DİSK Genel başkanı Arzu Çerkezoğlu yeni işçileştirme dalgası ile işçi sınıfının büyüdüğünü ancak örgütlülük olarak sendikalaşmanın en zayıf döneminin yaşandığı söyleyerek örgütlenme seferberliği başlattıklarını duyurdu
Türkiye’nin özellikle 1980 darbesi sonrası en çok tartışılan konularından biri de sendikasızlaştırılmanın dayatılması, sendikalı işçilerin işlerinden kovulması, iş haklarını elde edebilmek için başlatılan uzun soluklu direnişler. Son 40 yılda bu duruma örnek sayılabilecek birçok eylem oldu ve olmakta. Türkiye’de sendikalaşma anayasal olarak güvence altında ancak yargı bunu görmezden geliyor patronlar ise bu kurala uymuyor. İktidarında bu konuda destekleyici adımlar atmaması nedeniyle işçi sınıfı büyürken sendikalaşma oranları küçülüyor.
Türkiye’de 14,2 milyon işçinin yalnızca 1,9 milyonu sendika üyesi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) tarafından Nisan ayında yayınlanan “sendikalaşma” araştırması ise çarpıcı gerçekleri gün yüzüne çıkarıyor.
Araştırmada, Koronavirüsün (Kovid-19) işçiler açısından yarattığı risklerin sendikasızlıkla birlikte daha da arttığına işaret edilerek, “Sendikalı işyerlerinde işçilerin Kovid-19’un yarattığı risklere karşı korunması için adımlar atılırken, sendikasız işyerlerinde ise işçiler işverenin insafına kalmış durumda” denildi.
Tüm bunlar yaşanırken DİSK örgütlenme seferberliği başlattığını duyurdu. Sendikalaşmanın en zayıf döneminde atılan bu adım DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun aktarımına göre ‘merdiven altı atölyelerden plazalara kadar’ geniş bir işçi ağı oluşturmayı hedefliyor.
Çerkezoğlu bu doğrultuda MA’dan Kadir Güney’e sendikaları, örgütlenme seferberliği kampanyasını ve işçi sınıfı hareketini değerlendirdi.
Örgütlülüğün en zayıf olduğu dönem
Türkiye’de yasalardan mevzuata kadar her şeyin sendikalaşmanın önünde engel olduğunu belirten Çerkezoğlu, bunun ise 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte başlandığını ifade etti. 1980’lerden günümüze sendikalı işçi sayısında ciddi düşüş olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, yeni işçileşme dalgalarıyla işçi sınıfının hem nitel hem de nicel olarak büyüdüğünü fakat işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlerinin en zayıf dönemini yaşandığını dile getirdi.
Sendikalıların yaşadığı baskılar
Çerkezoğlu, konfederasyon olarak kuruldukları günden bu güne engellemelere rağmen örgütlenme mücadelesi verdiklerini ifade ederek, “Örgütlendiğimiz her yerde mutlaka işverenin baskılarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’de işsizliğin geldiği nokta da sendikalaşmayı etkiliyor. Bugün Türkiye’de sendikalı olmak hele de DİSK’li olmak neredeyse işten çıkarılmakla aynı anlama geliyor. Şuan sözde işten çıkarma yasağı var. Fakat işçi arkadaşlarımız sendikalı olduğu için işten çıkarılıyorlar” diye belirtti.
YEP sendikasızlaştırma dayatıyor
Salgının yarattığı koşullar ile hükümet politikalarının hem işçinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya hem de sendikalaşmanın önüne engeller getirmeye yönelik olduğunu ifade eden Çerkezoğlu, yeni açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) da hükümetin kararlarının bu yönde olduğunu gördüklerini belirtti. Çerkezoğlu, “YEP’e baktığımızda başta kıdem tazminatı olmak üzere işçilerin kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Aynı zamanda sendikalaşmanın da önüne geçmeye çalışan politikalar söz konusu” dedi.
Sınıf için mücadele
Sermayenin bir dizi planı olduğunu ve bunları salgını fırsat bilerek hayata geçirmeye çalıştığına dikkat çeken Çerkezoğlu, “DİSK kurulduğu günden bu yana bütün işçi sınıfının çıkarı için mücadele ediyor. Bundan dolayı DİSK’ten beklenti çok fazla, tarihsel sorumluluğumuzun da farkındayız. DİSK, bütün saldırılara karşı kendi gücüyle ve onu da aşan bir enerjiyle mücadeleyi örgütlemeye devam edecek” diye konuştu.
Her işçiye ulaşılacak
Tüm zorluklara rağmen salgının getirdiği yıkıma karşı bir örgütlenme seferberliği başlattıklarını anımsatan Çerkezoğlu, “Örgütlenme Seferberliği” adını verdikleri çalışmanın somut planlamasını önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacaklarını dile getirdi. Çerkezoğlu, “Bu seferberlikle merdiven altı atölyesinden plazada çalışan bir işçiye kadar hepsine ulaşacağız. Hepsini örgütlü mücadeleye çağıran bir süreç olarak örgütleyeceğiz” dedi.
Kadınların DİSK’li olması çalışması
Örgütlenme seferberliğinin bir başka önemli ayağının ise kadın işçilerin örgütlenmesi olduğunu dile getiren Çerkezoğlu, şöyle devam etti: “Özellikle kadınların DİSK’li olması yönünde bir çalışmamız olacak. Yoğun olarak kadınların çalıştığı iş kollarında, bölgelerde çalışma yürüteceğiz. Her krizde ilk etkilenen işçi kadınların örgütlenmesinde özel bir program başlatacağız.”
Mücadele çağrısı
Çerkezoğlu, son olarak ise işçilere şu çağrıda bulundu: “Bu ülkenin bütün değerlerini biz üretiyoruz. Yaşadığımız bütün bu sorunların çözümü, yani emeğimize ekmeğimize sahip çıkmak, aynı zamanda da ülkede demokrasinin, barışın egemen olduğu emeğin Türkiye’sini kurmamın tek yolu yan yana gelmek ve örgütlenmektir. İşçi arkadaşlarımızı koşullar ne olursa olsun tüm zorluklara rağmen omuz omuza olmaya ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