Zihni sinir projelerine taş çıkartacak bir proje ile Karapınar’ın arıtma tesisinden çıkan su 8,5 km mesafeden Meke Gölü’ne taşınıyor. Bu projenin gölü kurtarma projesi olamayacağı ise bazı gerçeklere
bakınca anlaşılabiliyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Görünümü nedeniyle ‘Dünyanın nazar boncuğu’ olarak nitelenen Konya’nın Karapınar ilçesindeki Meke Gölü Ramsar koruması altında olmasına karşın kurudu. Göl yok oluşa sürüklenirken, kılını kıpırdatmayanlar, gölü kurtarma iddiasıyla Karapınar İlçesi’nde yapılan arıtma tesisinden çıkan atık sularını göl yatağına taşıyarak gölü kurtarma iddiasıyla kanal açmaya başladılar. Buradaki amacın gölü kurtarmak olup olmadığı sorusu ise cevap bekliyor. Biyolojik arıtma tesislerinden çıkan suların tarım arazilerinde kullanılması önerilirken, susuzlukla boğuşan bölgenin enerji şirketlerine tahsis edilmesi ortaya konan projenin farklı amaçlar taşıdığına işaret ediyor.
AB’ye destek başvurusu
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilgehan Nas, Meke Gölü Ekolojik Restorasyon Projesi’nin uygulama işi ihalesine Konya Büyükşehir Belediyesi KOSKİ Genel Müdürlüğü tarafından çıkarıldığını ve fizibilitesini yürüttüğü projenin KOSKİ tarafından hayata geçirileceğini belirterek, “Meke Gölü’yle ilgili Avrupa Birliği’ne proje desteğine müracaat ettik. 11 ülkeden 17 partnerle Akdeniz Havzası’ndaki 8 farklı ülkede saha denemeleri planlıyoruz. Bir tanesini de Meke Gölü. Projemiz Avrupa Birliği’nin birinci aşamasından geçti. 4.1 milyon Euro’luk 11 ülkenin katılım sağladığı Türkiye’den de benim yürütücü olarak içinde bulunduğum bir proje önerisidir. Gerçekleşmesi halinde Meke Gölü’yle ilgili daha derinlemesine çalışmaları yürüteceğiz” dedi. Konya Belediyesi ise yaptığı açıklamada sürecin başlatıldığını duyurdu.
Yılda 2,5 milyon m3 su!
Konya Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada, belediyenin Karapınar ilçesine 2021 yılında yaptığı ileri derece biyolojik atık su arıtma tesisine entegre olarak yapılacak su taşıma geri kazanım tesisinin, Meke Krater Gölü’nü kurtaracağı iddia edildi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’mızın destekleriyle Meke Gölü’ne su taşıyacak geri kazanım tesisimiz, Karapınar Atık Su Arıtma Tesisi’ne entegre biçimde yapılıyor. Atık su arıtma tesisinden yaklaşık 8,5 kilometre mesafede yer alan Meke Gölü’nü beslemek üzere gerekli iletim hattını çekerek günde yaklaşık 7 bin metreküp su desteği verebileceğiz. Maksimum kapasitede bir yılda 2 milyon 532 bin metreküp suyu Meke Gölü’ne taşımamız sonucu, inşallah Meke Gölü, en kısa zamanda yeniden o eski ihtişamlı görüntüsüne kavuşacak” dedi.
AKP’li başkanın sihirli sözü!
