Mereş ve Roboskî katliamlarında yaşamını yitirenleri anan Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, devleti sorumluları açığa çıkarmaya davet etti
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Özgür Çocuk Parkı’nda yaptıkları açıklama ile Mereş ve Roboskî katliamlarında yaşamlarını yitirenleri andı.
Anmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mersin Milletvekili Ali Bozan da katıldı, basın metnini İHD Mersin Şube Sekreteri Bekir Sıtkı Keçeci okudu.
Keçeci, 1978 yılının 19-26 Aralık tarihleri arasında Alevi yurttaşlara yönelik gerçekleştirilen Mereş Katliamı’nda, 111 kişinin öldürüldüğünü, binin üzerinde insanın yaralandığını; 552 ev ve 290’a yakın iş yerinin yakılıp yağmalandığını, katliamdan sonra ise 13 ilde sıkıyönetim ilan edildiğini hatırlattı.
‘Mereş katliamı darbeye zemin oluşturdu’
Katliamdan sağ kurtulsalar da can güvenlikleri kalmayan Alevilerin, Mereş’ten göç etmeye başladığını ve bölgenin demografik yapısıyla oynandığını söyleyen Keçeci, “Maraş Katliamı, 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden süreçte gerçekleştirilen katliamlardan birisidir ve o dönemin kontra yapılarının kullanıldığı bir katliamdır. Nitekim 12 Eylül askeri darbe davasının iddianamesinde, Maraş olayları etraflıca anlatılmış ve bunun darbeye zemin oluşturmak için çıkarıldığı ve müdahale edilmediği açıkça belirtilmiştir. Katliamın perde arkası bu kadar barizken, ne yazık ki olaylar birkaç kişinin üzerine atılarak bu katliamın üzeri örtülmüş ve asıl failler ortaya çıkarılmamıştır” ifadelerini kullandı.
‘Katliamın sorumluları ortaya çıkarılmadı’
Ülkede yakın tarihte gerçekleşen katliamlardan birinin de 12 yıl önce Roboski’de yaşandığını ifade eden Keçeci, şu ifadeleri kullandı:
“Evet 19’u henüz çocuk tam 34 can, ekmek kavgasının 34 yüreği, 12 yıl önce sınır yerleşkesi Roboski’de, TSK uçaklarından atılan bombalarla katledildi. Kendilerince çizilmeyen sınırlardan, çeşitli ürünler getirerek satıp, evlerine ekmek götürmeye çalışan 34 candır katledilen. Tıpkı yıllar öncesinin ‘33 Kurşun’u, 33 Kürt köylüsü gibi… Roboski, ekmeğini katır sırtında kazanmaya mahkûm edilmiş insanlara, yaşama şansı bile tanımayan bir vicdansızlığın sembolüdür. Bu katliamın da sorumluları ortaya çıkarılmadı. Aksine, ölen köylülerin ailelerinden özür de dilenmediği gibi, bir de aileler yargılanarak para cezalarına çarptırıldı.”
Roboski Katliamı’nın sadece Kürtlere değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunun vurgulayan Keçeci, bu katliamdan sonra 6-7 Ekim 2014 olayları ile 2015 Suruç, Ankara Gar Katliamı gibi çok sayıda katliamın yaşandığına dikkat çekti.
‘Devlet özür dilemeli’
Keçeci bugüne kadar yaşanan katliamlar aydınlatılmadan, tüm askeri ve siyasi sorumluları cezalandırılmadan geçmişle yüzleşmenin mümkün olmayacağının da altını çizerek, “Bunun yapılmadığı koşulda ise Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme gerçekleşemeyecektir. Adalet olmadan barışın mümkün olamayacağı herkesin malumudur” dedi.
Ülkede Mereş ve Roboskî gibi tüm katliamların “Hakikatleri Araştırma Komisyonu”nun kurularak aydınlatılması gerektiğini söyleyen Keçeci, insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı işletilmeden faillerin yargı önüne çıkarılmasını ve hesap sorulmasını istediklerini belirterek, “Bütün bu suçlardan sorumlu olan devletin özür dileme ve gerçeği açığa çıkarma sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
Kaynak: MA