Irkçılık karşıtı bir savunma grubu olan Nefret değil UMUT (HOPE not hate) grubunun araştırmacıları tarafından yazılan “Uluslararası Alternatif Sağ- 21. Yüzyılın Faşizmi mi?” kitabı birkaç açıdan dikkate değer.
Dikkate değer olmasının öncelikli sebebi, bahsi geçen hareketin internette faaliyet gösteren bir hareket olması.
İkinci önemli sebep ise on yıllardır ortaya çıkan en önemli yeni aşırı sağ grup olmasıdır.
Belki işe ‘Uluslararası Alternatif Sağ’ın ne olduğunu tarif etmekle başlamak iyi olabilir.
“Bu hareket amorf, büyük ölçüde internet ortamında nefes alıp veren ve çok çeşitli blog, video blog, web sitesi ve podcast aracılığıyla yayılan, çok az sayıda çevrimdışı örgütü olan bir harekettir.” Yani Alternatif Sağ aşırı sağ görüşlü, küreselleşmeye karşı, geleneksel ve yerleşik muhafazakarlığa radikal bir ‘alternatif’ sunan bir gruplaşmadır. Mensuplarının eklektik ve birbirinden farklı yapısı ciddi anlaşmazlıklara yol açmakla birlikte hepsi bir dizi çekirdek inanç etrafında bir araya gelmiştir. Kendi “ırklarının” korunmasını öncelerler ve bunu da genellikle beyaz etnik temelli devletlerin kuruluşuyla sağlamayı öneriyorlar.
Dolayısıyla, ırk dünya görüşlerinin temelini oluşturuyor. Alternatif Sağ’ın önemli isimlerinden Richard Spencer’ın söylediği gibi: ‘Politik, kültürel, sporla ilişkili, hasılı neredeyse her şey ırka dayalıdır.’
Alternatif Sağ’ın farklılığı daha ziyade halihazırdaki politik ve toplumsal hareketlerin bir araya gelerek yeni ve farklı bir şey üretmiş olmasından ileri gelir. Bu hareket çekirdeğinde üç geniş grubu bir araya getirir: Avrupa Yeni Sağı ve Kimlikçi hareketi, Amerikan Alternatif Sağı ve Çevrimiçi Muhalif Gruplar. Bu hareketlerin her birinin kendi tarihi, özgün yapısı, grupları ve fikirleri vardır; bunlar bazı durumlarda Alternatif Sağ’dan bağımsız olarak hareket edebilir, ancak üç hareketin ortaklaşarak etkileşime girmesi Alternatif Sağ’ı oluşturuyor.
Burada bence önemli bir ayrım Alternatif Sağ’ın “aşırı sağ” ile aynı şey olmadığıdır.
Daha komplike bir durum ve yapılanma ile karşı karşıyayız.
Çünkü örgütsel yapısı olmayan garip bir örgütsel muhalefetten, “pek çok üyesinin, hatta en önde gelen üyelerinin dahi anonim olduğu bir internet ağından” bahsediyoruz.
Carl Schmitt’n dost-düşman teorisinin kırıntıları yoğunca bu faşizm içinde yer buluyor.
Alternatif Sağ’ın tek bir amacı, sembolü ve düşüncesi var: O da “Kimlik” olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda ırkçıdır, beyazdır, erkek eksenlidir ve uç denilebilecek bir kadın düşmanlığı fikrine sahiptir.
Net ortamında var olan ve karışık bir saldırı algoritmasına sahip olan bu alanın Trump ile birlikte en yoğun halini yaşadığını söylemeye gerek yok.
Alternatif Sağ’ı daha anlaşılır kılmak adına iki kavramdan da bahsetmek istiyorum.
Bunlardan biri “Neo-reaksiyoner” (NRx) terimidir.
Bu terim 21. yüzyılın ilk yirmi yılında şekillenmiş, büyük ölçüde çevrimiçi, aşırı sağ bir politik alt kültürü tasvir ediyor.
En öz tanımla ‘karanlık bir aydınlanma’ diyebileceğimiz bir ruh.
