Kürt kadınları tarih boyunca özgürlük mücadelesinde öncü rol aldılar. Bugün eğer Kürt halkı hala ulusal mücadele verebiliyorsa, Kürt kadınlarının büyük bir emek ve çabası vardır. Yine Kürt ulusal birliği için iki Kürt kadın konferansı gerçekleşti. Onlarca kez sorunların çözümü için heyetler oluşturdular. 23 Aralık 2017 yılında Birleşik Kürt Kadın Platformu’nu ilan ettiler. Her dönem ulusal birlik için çaba vermekten kaçınmıyorlar. Ne yazık ki, hala Kürt birlikteliği için ciddi bir sonuç alınamadı. Bunda hegemonyanın savaş çığırtkanlığının büyük payı var. Ancak bunu her zaman mazeret göstermek de Kürdistan’ın talanını durdurmaya yetmiyor. Geçen hafta Birleşik Kürt Kadın Platformu Birleşmiş Milletler, Türkiye ve Kürdistan’daki tüm siyasi partilere bir mektup gönderdi.
Mektup, “Bizler farklı dünya görüşlerine, farklı siyasi anlayışlara sahip Kürt kadınları olarak bir araya geldiğimizde, temel amacımız öncellikle Kürtler arası barış ve diyaloğa katkı sunmaktı.
“Bugün Kürt halkının da içinde yer aldığı ülkeler, hassas bir dönemden geçmektedir. Irak ve Suriye’nin artık eskisi gibi iki ülke olarak kalmayacağı ortadadır. Bu durum karşısında “tedirgin” olan Türkiye ve İran, yaşanan gelişmelerden pek hoşnut değil.
“Bundan ötürü bu iki ülkenin, Irak ve Suriye’yi dizayn etmeye yönelik çabaları var olan sorunları daha da büyütüyor ve ister istemez süper güçlerin devreye girmesine zemin hazırlıyor. Bugün Rojava’da olup bitenler, anlatmak istediğimiz durumu gayet açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Türkiye ve İran’ın, Irak ve Suriye’nin “Toprak bütünlüğünü” koruma adına yaptıkları müdahaleler, adı geçen ülkelerin dışında, Türkiye’de de çatışma, acı ve savaşa neden olmuştur.
Tarihte her zaman benzerine şahit olduğumuz gibi, çağımızda yine böylesi bir süreçten geçiyoruz. Ortada var olan çatışmacı politikalar en çok bize yansıyor ve hatta “kardeş kavgası” tehlikesini de yaratıyor.
“Çatışmalı ortamların en büyük mağdurları ise öncellikle kadınlar ve çocuklar oluyor. Biz Kürt kadınları olarak bu durumu asla bir KADER olarak görmüyoruz. Bizim adımıza yürütülen ve bizi etkileyen siyasi gelişmelerde söz sahibi olmak istiyoruz.
“Özellikle, Kürt halkının kendi arasında geliştirilmek istenen şiddet politikalarına ‘DUR’ demek istiyoruz. Kürt halkının demokrasi ve ulusal haklarını elde etme mücadelesinin ancak ve ancak Kürtler arası diyalog ve barışçıl politikadan geçtiğine inanıyoruz.
“Bu bağlamda, tüm Kürt politik aktörleri sesimize kulak vermeye çağırıyoruz. Kürt kadınları olarak, bundan böyle diyaloğu geliştirmek adına sık sık bu çağrıları yineleyeceğimizi de dile getiriyoruz.”
Çok acil ‘DUR’ denmezse ve durdurulmazsa Kürdistan talan içinde talana uğruyor. Geri dönüşü zor kayıplar yaşanıyor. Kürt kadınları ulusal yara almak istemiyor ve hiçbir Kürt bir Kürdün gözünde itibarsız olmasın, Güney’deki tüm siyasi partilerin duyarlı ve sorumlu davranması, bin bir bedelle özgürleşen toprakları yeniden katletmeye asla izin vermesin.