PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ‘Cizre’den Mem û Zîn’den bahsettik. İşte bu bir selamlamadır’ sözlerini hatırlatan Newroz Uysal, ‘Çağdaş Beko’lara karşı Çağdaş Mem û Zîn’ler bu selamlamayı ilk günden aldı. 14 Mayıs’a bu ruh ile hazırlanıyorlar’ dedi
Sadık Topaloğlu
Şirnexlilerin, özellikle Cizîrlilerin dilinden düşmeyen “Cizîr a Botan. Warê Mem û Zîn’an. Kelha Berxwedan (Cizre Botan. Mem ve Zin’in diyarı. Direnişin kalesi)” cümleleri kenti en iyi şekilde özetler nitelikte. “Botan’ın kalbi” olarak da tanımlanan Cizîr’in tarihi direniş ile doludur. Bunların hepsini saymak mümkün değil ama 1992 Newroz’undaki direniş hala hafızadaki tazeliğini koruyor. Kürdün adının bile yasak olduğu bu dönemde binlerce kişi farklı noktalarda toplanarak kutlamanın yapılacağı alana yürüdü. Birçok yerde engellenen yurttaşlara, helikopter ve zırhlı araçlardan ateş açıldı, ancak Newroz yakılan ateşle kutlandı. Saldırılarda resmi kayıtlara göre, 57 kişi katledildi, tanıkların anlatımlarına göre ise, bu sayı 100’ü aştı. Katliamlarla engellenmek istenen Newroz ateşi, tüm engel ve yasaklara karşı 31 yıldır Cizre’de yakılıyor.
Mem û Zîn
Aşkın, direnişin, ihanetin ve mücadelenin adı olan Mem û Zîn Türbesi’ne de ev sahipliği yapıyor Cizîr. Bu destanı çok sayıda kişi farklı dile getirse de PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeniden yorumlaması ile başta Cizîrliler olmak üzere herkesin gündemine geldi. 2018 yılında cezaevlerinde tecridin kaldırılması talebiyle başlatılan açlık grevi döneminde İmralı’ya giden, bu gün kentin adayı olan Newroz Uysal’a Mem u Zîn ile ilgili Abdullah Öcalan şunu ifade etmişti: “Memo ne yapsın orada, fitne fesada yalana karşı bir arayış, demokrasi arayışı vardı. Feodal parçalanmaya karşı tavır vardır. Yoksa orada ölür gider öyle de oldu zaten. Diğeri de öldü. Dewreş de savaştı yine aynı. Gerçek aşk yoktur dedik. Tarihi yaşamadan, tarihi bir kişilik oluşmadan yaşanan aşklar sahte aşklardır. Dewreş de Mem de aşkı yaşamıştır; onlarınki saygındır, yiğitçedir. Cizre’den Mem û Zîn’den bahsettik. İşte bu bir selamlamadır. Önemli olan bu selamlamaya karşılık gelecek selamlamadır.”
“Çağdaş Beko”lara karşı “Çağdaş Mem û Zîn”lerin bu selamlamayı ilk günden aldığını belirten Uysal, 14 Mayıs seçimlerine ise bu ruh ile hazırlandıklarını ifade ediyor.
Çağdaş Mem
İsmini “direnişin kalesi” olarak da tarihe yazdıran Cizîr’de seçim çalışmaları tam tempo devam ederken, kentin tüm sokaklarında vahşet bodrumlarında katledilen Cizîr Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un son sözleri de yankılanıyor. “Çağdaş Mem” olarak da anılan Tunç son olarak, “Biz direndik, diz çökmedik, bizimle gurur duyun” olmuştu. Tunç’un direniş bayrağını devralanlar AKP-MHP’ye tarihin en büyük cevabını vermeye hazırlanıyor.
Rekor yarışı
Açılışlar miting havasında yapılırken, sokak sokak ev ev geziliyor. AKP’nin esamesinin dahi okunmadığı kentte, Yeşil Sol Parti rüzgârı esiyor. Her fırsatta 4-0 yapacaklarını ifade edilen kentte, Yeşil Sol Parti’nin kalesi olarak bilinen Colemêrg ile de “rekor yarışı” var. Kent sakinlerinin en yüksek oy alıp rekoru elde edeceklerini olan inancı ise tam. Aksini dahi düşünmüyorlar. Yapabilirler mi bilinmez ama bizce bu sefer Colemêrglilerin işi zor.
Taybet Ana’nın bayrağı
2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında zırhlı araçtan açılan ateş sonucu katledilen Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) üyesi Fatma Uyar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ile cenazesi 7 gün boyunca yerde kalan Taybet Ana’nın kenti olan Silopiya (Silopi) ilçesinde ise seçim kadınlara emanet. Tüm çalışmalarda öncü rol ve misyon alan kadınlar, Taybet Ana, katledilen Kürt siyasetçiler Fatma Uyar, Sêvê Demir ve Pakize Nayır’ın mücadele bayrakları ile seçime hazırlanıyorlar. Her fırsatta mücadele vurgusu yapan kadınlar, 14 Mayıs seçimlerini ise “hesap sorma seçimi” olarak adlandırıyorlar.
