MATUHAY-DER, İTO ve Görülmüştür İnisiyatifi temsilciler, tecride karşı açlık grevinde olan tutukların meşru taleplerinin karşılanması gerektiğini vurguladı
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin ve cezaevlerindeki hak ihlallerin son bulması için tutukluların 27 Kasım’da başlattıkları süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemleri 26. gününde farklı grupların katılımıyla sürüyor. Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER) Eşbaşkanı Hüsnü Taş, Görülmüştür İnisiyatifi kurucusu Adil Okay ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Mehmet Aslan’a açlık grevlerine ilişkin konuştu.
Birçok ailenin cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin kendilerine başvurduğunu belirten Taş, özellikle eylemle birlikte koğuşlarda aramaların artığını aktardı. Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde bulunan Muhummed Abay’ın ailesini arayarak, aramalar sırasında tutuklu İlhan Erdem, Yakup Şahin ve Nimet Enüçük’ün radyolarına el konulduğu bilgisini verdiğini belirten Taş, “Bizzat cezaevi kantinin tutuklulara parayla sattığı radyoları suç unsuru yaparak 3 tutukluya 11 günlük hücre cezası verilmiş. Ayrıca dilekçelere hiçbir şekilde cevap verilmiyor. Keyfi bir şekilde yapılıyor bunlar” dedi. Hükümetin açlık grevindeki tutukluların taleplerine cevap olmasını belirten Taş, “Yoksa bedeli çok ağır olur ve hükümet de altından kalkamaz. Bu aşamaya gelmemesi için bir an önce bir çözüm bulunması lazım” diye konuştu.
Görülmüştür İnisiyatifi kurucusu Adil Okay da, tutukluların taleplerinin meşru olduğunu belirterek, daha önceki açlık grevi eylemlerinde taleplerin karşılamaması üzerine yaşamını yitiren tutuklulara dikkati çekti. Okay, “Devletin tüm yurttaşlarına ve tutuklulara eşit davranması gerekiyor. Biz ölüm orucuna dönüşmesini ve kimsenin yaşamını yitirmesini istemiyoruz. Yetkililerin, açlık grevinde bulunan tutukluların meşru taleplerini ve seslerini duyması gerekir” diye belirtti. Öcalan üzerinden Kürt halkına yönelik topyekun savaş politikası hayata geçirildiğini ifade eden Okay, “Özel olarak Kürtlere karşı her alanda bir yönelim var. Siyasal iktidar barış yerine savaş narası atıyor. Topyekun saldırılara karşı topyekun mücadele etmek gerekiyor” dedi.
İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da, açlık grevlerine ses verilmesini isteyerek, açlık grevine katılanlarının sağlık durumlarından endişeli olduklarını söyledi. Küçükosmanoğlu, “Biz yaşamdan yanayız. Temel ilkemiz budur. Aynı zamanda kişinin kendisi için verdiği karara saygı gösterme gibi temel bir değerimiz var. Cezaevlerinde bu eylemleri yapan kişilerin sağlık kontrollerinin düzenli olarak yapılması, hekimleri ile görüştürülmesi, alması gereken sıvı, tuz, şeker ve vitamin takviyelerinin düzenli ve uygun miktarda yapılmasının sağlanması gerekiyor” diye kaydetti. Yetkililerin tutukluların taleplerini dinlemesi gerektiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, “Hukuka ve insan haklarına uygun olan bu talepler karşılanmalı” ifadelerine kullandı.
Toplum duyarlı olmalı
MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Elif Haran, MA’dan Cengiz Özbasar’a konuştu. Haran, “Cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin nedenlerinden yetkili kurumlar haberdardır, fakat bu konuya ilişkin hiçbir adım atmıyorlar. Tutuklular hak ihlallerine karşı da açlık grevine başladılar, aksine bir ay içinde hak ihlalleri giderek arttı. Son günlerde keyfi şekilde koğuş aramaları yapılıyor. Gardiyanlar tutukluları tahrik etmeye çalışıyor ve tutukluların cezalarını yakmaya yönelik girişimleri oluyor. Geçtiğimiz günlerde de Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde böyle bir durum yaşandı ve tutuklular farklı cezaevlerine sürgün edildi” ifadelerini kullandı. Devlet yetkililerinin tutukluların taleplerini bir an önce yerine getirmesini isteyen Haran, toplumun da açlık grevlerine duyarlı olması gerektiğini söyledi.
Sorumluluk almalıyız
HDP Hakkari İl Eşbaşkanı Sinan Kaya, tutukluların taleplerinin karşılanması için eylemin sahiplenmesini çağrısı yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin aynı zamanda Kürtler başta olmak üzere tüm halklar üzerinden sürdürüldüğünü kaydeden Kaya, bu durumun “insanlık dışı bir suç” olduğunu söyledi. Tecride karşı cezaevlerinde büyük bir direnişin ortaya konduğunu vurgulayan Kaya, şöyle dedi: “Açlık grevleri şu an süresiz-dönüşümlü devam ediyor. Ancak bu grevin ölüm oruçlarına çevirmeyeceği anlamına gelmiyor. Artık biz de sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Cezaevinde bulunan arkadaşlar üzerlerine düşen görev ve sorumluluğu birlik içinde buraya kadar taşıdılar. Tüm siyasetçiler ve ulusal birlik bilincindeki herkes ‘görevi biz alacağız’ demeli. Her tıkanan süreçlerin öncülüğünü yapanlar bugün zindanda direnen arkadaşlarımızdır. Öcalan üzerindeki tecridi tarumar ve parça parça etmemiz gerekiyor. Halk sorumluluğu ve yükü üzerine aldığı zaman böylesi bir tecrit bir daha yaşanmaz.”
HABER MERKEZİ