AKP’li Belediye Başkanı Altay’ın açıklamadaki sihirli sözü ‘eski ihtişamlı görüntü’ sözüdür. Gölün 2005 yılından bu yana ‘Ramsar Sözleşmesi’ kapsamında korunmasına neden olan şey görüntü olmadığı, bölgenin bir sulak alan olduğu gerçeğini Başkan Altay bilmiyor olamaz. Meke Gölü’nün kurumasının tek nedeni, bölgedeki yeraltı sularının aşırı kullanımıdır. Bölgede bulunan bütün kuyular bölgenin coğrafi yapısı gereği güneyden beslenirken bu kuyuların güneyi ise Meke Gölü’ne denk düşmektedir. Göz göre göre ve tahammüden işlenen bir suçla gölün yok olduğu ve buna Ramsar’ında ortak olduğunu belirtmek gerekir. WWF’in Ramsar için hazırladığı raporda bu su kuyularının Meke Gölü yönünden beslendiği satır arasında geçirilirken, sayıları 10’u geçmeyen kuyulardan söz edilmektedir. Oysa bu kuyuların sayısını DSİ’nin bildiği bile meçhuldur, çünkü iktidar politikalarında kuyulara göz yumulmasını gerektirmektedir.
Amaç rant mı?
2000’li yıllarına başına kadar bir çok kuş türüne ev sahipliği yapan Meke Gölü, bölgenin kuş cennetiydi. Flamingolar ve göle adını veren, sadece Meke Gölü civarında yaşayan Sakarmeke kuşunun bir türü olan Meke kuşları ve diğer birçok kuş türleri gölde yaşayan artemia salina adlı canlıdan beslenmek için göle gelirlerdi. Artemia Salina’nın tuzlu su da yaşayan bir tür karides olduğu belirtilmektedir. Karapınar Atık Tesisi’nden çıkan 2,5 milyon metreküp su göle aktarılarak göl yeniden kuşlara ev sahipliği yapabilir mi bilemiyoruz ancak asıl olanın, AB fonlarından destek alınma amacıyla projenin gündeme getirildiği ve bu işten rant hedeflendiği gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
İhtişam peşinde
Uzun yıllardır bölgede sulu tarım desteklenip, çiftçi ve köylü için bir kalkınma aracı olarak gösterilmesi ve dolayısıyla pancar gibi çok su ihtiyacı olan bitkilerin ekiminin desteklenmesi sonucu bölgede yeraltı suları 500 metreleri aşan derinliğe çekilmiştir. Bölgenin her yerinde kocaman obruklar ortaya çıkmış ve kilometrelerce uzunlukta yarıklar oluşmuştur. Kentsel ileri biyolojik arıtma tesislerinden çıkan suların tarım üretimlerinde kullanılması önerilirken, Belediye Başkanı Altay’ın bunu bir kenarı bırakıp Meke Gölü’nün eski ihtişamını yani görsel olarak geri kazanılacağını iddia edebilmektedir. Ancak burada ihtiyaç duyulan şey görsellik değil yaşamsal olanı savunmak ve ileriye taşıma gerekliliğidir.
Tarım mı enerji mi?
Karapınar’da çölleşme başladığı söyleminin ardına saklananlar, Karapınar’ı tarım topraklarıyla anılma özelliğini yok edip bu alanları Güneş Tarlaları’na tercih edenlerdir. Meke Gölü’ne arıtma suyunu taşımakla Meke’nin ekolojik döngüsü geri kazanılamayacağı gibi, belediyeyi ilgilendiren şey güzel görünsün anlayışından öte ortaya çıkan rantsal olanaklar olduğu anlaşılabilmektedir. Arıtma tesisinden çıkan suyu 8,5 km öteye taşıyacak olan kanal ve borulama işinden elde edilecek rant Meke Gölü’nden daha önemli olduğu proje içeriğinden anlaşılabilmektedir. Oysa, Meke Gölü kurtarılmak isteniyorsa kuyuların kapatılmasından başlanması gerekir. Meke Gölü sularının, yeraltına kaçması kuyular kapatılarak önlenebilir ve bu yapılırsa Meke Gölü geri dönecektir. Eğer arıtmadan çıkan suyun değerlendirilmesi asıl amaç ise, arıtma suyuna tarım da kullanılabilir nitelik kazandırılması ve bu suyun çiftçilerin arazilerine yönlendirme yapılması gereken tek doğru proje olacaktır.