Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, Türkiye’nin saldırılarında esas hedefinin Kürtlerin kendini yönetecek sistemi kurması olduğunu belirterek saldırıların amacına ulaşamayacağını kaydetti
Türkiye 10 Eylül’de bir kez daha Irak’ın Musul vilayeti sınırları içinde bulunan Mexmûr Mülteci Kampı’nı hedef aldı. Silahlı İnsansız Hava Aracıyla (SİHA) gerçekleştirilen saldırıda biri ağır toplam 3 kadın yaralandı. Saldırının Irak ve Birleşmiş Milletler (BM) heyetinin kampta kimlik tespiti gerçekleştirmek amacıyla ziyaret yaptığı sırada gerçekleşmesi dikkat çekti. Türkiye, 18 Temmuz 2019’dan bu yana kampa yönelik 13 hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda 10 kişi katledilirken, en az 12 kişi yaralandı. Mexmûr Mülteci Kampı Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, yaşanan saldırıları Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ömer Akın’a değerlendirdi.
‘Kürt halkını yok etmek istiyorlar’
Türkiye’nin Federe Kurdistan Bölgesi topraklarına dönük başlattığı topyekûn saldırılara dikkati çeken Budak, “Medya savunma alanları, Şengal, Rojava ve Mexmûr Kampı’na yönelik saldırılar da bununla bağlantılıdır. Süleymaniye’de ayrı ayrı gerçekleştirilen saldırılar da Mexmûr’a yönelik yapılan saldırılar da tek merkezden yapılıyor. Bu saldırılar, Kürt halkını yok etme konsepti çerçevesinde yapılıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye-KDP işbirliği
Türkiye’nin 2017’den bu yana Mexmur’a hava saldırısı gerçekleştirdiğini belirten Budak, “Bu saldırılarla kampta yaşayan yurttaşları korkutmak ve teslim almak istiyorlar. Silahlı saldırının yanında ambargo ve kampın etrafına çit çekilmesi, halkın koyunlarına ve diğer mallarına el koyma gibi çeşitli saldırıları da yapıyorlar. İnsanları açlıkla karşı karşıya bırakmak istiyorlar. Türkiye’nin, KDP’yle birlikte yaptığı bu saldırılara rağmen halk teslim olmadı ve mücadelesinden bir adım dahi geri atmadı” dedi.
‘Hedef demokratik ulus paradigması’
Mexmûr’un demokratik ulus paradigmasıyla halkçı sistemle yönetildiği için saldırı altında olduğunu belirten Budak, “2005’ten bu yana Mexmûr’da yaşayan halkı, komünlerle, meclislerle kendini yönetiyor. Ekonomik modeliyle kendi kendine yetecek bir sistem inşa etti. Türkiye’de bunu ortadan kaldırmak istiyor” diye belirtti.
Budak, “Bu kamp, Bakûr Kurdistan’ında 2 bin 500’ü aşkın köy yakıldıktan sonra inşa edildi. Köylerden zorla çıkarılan yurttaşların gelerek oluşturduğu bir yerdir. Türkiye, Kürt halkına ihaneti dayattı. Fakat halkımız bunları kabul etmediği için mülteci oldu ve buraya gelerek Mexmûr’u kurdu. Türkiye de halkı teslim almak için ‘ya halkına ihanet edeceksin ya da seni öldüreceğim’ dayatması yapıyor. Mexmûr halkı 30 yıldır tüm bunlara karşı direniyor. Ne kimliğini inkar ediyor ne de halkına ihanet ediyor. Her geçen gün mücadelesini büyütüyor. Kendi sistemini inşa etti. Dilini geliştiriyor. Ahlaki ve politik bir toplum yarattı” şeklinde konuştu.
BM ve Irak sessiz
Kampın Irak sınırları içinde Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde olduğunun altını çizen Budak, saldırılara karşı verilen tepkinin yetersizliğinin altını çizdi
Budak, Irak ve BM’nin yapması gerekenin Irak hava sahasını Türkiye’ye kapatması olduğunu belirtti.
‘Saldırıları kabul etmeyeceğiz’
Halkın saldırılara karşı tavrının net olduğunu ifade eden Budak, “Halkımız, 30 yıldır mücadele ediyor ve direniyor. Kampı dağıtmaya yönelik gerçekleştirilen bu saldırılar amacına ulaşamayacaktır. Kadınlar, çocuklar ve herkes tepkisini ortaya koyuyor. Son saldırıdan sonra kampta kitlesel bir yürüyüş gerçekleşti. Halkımız, teslimiyeti ve ihaneti asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Kamp olarak hiçbir saldırıya boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