NRx taraftarları hem geçmişten hem de günümüzden çok geniş çaplı bir düşünürler grubuna hayranlık duyar. Önemli isimlerden biri 19. yüzyılda yaşamış İskoç filozof Thomas Carlyle’dır. Carlyle en çok “Büyük İnsan” isimli tarih teorisiyle bilinse de günümüzdeki NRx taraftarları için asıl demokrasiyi reddetmesi sebebiyle sevilir. “Bireysel cehaletin kolektif bilgeliğine inanmıyorum,” sözü meşhur olmuştur.
Kısa bir ek yapmakta fayda var, devletler genel olarak bu reaksiyonerliği besliyor, destekliyor.
İkincisi ise “Metapolitika”dır.
Nedir metapolitika?
Aslında en kestirmeden “kültürün işgali” denilebilir.
Fakat ilk bilinmesi gereken şey Alternatif Sağ’ı çağımızın başka aşırı sağ gruplarından ayıran en önemli şey hareketin bilinçli bir şekilde kendisini “metapolitik” aktivizme adamış olmasıdır.
Alternatif Sağ, metapolitik bir harekettir.
“Metapolitika siyasetin başka yollarla yapılması değildir. Entelektüel hegemonya tesis etmek, başka muhtemel tavırları veya gündemleri gözden düşürmek çabası da değildir.
Metapolitika uzun dönemli, derin bir siyasi dönüşümü tetiklemek için belirli fikirlerin ve kültürel değerlerin toplumsal anlamda yayılmasıdır. Metapolitika -illa belli bir partinin değil- küresel bir siyasi projeyi temsil eden ve o projeye ait olan ideolojik fikirleri yaymayı amaçlayan bir propaganda girişimidir.”
Charlie Farnsbarns’ın daha sade tanımı ile “Metapolitika, yani siyasi değişimi sağlamak için kültürümüzü değiştirme tekniği, Beyaz Milliyetçi hareketin ana stratejisidir…”
Farnsbarns, kültürü değiştirmek için onun bir parçası olmamız gerekir iddiasında.
Tüm bunların dışında 1960’ların Avrupa’sından A.Dugin Rusya’sına; internet üzeri dizilerden popüler youtuberlera kadar geniş bir skalada top koşturuyor bu grubun üyeleri. Film yorumlamaları üzerinden (Mesela; Yüzüklerin Efendisi ve Matrix) kendi propagandalarını müthiş derecede yapabilen bu ağ içindekiler, Türkiye’de de yoğunluk kazanmış durumda. Herkese ve her şeye fütursuzca saldıran, saf bir ırkçılıktan tutalım erkek eksenli kültürel tahayyüllerine sığınan kullanıcı sayıları ve bunların birbirine dolaylı/sız destekleri göze batacak derecede yaygın. Örneğin Twitch ortamı buna olanak veren en önemli yer.
Son on yıl içinde ortaya çıkan en önemli yeni aşırı sağ grup halini ifade eden Alternatif Sağ, hala eşitlik, demokrasi karşıtı düşmanca propagandasına, nefret yayma ve aşağılamaya devam ediyor sanal ortamda ve bununla taraftar bulup var oluyor.
Yeni faşizm mi değil mi tartışması devam ede dursun ben spektrumu buradan ama tam da bu tartışmanın kalbine değen bir başka tartışmaya, Jonathan Crary’ın “Yeryüzü Yakılıp Yıkılırken” eserinde tartışma yürüttüğü “7/24 kapitalizm” ve buna bağlı olarak “internet kompleksi” kavramlarına çevirmek istiyorum.
Crary’ın tezleri basit: Bir örgütlenme alanı olarak internet çuvalladı ve hiçbir zaman kapitalizm veya savaş karşıtı gündemleri büyütmekte ve sürdürmekte en ufak bir başarı sağlayamadı; ikincisi, sosyal medyanın yarattığı illüzyona bağlı olarak dijital çağ dünyamızı mahvediyor!
İkinci yazıda Crary’ın ‘Sosyal medyada devrimci özne yoktur’ önermesi üzerinden tartışmayı açmayı ve kitabını tartışmayı murat ediyorum.