Müziği duyan koşuyor
Giydikleri yöresel elbiseler ile kapı kapı dolaşan kadınlar, katıldıkları seçim bürosu açılışlarında ise renkli görüntülerin oluşmasına vesile oluyor. Kurdistan’daki birçok kentte olduğu gibi buradaki çalışmalar da farklı işliyor. Bildiri dağıtımı için mahallelere giden kadınlar, seçim arabasının çaldığı müzik eşliğinde önce halay çekiyorlar. Seçim müziğini duyan kadınlar teker teker evlerinden çıkıp, halaya katılıyor. Haliyle bildiri dağıtımı çok da zor olmuyor. Moral halayı “Jin jîyan azadî” sloganları ile son bulurken, mahalle de bulunan kadınların katılımı ile kapı kapı dolaşılıyor. Dolaşılıyor dediğime bakmayın aslında bildiğin yürüyüş. Çünkü kadınların zılgıtlarını duyan kendini dışarda ve bildiri dağıtırken buluyor.
Seçimin vazgeçilmezi
Tabi seçim arabasının vazgeçilmezi çocuklar ise apayrı bir iltifatı hak ediyor. Arabayı bildiğin işgal eden çocuklar, kadınların attığı sloganlara eşlik ediyor. Çocuk demişken 2018 seçimlerinde boya sandığı ile Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim otobüsünün peşinden boya sandığı ile koşup zafer işareti yapan Ahmet’i anmamak olmaz. Ahmet bu sefer Yeşil Sol Parti’li. Seçim bürolarının vazgeçilmezi olan Ahmet’te bu sefer boya sandığı değil tartı var. Bir yandan harçlığını çıkarıp diğer yandan seçimin vazgeçilmezi olan Ahmet, adaylara sık sık “Beni tanıyor musunuz?” deyip, meşhur olmanın tadını çıkarıyor.
Seçim çalışmalarının doğal basın çalışanları ise yine halk oluyor. Adayları görür görmez telefona sarılan yurttaşlar, sanal medya hesaplarından paylaşım yapmak için kimi fotoğraf çekiyor kimi ise görüntü.
Uysal: Bekolar kazanamayacak
Adaylar daha belli olmadan önce Şirnex’te seçim çalışmalarının başladığını belirten Newroz Uysal, “Burada çok büyük bir coşku var. Açılışlarımız ve buluşmalarımız miting havasında geçiyor. Bu etkinliklere kadınlar ve gençler damga vuruyor diyebilirim” dedi. Büro açılışlarının bayram sonrası sona erdiğini ifade eden Uysal, mahalle mahalle, ev ev, köy köy gezdiklerini söyledi. Buralarda da yoğun bir ilgi gördüklerinin altını çizen Uysal, öte yandan STK ve dernek temsilcileri ile bir araya geldiklerini aktardı.
Öcalan’ın rolü
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatı olması nedeniyle halkın tecridin kırılması konusunda da kendisinden bir beklentisinin olduğunu vurgulayan Uysal, “Bugün Yeşil Sol Parti ile seçime girsek de tecrit HDP’nin temel gündemlerinden birisiydi. Bugün de durum aynıdır. Tecride kırmaya dönük eylemsellikler yıllardır var. Bunda tek başıma benim yapacaklarım değil partimizin genel tavrı ile ilgili. Ancak Sayın Abdullah Öcalan’ın avukatı olmamdan kaynaklı hem halkın bu konuda bir beklentisi var. Hem AKP-MHP’nin despotik yapısından kaynaklı yarattığı mağduriyetler hem yaşanan ekonomik ve siyasi kriz hem de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi, sayın Abdullah Öcalan’ın ifade ettiği toplumsal dayanışmanın önemini bir kez daha ortaya çıkardı” dedi.
Sistem tıkandı
Merkezi iktidarların yerel yönetimleri hiçe sayması nedeniyle yaşanan krizin tüm dünyaya yayıldığını ve sistemin tıkandığını sözlerine ekleyen Uysal, “Bu krizden çıkış için bir arayış var. Tam da burada Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu paradigma bir kez daha önem kazanıyor. Bizlerin belki siyasette vurgulaması gereken nokta, bugün insanların hayal ettiği sistemin Sayın Abdullah Öcalan’ın savunduğu ve ürettiği sistem olduğudur. Bunu biraz hatırlatmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü devlet dört parçada yaşayan Kürtlere karşı bir savaş siyaseti yürütüyor. Buna karşı Sayın Abdullah Öcalan’ın çözüm konusundaki rolünü tekrar tekrar hatırlatmak gerekir. Bu hem partimizin hem de avukatı olmam nedeniyle benim temel görevimdir” diye ifade etti.
