İstanbul’da 8 bekçinin avukat Mürsel Ünder’e uyguladığı işkencenin boyutu kameralarla ortaya çıktı. Türkiye Barolar Birliği: Hukuk devletinde kabul edilemez. Bu durum, idaresi hukukla sınırlanmayan polis devletine işaret eder.
İstanbul’da 8 bekçinin bir avukata uyguladığı işkencenin görüntüleri metrobüs kameralarından çıktı. Genel Bilgi Tarama (GBT) uygulaması için kimliğini isteyen bekçilere bunu yapmaya yetkilerinin olmadığını söyleyen Av. Mürsel Ünder darp edildi.
Av. Mürsel Ünder’in 8 bekçi tarafından işkence edilerek gözaltına alınması 17 Ocak 2022 günü Kadıköy Söğütlüçeşme metrobüs durağında oldu.
Av. Mürsel Ünder, metrobüse binmek üzereyken durakta GBT uygulaması yapan bekçiler kendisine kimlik sordu. Ünder’in bekçilere bunu yapmaya yetkilerinin olmadığını söylemesi üzerine aralarında tartışma çıktı. 8 bekçi, Ünder’i darp ederek ters kelepçe uygulanıp gözaltına aldı.
Mürsel Ünder’in 8 bekçi tarafından yere yatırılarak ters kelepçe takıldığını gösteren görüntüler, metrobüs güvenlik kameralarınca kaydedildi. Ünder, bekçilerden şikayetçi oldu.
Türkiye Barolar Birliği’nden tepki: Polis devletine işaret eder
Türkiye Barolar Birliği (TBB) bekçilerin, şartlar oluşmadığı halde Ünder’e yaptıkları uygulamanın yasaya aykırı olduğuna dikkat çekti. TBB açıklaması şöyle:
“Meslektaşımız Av. Mürsel Ünder, 17 Ocak 2022 tarihinde İstanbul’da toplu taşıma ile seyahat etmek üzere iken yasada aranan şartların hiçbirisi gerçekleşmediği halde bekçiler tarafından durdurularak GBT sorgulaması yapılmak istenmiştir. Bir avukat olarak, yapılan işlemin yasaya aykırı olduğunu belirtmesine rağmen meslektaşımıza ters kelepçe uygulanmış ve darp edilerek karakola götürülmüştür. Götürüldüğü karakolda hukuka, kanuna ve insan onuruna aykırı muamele görmeye devam eden meslektaşımız, kendisine hiçbir bilgi verilmeden uzun süre bekletildikten sonra serbest bırakılmıştır.
Bekçilere tanınan durdurma ve kimlik sorma yetkisinin koşulları, 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 7. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için bu maddede tahdit olarak sayılan unsurlarla birlikte makul bir şüphenin olması ve yetkinin keyfilik oluşturmayacak şekilde kullanılması gerekir. Toplu taşıma ile seyahat etmekten başka hiçbir eylemi bulunmayan birinin bekçiler tarafından keyfi şekilde durdurulması ve bu uygulamanın hukuksuz olduğunu ifade etmesi üzerine darp edilerek özgürlüğünden mahrum bırakılması, bir hukuk devletinde kabul edilemez.
Aksi düşünce, gündelik yaşamlarını sürdürmekten başka hiçbir şey yapmayan istisnasız her vatandaşın, seyahat özgürlüğü gibi en temel hak ve özgürlüklerinin ‘makul şüphe’ adı altında kolluğun gözetim ve kısıtlamasına tabii tutularak ihlal edilmesi anlamına gelir ki bu durum, idaresi hukukla sınırlanmayan polis devletine işaret eder.
Türkiye Barolar Birliği olarak, meslektaşlarımızın ve yurttaşlarımızın özgürlüklerini tehdit eden her türlü yasa dışı fiilin karşısında yer alacağımızı, yasada görev ve yetki tanımı yapılan bekçilerin bu yetkilerini aşarak hukuk dışı ve insan onuruna aykırı eylemlerde bulunma çabalarını kabul etmediğimizi, buna kesinlikle geçit vermeyeceğimizi, meslektaşımız özelinde yasal sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”
İSTANBUL