TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti, Yanardağ’a 2 yıl 6 ay hapis cezası verirken, tahliyesine karar verdi
TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘suçu ve suçluyu övme’ suçlarından tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması Çağlayan Adliyesi’nde görüldü.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma katılımın yoğunluğu nedeni ile 80 dakika geç başladı. Mahkeme başkanının sınırlı sayıda kişinin alınması talimatı sebebiyle duruşma salonu önünde kargaşa yaşandı. Yaşanan kargaşanın ardından ilk duruşma başladı. Duruşma da kimlik tespitinin ardından 101 gündür tutsak olan Merdan Yanardağ söz aldı.
Yanardağ savunmasında, bu davanın Türkiye’nin demokratikleştirilmesi mücadelesi verenlere gözdağı olduğunu, amacının kimseyi övmek olmadığını söyledi. Savcılığın ikinci bir montaj video üreterek suç uydurduğunu söyleyen Yanardağ, “AKP iktidarının izlediği politikaları eleştirdim. Durduk yere Öcalan’ı övmüşüm gibi bir sonuç ortaya çıkarıldı. Beni niye tutukladınız yahu?” dedi.
‘AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı’
Yanardağ’ın savunması şöyle:
“Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.
Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı yok Tele1’in önüne gelip bir protesto var mı, yok ama halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım. Beni destekleyen binlerce tweet var bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program
“Üçüncü konu Özgür Özel’le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir internet sitesinde Ensarioğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş’ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.’
Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianamede Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış. Tele1’de bu güne kadar 3000 program yapmışım 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış 25 haziranda sosyal medyaya yüklenmiş. Ebabil var ya kapatılan onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış.
Neden bu konuyu tartıştık? AKP’nin yeni izleyeceği politikayı tartıştık. Öyle bir montaj yapılmış ki önü arkası yok. Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız. Terör eylemi övülmemiş. Hepimizin evinde Dostoyevski kitapları var. Çara suikast yaptı, idama mahkum edildi arkadaşları kurşuna dizildi, çar tarafından affedildi. Şimdi ben Dostoyevski’yi övmüş mü oldum?
Necip Fazıl’dan örnek verelim; alkole düşkündür, kumara düşkündür, fotoğrafları vardır. Besleme basının ortaya çıkma sebebidir. Menderes’e ‘kapınızda it gibi titriyorum’ diye mektuplar yazan bir adamdır, ben üzerinde çalıştım. İslamo faşist denilecek bir yaklaşımı vardır. Biz Necip Fazıl iyi şairdir desek kumarbazlığını övmüş mü oluyoruz?
Yılmaz Güney iyi bir sinemacı desek onun tüm yaşantısına sahip çıkmış mı oluyoruz? Görülür bir gerçeklik var. AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı. Daha önce kullandı onun üzerinden tehdit ediyor.
‘Abdullah Öcalan ailesi ile görüşsün’
2019’da bir mektup geldi, yerel seçimlerde kimse hakkında dava açılmadı benim hakkımda açıldı. Ali Kemal Özcan dedi ki; ‘İmralı sandığa gitmeyin dedi.’ Ben de Tele1’de dedim ki; sen avukat değilsin, ailesinden değilsin, yargı görevlisi de değilsin. Nasıl görüştün? ‘Kitap yazıyorum ondan gidiyorum’ dedi. ‘Bilmiyorum, örgüte mi çalışıyorsun o yüzden mi gittin?’ dedim, şikayet etti. Dava istinafta. Ben bir gazeteci olarak bir olaya bakıyorum. İmralı’da tutuklanan Abdullah Öcalan ailesiyle görüşsün, biz de ne söylediğini bilelim. Devletin infaz kanununu uygula demek ne zamandır suç”
İmralı’da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor?
İmralı’da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor? Eleştiren bir program yaptım ben, yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir savcılık olamaz. O zaman bu milletin yarısı da bizi destekliyor. Seçim yüzde 48 e 42 bitti iftira yalan bunları hala tartışıyoruz programda bunları da tartıştık. Gazetecilik derslerinden fotoğraflar gösteriyor. Bunu anlayamayan gazeteciyi biz işe almıyoruz.”
