Maden sahasına çevrilen Meletî’de deprem fırsata çevrilerek 750 olan ÇED başvuru sayısı bin 300’e çıkarıldı. MALÇEP Sözcüsü Kaya, madenler yüzünden dağlarda ağaç ve otun kalmadığını söyledi
Mereş (Maraş) merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen Meletî’nin (Malatya) doğası, madencilik faaliyetleri ile talan ediliyor. Malatya Çevre Platformu (MALÇEP) verilerine göre, depremden önce 750 olan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) başvuru sayısı depremden sonra bin 300’ü buldu. “ÇED gerekli değildir” kararları ile birlikte Meletî’de 12 ilçenin doğal yapısı talana açılıyor. Meletî’de devam eden ekolojik tahribatı değerlendiren MALÇEP Dönem Sözcüsü Hasan Kaya, depremle birlikte Meletî’de ÇED başvurularının arttığını, toplumun ekolojik yıkıma karşı çıkması gerektiğini vurguladı.
Bir ayda 25 ÇED izni!
Ekolojik tahribatın Meletî’de depremden sonra artarak devam ettiğini aktaran Kaya, “Köylerde yaşayan insanlara, sizin köyünüzü kalkındıracağız, yolunuzu yapacağız ve sizin köyünüzden insanlar buralarda çalışacak diyorlar. Ancak insanlar için yaratacağı sorunları söylemiyorlar. Geçtiğimiz ay içerisinde 25 tane yeni ÇED izni verildi. Bu ÇED izniyle Wêranşar ilçesine bağlı Kurucuova bölgesinde ve Semsûr’ün merkez ve Sergolan ilçesinde 40 tane RES projesi yapılıyor. Rüzgar enerjisine itiraz etmemizin nedeni aşırı derecede ses çıkarması, gürültü kirliliğine neden olacak. 25 metrelik manyetik alan çevreyi, doğayı etkiliyor. Diğer yandan 50 metrelik yol yapıyorlar. Kırsal kesim olduğu için hayvancılık ve arıcılık yapılıyor. RES’ler arıcılığın yok olma tehlikesini de ortaya çıkarıyor” dedi.
‘Dur demeliyiz’
Taş ocağı, mermer, çimento ve diğer maden arama faaliyetleri nedeniyle Meletî’nin dağlarında ağaç kalmadığına vurgu yapan Kaya, “Taş ocakları ve maden aramaları yüzünden dağlarda ne ağaç kaldı, ne de ot. Tamamen çırılçıplak bir görüntü var. Hem orman, hem de köyler açısından ciddi zarara neden oluyor. Bu nedenle bu projeler tamamen yıkım projesidir. Toplumu göçe zorluyorlar. Buna karşı toplum olarak dur dememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘Asbest bizi öldürecek’
Meletî’de enkaz molozlarının neden olduğu çevre kirliliğine de dikkat çeken Kaya, şöyle devam etti:
“Meletî’deki enkaz molozları halen kaldırılmadı. Bunlar asbeste neden olarak ileriki yıllarda kanser tehlikesini ortaya çıkarıyor. Aynı şekilde molozları rasgele yaşam alanlarına döküyorlar. Enkazlar yıkılırken su dökülmesi gerekiyor. Ancak yeterli miktarda su dökülmediği için kenti toz bulutu kaplıyor. Wêranşar’da içme sularının ve arazilerin bulunduğu alana dökülen enkaz molozları, yaşamı tehdit ediyor. Yani deprem bizleri öldürmedi ama deprem sonrası kaldırılan enkaz molozlarının neden olduğu asbest bizi öldürecek.”
‘ÇED Gerekli Değildir’ kararları
MALÇEP’in verilerine göre, Meletî’nin ilçelerinde ÇED izni ve “gerekli değildir” raporlarıyla yürütülen faaliyetler şu şekilde:
“Erxevan (Arguvan); Altın madeni, kömür, baraj ve RES projesi. Argan (Açadağ); Mermer, baraj, taş ocakları, altın madeni ve çimento fabrikası. Erebgir (Arapgir); Taş ve kum ocakları, HES ve RES projesi. Battalgazi; Taş ve kum ocakları, beton santralleri, HES, baraj projeleri. Arende (Darende); HES, kum ve taş ocakları, altın madeni projesi. Wêranşar (Doğanşehir); Altın madeni, baraj, taş ve kum ocakları, HES ve RES projeleri. Doğanyol; Taş, kum ve çakıl ocakları, baraj projeleri. Hekîmxan (Hekimhan); Demir, krom, cevher, altın madeni projesi. Îzolî (Kale); Taş, kum ve çakıl ocakları, baraj. Kuluncak; Mermer, granit, cevher, toryum, gümüş, HES projesi. Şîro (Pütürge); Kuartz, taş ve kum ocakları, baraj projesi. Yazıhan; Taş, kum, çakıl ve kireç ocağı, HES, çimento fabrikası. Çirmik (Yeşilyurt); Taş, kum ve çakıl ocakları, beton santrelleri HES ve baraj projeleri.”
Mahmut Altıntaş – Meletî / MA