümkündür. Yine gerek adli tıp kurumuna ait numaraların gerekse kimya numaralarının 2015 ve 2016 yıllarına ait olduğu da tespit edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
ÖHD’nin tespit ettiği isimler
ÖHD’de ayrıca tüpler üzerinde isim soy isim, sadece isim ve yine sadece soy isim belirlenen toplamda 14 kişinin tespit edildiğini belirterek bazı tespit ettikleri bazı isimleri sıraladı. (Kan tüplerinin üzerinde, Ali Demir, Rıdvan Aksu, Arafat Ünal, Gurbet Ergün, Osman A., Gelu (Cem) Sozan, Yusuf İpeksat, Mehmet Zahit Ö., Seyithan Aydın, Kadir Demiryürek, Serdar Cengiz, Bilmez Koç, Çekdar A., Zülfü Eroğlu ve isimleri olmayan Ayran ve Aladağ soyisim)
ÖHD itirazında, “Yine 10 tüp üzerinde ATK’ye ait numaraların okunaklı olduğu… 8 tüp üzerinde ise kimya numarasının okunaklı olduğu tarafımızca gözlemlenmiştir. Yine söz konusu alanda 100’e yakın tüpün olduğu ancak herhangi bir deformasyona yol açmamak adına sadece gözle görülebilen tüpler üzerinde tespitler yapılmaya çalışılmıştır. Tüm bu tespitler söz konusu kan tüplerinin adli tahkikat delili olduğu ve mevzuat hükümlerine aykırı olarak imha edilmeden mezarlıkta bırakıldığını göstermektedir” denildi.
‘Savcılıkça derin bir adli tahkikat yürütülmedi’
ÖHD yaptığı itirazda TCK’nın 257 maddesini hatırlatarak, “Fiili işleyen ve bu silsilede yer alan kolluk, adli tip ve savcı/savcılık çalışanlarının tespit edilerek haklarında soruşturma başlatılması gerekirken şüphelilerin tespit edilememesi ve yukarıda ayrıntılarıyla bahsettiğimiz gerekçelerin sunulması soruşturmayı yürüten Savcılıkça etkili bir tahkikatın yürütülmediğini göstermektedir. Zira savcılıkça 2021 yılında soruşturma başlatılmış, yalnızca mezarlık bekçileri dinlenmiş, olaya dair tarafımızca talep edilen müzekkerelerin yazımı, kamera görüntülerinin tespit edilerek incelenmesi ve hukuka aykırı bu işlemi yapan kişiler tespit edilmemiştir. Bunun yanında savcılık 17 Ağustos 2022 tarihinde söz konusu bu kararı vermiş akabinde 24 Kasım 2023 tarihinde tarafımıza tebliğ etmiştir. Tek başına bu durum dahi savcılıkça derin bir adli tahkikat yürütülmediğini göstermektedir” diye belirtti.
Şüpheliler hakkında suç duyurusu
Dosyaya konu olaylar hakkında etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirten ÖHD, “Verilen kararın doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Şüpheliler tespit edilerek haklarında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması gerekirken, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır. Arz ve izah olunan sebepler ile itirazımızın kabulüyle, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 17/08/2022 tarih ve 2021/28090 soruşturma, 2022/20945 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına ve şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini vekâleten talep ederiz” dedi.
AMED