Cizîr’in misyonu
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye de değinen Uysal, son olarak şunları ifade etti: “Sayın Abdullah Öcalan ile yaptığımız görüşmede de bildiğiniz gibi ikimiz de Cizreliydik. Sayın Abdullah Öcalan buna çok büyük bir önem atfetmişti. 2015-2016 yılındaki katliamların ardından Sayın Abdullah Öcalan’ın tüm okumalarının Cizre üzerinde olduğunu öğrenmiştik. Mem û Zîn’in sadece bir aşk destanı olmadığını Kürt halkının tarihine ışık tutan bir destan olduğunu ifade etmişti. Cizre halkının direniş kültürünün kendisi için bir rol model olduğunu ifade etmişti. Bu nedenle Cizre’nin 14 Mayıs’ta ortaya koyacağı tutum tüm bölgeye de ilhan kaynağı olacaktır. Sayın Abdullah Öcalan’ın Cizre halkına yüklediği rol ve misyonu Cizre halkı da çok iyi biliyor. Bu nedenle Mem û Zin diyarının tıpkı tarihteki yerine yakışır bir şekilde 14 Mayıs’ı da karşılayacağını ve çıkaracağı oy oranı ile de emsal olacağına inanıyorum. Bugün Çağdaş Bekolar kazanmayacak, Mem û Zîn’in ardılları tarihteki rol ve misyonunu yeniden oynayacak ve kazanacak.”
Doğan: Mühür Yeşil Sol’a
Şirnex’te evvelden bu yana özel savaş politikalarının devrede olduğunu belirten Ayşegül Doğan, “Kadınlara, gençlere, işçilere, yaylaya gitmek isteyen çiftçilere karşı özel savaş politikaları uygulanıyor. Özellikle ise kadınlar hedef alınıyor. Geçtiğimiz günlerde Sakarya’da Cizreli olan Dicle Naz evinde şüpheli şekilde öldürüldü. Şüpheli demeye dilim varmıyor. Henüz otopsi raporu çıkmasa da ortada net bir cinayet var. Böyle bir kadın cinayetinden hem medyanın hem kadın örgütlerinin ayağa kalkması gerekir. Bu haberleri sadece Kürt medyası gibi alanlarda görüyoruz. Şüpheli kadın intiharları deniyor. Durduk yere bu kadınlar intihar etmiyor. Bunlar sadece bizim bildiklerimiz. Bunun ötesinde daha bilinmeyen çok sayıda örnek var. Şırnak’ta özel savaşın uygulanmasının nedeni yıllardır bir geleneği sürdürmeleridir. Bu geleneği sürdüren kadınlar ve gençler olunca da özel olarak onlara yöneliyorlar. Yani hafızaya saldırıyorlar” diye aktardı.
İkna komisyonları
Şirnex’te düne kadar AKP’ye oy vermiş, şu anda da kendine adres arayan bir seçmen grubunun olduğunu ifade eden Doğan, “Bu kesimi ikna ediyoruz. Partimizin ikna komisyonu var. Bunlar gerektiği yerde devreye giriyorlar. Onların adayları da katmak istedikleri yerde biz de gidiyoruz. O kararsız seçmen bize dikkat kesilmiş durumda, bizi dinliyor. En azından kendini yönlendirebilecek argüman ve motivasyon aradığının farkındayız. İşte tam da orada siyaseten bize şöyle bir rol düşüyor. Biz onu ikna edebilecek yol ve yönteme dair bir şeyler söyleyebilmeliyiz ki biz de tam bunu söylüyoruz” dedi.
4 vekil için…
Şirnexlilerin Yeşil ve Sol Parti’nin bir ana muhalefet temsiliyetiyle güçlü bir biçimde parlamentoya gitmesinin önemini çok iyi bildiğini aktaran Doğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Milletvekili çıkaramayacak bir partiye oy vermek, oyunuzu boşuna kullanmaktır, mevcut iktidara yarayacak bir şey yapmaktır. O yüzden ben bu vesileyle özellikle Şirnexli seçmenlere şunu söylemek istiyorum. Böyle bir propaganda görüyoruz, işte CHP iktidara yürüyor, o zaman onlara da oy verelim diyenler oluyormuş. Yani bölgede CHP’yi AKP’nin yerine konumlandırmak isteyen birtakım propagandaların olduğunu duyuyoruz. Eğer milletvekili çıkaramayacak bir partiye oy verirseniz bu ne sizin partinizin işine yarar ne oy verdiğiniz partinin işine yarar. Bu doğrudan mevcut iktidarın kalmasına neden olur ve oyunuzun heba olmasına neden olur. Bu sefer 4 vekil çıkaracağız. İşte bunun için Yeşil Sol Parti’ye mührü vuralım.