PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük komplonun yıl dönümde konuşan kardeşi Mehmet Öcalan, uluslararası güçlerin rolüne dikkat çekerek, ‘Amaç Ortadoğu’ya müdahale etmekti’ yorumunu yaptı ve PKK Liderinin fikilerine vurgu yaptı
Amerikan Birleşik Devletleri’nin (ABD) Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) ilk adımı olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998’de gerçekleşen uluslararası komplo 26’ncı yılına girdi.
25 yıl boyunca İmralı’da tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan’dan, 31 aydır haber alınamıyor. Avukatlarına dönük engellemeler ile birlikte Abdullah Öcalan’ın ailesiyle görüşmesi de “disiplin” adı altında verilen cezalarla engelleniyor. İmralı’da tutulduğu 25 yıllık süre boyunca telefon hakkını iki kez kullanabilen Abdullah Öcalan, en son 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile kesintili telefon görüşmesi yapmıştı.
Yapılan bu görüşmede aile ve avukat görüş engeline tepki gösteren Abdullah Öcalan, İmralı tecrit sisteminin hem hukuki hem siyasi olduğunu belirterek, avukatlarıyla görüşme istediğini söyledi. PKK Lideri, “Bu yaptığınız çok yanlış. Devlet de yanlış oynuyor, siz de. Bu hukuki değil, doğru da değil. Bu asla kabul edilemez. Bu aynı zamanda çok tehlikelidir. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Avukatlarımın buraya gelerek benimle görüşme yapmasını istiyorum” dedi.
Bu görüşmenin ardından İmralı F Tipi Cezaevi Müdürlüğü ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan 137 aile başvurusu, “disiplin” adı altında sistematik hale getirilen cezalarla ya reddediliyor ya da yanıtsız bırakılıyor.
Ağabeyiyle son görüşmeyi gerçekleştiren Mehmet Öcalan, tecridi komplonun devamı olarak nitelendirdi.
Uluslararası komployla Abdullah Öcalan’ın Şam’dan ayrılma kararı aldığını hatırlatan Mehmet Öcalan, “ABD, Rusya, Mısır, İsrail ve Avrupa ülkeleri Ortadoğu’daki çıkarları için komploda rol oynadılar. Başkan, Şam’dan ayrıldıktan sonra davet üzerine Yunanistan’a gitti. Ancak Yunanistan davetine sadık kalmadı. Sonrasında gittiği her yerden ayrılmak zorunda kaldı. Avrupa devletlerinin herkese kapıları açıkken, herkes için bir yeri varken, Başkan’a kapılar kapalıydı. Aslında Başkan şahsında Kürt halkına kapılar kapalıydı, Kürt halkına yer yoktu. Bu uluslararası devletler için bir utançtır” dedi.
‘Komplo fikirlerine yönelikti’
Komployla Kürt Özgürlük Hareketinin tasfiye edilmek istendiğinin altını çizen Mehmet Öcalan, “Başkan bir halkı yokluktan varlık mücadelesini veren bir çizgiye getirdi. Tabi bu durum Ortadoğu’daki çıkarları için Kurdistan’ı Türkiye, Suriye, Irak ve İran arasında pay eden egemen devletlerin çıkarına uymuyordu. Yükselen Kürt direnişini ve Başkanla doğan Kürtlerin güneşini söndürmek istediler. Ortadoğu’ya müdahale etmek içinde Başkana karşı komployu gerçekleştirdiler. Komplo aslında Başkanın fikirlerine yönelikti. Çünkü Başkanın geliştirdiği paradigma, tüm halkları ve inançları barındırıyor, bu da onların işine gelmiyor. Onun için Başkanın paradigmasını ortadan kaldırmak istediler” ifadelerini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın fikirleriyle komployu boşa çıkardığını sözlerine ekleyen Mehmet Öcalan, şöyle devam etti: “Komployu gerçekleştiren uluslararası güçler amaçlarına ulaşamadılar. Başkan’ın paradigması tüm dünyaya yayıldı. Rojava Devrimi’yle beraber hayat bulan paradigma, bugün yaşamsallaştı. Bugün Rojava’da tüm halklar ve inançlar birlikte yaşıyor. Başkan’ın dünya sistemlerine karşı sunduğu Üçüncü Yol, gittikçe büyüyor. Bugün komplo tecritle devam ediyor. Bu tecridin kırılması halkların mücadelesine bağlı. Herkes hem komploya karşı hem de tecritte karşı demokratik tepkisini büyütmeli.”
Kürt sorunun çözümünün uluslararası komplonun devamı olan tecrit sisteminin kırılmasına bağlı olduğunu vurgulayan Mehmet Öcalan sözlerine şöyşe devam etti: “Devletten hiçbir beklentimiz yok. Bir minnet olarak görüşme talebinde bulunmuyoruz. Kendi kanunlarını uygulamalarını söylüyoruz. Ancak devletin kendi koyduğu kanunlara bile saygısı yok. 2 buçuk yıldır Başkandan hiçbir haber alamıyoruz. Herkes biraz vicdanlı düşünsün. Sağlık durumları nedir, sağlar mı, değiller mi bilmiyoruz. Eğer biz İmralı kapılarını kırabilseydik, bugün o kadar insan ölmeyecekti. İmralı’nın kapıları kırılmalı. İmralı kapıları kırılmadan çözüm sağlanmaz.
Haber: Mahmut Altıntaş / MA