İçişleri Bakanlığı, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerini açıklanmadı
Şeyh Said Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması için 15 Şubat’ta kimi sivil toplum örgütleri ve Diyarbakır Barosu’nun hukuki desteği ile İçişleri Bakanlığı’na başvuruda bulundu. İçişleri Bakanlığı ise başvuruyu yanıtsız bıraktı. Bu durum üzerine Ankara 5’inci İdare Mahkemesi’ne “yürütmeyi durdurma” talebiyle dava açıldı. Şeyh Said’in torunu ve adına kurulan Derneğin Başkanı Kasım Fırat, Türkiye’nin Kürtlere tahammül edemediğini ve varlıklarını yok saydığını belirterek, Kürtlerin yas tutmasına bile izin verilmediğini söyledi.
Yas tutmanın insanlar için önemli bir ihtiyaç ve bir hak olduğunu dile getiren Fırat, “Tüm din ve inançlarda insanın yas tutma hakkı vardır. Fakat devlet buna bile müsaade etmiyor, korkuyor. Çünkü o mücadeleci kişiliklerden geriye bir eser kalmasını, onları hatırlatacak bir ruhun oluşmasını, ortaya çıkmasını istemiyorlar. Bu yüzden müsaade etmiyorlar. Yüz yıldır bu zihniyet değişmedi. Yüz yüze görüştüğümüzde dünün ve bugünün iktidar mensupları, diğer parti temsilcilerinin tümü bu konuda utanıyorlar. Bunun büyük bir günah ve kabahat olduğunu dile getiriyorlar. Dünyada böyle bir şeyin olmadığını söylüyorlar ama işin içine devletin anlayışı, sistemi girdiğinde yüz yıllık zihniyet kendisini devam ettirmiş oluyor” dedi.
‘Bu halkı sindiremezler’
Yaklaşık yüz yıldır yaslarını tutamadıklarının altını çizen Fırat, insanların ölülerinin yasını onurlu bir şekilde tutması gerektiğini söyledi. Direndiklerini ve direnmeye devam edeceklerini belirten Fırat, “Biz müracaatımızı yaptık talepte bulunduk. Benim ağabeyim Diyadin Fırat 2009-2011 arası talepte bulunmuştu, onu ret ettiler. Ben varisi olarak, Şeyh Said’in torunu olarak tekrar bir talepte bulundum. Resmi bir şekilde Şeyh Said ve dava arkadaşlarıyla beraber Seyid Rıza’nın da Melê Saidê Kûrdî’nin (Said-i Nursi) gibi benzer mezar yerleri açıklanmayan insanlar adına da ben bu talebi yaptım. Ve davamdan dönmeyeceğim. Mezarları verilmeyen herkesin mezarlarının verilmesi lazım. Çünkü bu bir insani görevdir. Dağlarda yüzbinlerce insan şehit olmuş, yerlerini bildikleri halde mezarlarını göstermiyorlar, vermiyorlar, kaybediyorlar, kutulara koyuyorlar bir şekilde ortadan kaldırılıyorlar. Fakat hiçbir sonuç elde edemezler, bu halkı sindiremezler” şeklinde konuştu.
Ömer Çelik / DİYARBAKIR-MA