Fiilden hareketle değil failden hareketle suç üretmek yapılan. Mussolini hukuku uygulanıyor. Ön infaz. Bu TCK’den çıkartıldı ama uygulanıyor. Vatandaşların bir bölümünü düşman sayan, millet saymayan mahkemeleri siyasi enstürman olarak kullanan bir anlayıştır bu. Tecridi ben kullanamadım, Galip Ensarioğlu söylüyor bir de Demirtaş’ı suçluyor. Onun yüzünden uygulandı diyor.
‘Basın davası olarak görülmeli’
Yanardağ’ın savunmasının ardından konuşan avukatı Başar Yaltı yaptığı savunmada şunları söyledi:
“Bu dava gazeteciliğe karşı bir basın davası olarak görülmeli, müvekkilimin tutuklanması da basına bir göz dağıdır. Bu tür davalar nedeniyle Türkiye 180 ülke arasında 165. sırada yer alıyor basın özgürlüğünde. İddianamede bariz taktir hatası var. TCK 26’ya 1 hakkında kullanana ceza verilemez diyor. Hakkını kullanmak ne demek? Müvekkil gazeteci Hakkı Anayasa’da yazıyor. Daha iyi biliyorsunuz. Gazeteciliğin suç olmadığı açık. Hatta basın özgürlüğü özel olarak korunmuştur. Müvekkilin yaptığı iş gazetecilik olmasına rağmen suç yöneltildi.
Hem Anayasa mahkemesi hem Yargıtay’ın çok sayıda kararı var. İddianame görmezden gelinmiş bu iddia makamının görevini ihlal ettiği anlamına geliyor. Müvekkilin lehine olan delillerin toplanması gerekir.
Savcı tutukluluğun devamını istedi
Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Durna savunmasında şu ifadeleri kullandı:
“Müvekkilimin beraat etmesi gerekiyor. Bu soruşturmanın bile açılmaması gerekirken müvekkilim 100 gündür tutuklu. Failden suça ulaşmaya çalışıldığı için müvekkilim tutuklu. Tutuklama sebeplerini hiçbiri geçerli değildir, bundan dolayı derhal tahliye edilmesi gerekiyor.”
Merdan Yanardağ’ın avukatı Durna’nın savunmasının ardından söz iddia makamına geçti. Savcı söz alarak mütalaasını sundu. Mütalaasını sunan savcı tutukluluğun devamını talep etti.
Mahkemeye ara verildi. Duruşma 15.15’te devam edecek.
Tahliye kararı
Mahkeme heyeti, kısa bir aradan sonra kararını açıklayarak, 101 gündür tutuklu yargılanan Yanardağ’a “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 2 yıl 6 ay hapis cezası vererek tahliye kararı verdi.
Mahkeme başkanı, “Çünkü Öcalan, çok okuyan bir kişi siyaseti doğru gören bir kişi” sözlerinin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle bu kararı verdiklerini söyledi.
Ne olmuştu?
Yanardağ’ın AKP’li Galip Ensarioğlu’nun ‘çözüm süreci’ sözlerini eleştirdiği programdan bir bölüm, yine AKP milletvekili Mehmet Ali Çelebi tarafından sanal medyada paylaşılmıştı. Yanardağ, Çelebi’nin paylaşımı sonrası sanal medyada hedef haline gelmişti.
Çelebi’nin yayınladığı videoda Yanardağ şunları söylüyor: “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatı ile bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan; çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru gören, çözümleyen son derece zeki bir kişidir.”
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de TELE 1 hakkında inceleme başlattıklarını belirtmişti.
Yaşananların ardından İstanbul başsavcılığı tarafından Yanardağ hakkında soruşturma başlattı ve gözaltına alınan Yanardağ, 27 Haziran günü tutuklandı.
Savcılık, 27 Haziran’da tutuklanan Yanardağ hakkında “terör örgütü propagandası yapmak”, “suçu ve suçluyu övmek” suçlarından 10,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlemişti.
HABER MERKEZİ