HÜSEYİN AYKOL/İÇERİDEN
Metin Kılıçaslan örgüt üyesi olma isnadıyla 5 Haziran 2015 günü tutuklandı. Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kılıçaslan, 24 Şubat 2016 günü tahliye edildi ve yargılaması tutuksuz olarak devam etti. Ancak 19 Mayıs 2016 günü mahkeme kendisine 7 yıl 6 ay hapis cezası verince, yeniden tutuklandı. Dosyası temyize gitti ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi, dosyayı bozdu, eksikliklerin giderilmesi için dosyayı Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderdi. Yerel mahkeme, sözü edilen eksiklikleri kendince giderdikten sonra, dosyayı yeniden Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Metin Kılıçaslan’ın dosyası, 2018 yılından bu yana Yargıtay’ın 16. Ceza Mahkemesi’nde duruyor ve hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor.
Bu arada, 7 yıl 6 ay hapis cezası alan ve ceza onaylansa bile İnfaz Yasası’na göre yatması gereken 5 yıl 7 ay 15 günlük süreyi cezaevinde iki aydır aşmış bulunan Metin Kılıçaslan, ne zaman tahliye olacak? Sadece Kılıçaslan değil, aynı zamanda aynı dosyada bulunan M. Şakir Dalkılıç, Emrullah Kezer, Süleyman Timurtaş, Vedat Elçiçek, Ahmet Koçak da mağdur durumdalar. Bu konuda, ilgili tüm kurumlara yazılmış dilekçelere cevap alamayan Metin Dalkılıç’ın sorununa çare bulunması için kamuoyuna çağrıda bulunuyorum.
* * *
İzmir-Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Bekir Şimşek, 4 Mayıs 2021 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Mart ayında hapishanede yaşadığımız sorunları İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazdık, idare hakkında suç duyurusunda bulunduk. Yasadışı, keyfi uygulamalar artıyor ve buna son verilmesi gerekir, dedik. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Ceza İnfaz Kurumları Savcısı 10 maddede özetlediğimiz suç duyurumuza cevap verdi. Hepsine ‘Kurum güvenliği gereğidir’ diyerek hapishane idaresinin yasadışı uygulamalarına ortak olduğunu gösterdi.
Burada bulunan Bekir Şimşek, Hacı Demir, Remzi Uçucu, Rıza Özçolak, Hakan İnci, Servet Göçmen, Şerif Turunç, Güven Usta’ya verilmiş disiplin cezaları uygulanmaya başladı, yeni gerekçelerle disiplin soruşturması başlatıldı. İtiraz edilen kimi disiplin cezalarına İzmir İnfaz Hakimliği ve İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nden onay geldi. Dahası aynı kişilerin SEGBİS ile değil yüz yüze yargılanma talepleri reddedildi ve savunmaları alınmadan haklarında karar verildi.”
* * *
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Yusuf Kenan Dinçer, gönderdiği 2 Mayıs 2021 tarihli mektubunda özetle şöyle diyor: “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almamış olmamıza rağmen 53 aydır tek kişilik hücrelerde yaşıyoruz. Kitap-yayın hakkımız gasp edilmiş durumda. Haftada 10 kişiyle 10 saat sohbet hakkımızı kullanamıyoruz. Tele 1 ve Halk TV’yi izlemek istiyoruz ama kabul edilmiyor. Sağlık sorunlarımız çözülmüyor, mesela diş tedavimiz yapılmıyor. Cezaevi kütüphanesinden yararlanmamız kısıtlandı.”
MEKTUBU GELENLER:
——————————–
Zeki Kayar – Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi
Metin Kılıçaslan – Bandırma 1 nolu T Tipi Cezaevi
Veysel Özçoban – Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Bekir Şimşek – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Osman Kılavuz – Tekirdağ 2 nolu F Tipi Cezaevi
Y. Kenan Dinçer – Van Yüksek Güvenlikli CİK
Hayrettin Yılmaz’ın ardından…
Cezaevlerindeki hasta mahpuslardan Hayrettin Yılmaz, 14 Mart 2021 günü, bulunduğu Afyon 1 nolu T Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitirmişti. Cezaevindeki arkadaşlarına yazdığı kimi mektuplardan, yaşamı hakkında biraz daha fazla bilgiye sahip olduk. Hikayesini kendisinden dinleyelim:
“Ben 2001 yılında Bayrampaşa Cezaevi’ndeydim. 2004 yılında Bursa Cezaevi’ne sürgün edildim. 2007 yılında tahliye oldum. Daha önce de 1995 yılında tutuklanıp, 1999 yılına kadar Gebze Cezaevi’nde kalmıştım. Şimdiye kadar yedi defadır cezaevine girmiş bulunuyorum. En son 2010 yılında tutuklandım. Kesintisiz 8 yıldır içerideyim. Cezam 2023 yılında bitiyor. Tabii o zamana kadar hayatta kalırsam. Yaş ilerledi, birçok hastalığım var. Zindan koşulları ağır geliyor artık. Bazen öyle daralıyorum ki, boğuluyor gibi oluyorum.
Ailem hakkında sizleri kısaca bilgilendireyim: Aile büyüğümüz olan abim vefat etti. Bir oğlum, altı kızım var. Eşim 2004 yılında tutuklandı. İki yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye oldu. Sonra cezası Yargıtay’da onaylanınca yeniden tutuklandı. O zaman Siirt’e misafirlik için abisine gitmişti. Abisinin evinden alınıp cezaevine götürüldü. Halen cezaevindedir. Oğlum annesini ziyarete gittiğinde tutuklandı ve o da Siirt Cezaevi’ne konuldu. O da halen cezaevindedir. Bir kızım da Şırnak Cezaevi’nde. Dışarıda kalan çocuklarım da tutuklanırsa, aile hiç olmazsa bir araya gelmiş olur (!) Şırnak ya da Siirt Cezaevi’ne sevk edilmek için çok dilekçe yazdım. Ancak hep onlardan uzaktaki cezaevlerinde kaldım. En son Afyonkarahisar 1 nolu T Tipi Cezaevi’ne getirilmiş bulunuyorum.”
Pek çok hastalığı olduğu ve şartlı tahliye zamanı geldiği halde tahliye edilmeyen ve bu yüzden içeride vefat eden Hayrettin Yılmaz’ın anısını arkadaşları hiç unutmayacaklar…